Ben Alara Yücegönül.
Bir tane sevgili yapacağım demiştim. Onun bile gidip en karaktersizini bulmuştum. Burnumu çektim.
"Ne ağlıyorum ben ya." dedim kendime kızarak. "O onun bunun evladı hiç üzgün değildi. Ben niye salak salak ağlıyorum!" etrafa ba...
(Attığın yorumu sabah gördüm. Ben baktığımda böyle yazıyordu yalnız ¿)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*
Güneş tatlı bir sıcaklıkla yüzümü ısıtırken gözlerimi kapatmış ellerimi iki yana yaslamış belimi de hafif ileri doğru esnetmiştim. "Lara uyuyacaksan bu maç bitmez." Diyen Barış'ın sesiyle ona baktım. "Siz en son sakatlanan kıza yardım etmiyor muydunuz? Ha bir de sormayı unuttum. Kolumu kopmuş çığlık ata ata kulağımı—" öksüren Defne'ye baktım. "Sağır etti diyecektim. Ne kötüsün kızım ya?" Dediğimde güldü. "Ben önlemimi alayım da."
"RTÜK taşıyorsun herhalde yanında." Diyen Barış Defne'ye sanki sevdiği bir oyuncak bulmuş gibi bakıyordu. "Eşya mıyım lan ben?" Diye cırlayan Defne bir an da durup "Lan ne ya lan ne? Beni kötü kötü konuşturuyorsunuz!" Dediğinde Barış bana bu ciddi mi der gibi bakış attı. "Lan kötü bir şey mi?" Diye düşüncelere dalan Doğukan birazdan Google'da aratacak gibi duruyordu. "Azıcık medeniyet." Diye homurdandı Defne.
Sonunda Okyanus'u Esra ile gelirken gördüğümde düdüğü aldım. İlle de Okyanus götürsün diye tutturmuştu. Bir yandan bileğim diye bağırmış bir yandan da Okyanus'un tişörtünü çekmişti. Eray denizden uzaklaşıp yanımıza döndüğünde "Bileği mi kopmuş bas bas bağırıyordu?" Dediğinde Defne ona bakıp bana baktı. "Al birini vur ötekini! Siz ikiniz aynı yumurtadan mı çıktınız ya?" Eray ona ters ters bakıp "Ne saçmalıyor?" Dediğinde Esra'da Eray'ın dediğine cevap vermiş ikisi birden Eray'a laf sokmaya çalışıyorlardı.
"Herkesi kendin gibi odundan sanma." Diyen Esra'ya tam bir şey diyecekken Doğukan "Yalnız odun kırılıyor, yanıyor, inciniyor." Diye parmaklarıyla sayıyordu. "Sesi çıkmıyor ama değil mi?" Diye saçma bir şey söyleyen Defne Esra'ya destek çıkmıştı.
"Siz bağırtılmaya meraklıysanız yapacak bir şey yok." Dedi Eray. Gözlerim kocaman açılırken Defne ve Esra ona doğru yaklaşıyordu. Oturduğum yerden inerek "Uzatmayın tamam." Dediğimde Esra "Ne dediğini duymadın mı?" Dedi. "Sen de ona söyledin." Dedi Barış. "Aynı şey mi?" Dedi Esra. "Tabi sözü nerden anladığın da önemli." Dediğimde Defne bana pes der gibi bakıyordu.
"Eray ortalığı karıştırmak konusunda Nobel ödülü kazanmış bulunmaktasın." Diyen Defne'ye Eray kısa bir bakış attı. "Defne sen sanki hiçbir şey dememişsin gibi Eray'la uğraşamasan mı?" Diye araya girdim.
"Ayh! Oynamıyorum ben." Diyerek kollarını göğsünde birleştirdiğinde Okyanus bunalmış gibi bir haraketle bıraktığı sırt çantasını aldı. "İlkokul çocukları sizin yaptığınızı yapmıyor. Ne uzattınız ya." Diyen Can, Okyanus'a bakıp "Nereye kardeşim?" Diye sorduğunda yakın olduklarını anlamıştım. "Mila bekliyor."
