30 \ ready for it

3.7K 377 266
                                        


İyi geceler herkese.

Lütfen yorumsuz geçmeyin olur mu? :D

İyi okumalar(:




"Hadi gençler. Uyumayı kesin yahu! Sınava sanki ben gireceğim ayol." Sınıftaki gülüşmeler artarken Elif hoca ümitsiz bir vakaymışız gibi baktı bize. Ayşegül ellerini çenesinin altına koymuş etrafı izlerken önünde duran kitaba baktım. Soruları çözmemişti. Birkaç gündür dalgındı da. Zaten partiden sonra herkes bir süre değişik bir ruh halinde olmuştu. Partinin üzerinden on bir gün geçmişti. Konudan kimse kimseye bahsetmiyordu.

Aslında herkes üstünü kapatma çabası içindeydi.

Okyanus'un annesi rahatsızlandığı için pek görüşememekle birlikte kimseye söylemeden bir ilişkiye başlamıştık. Bir süre de böyle kalsın istiyorduk. En azından insanlar bize saygı duyana kadar. Kudurmuş fan sayfalarımız ve anti sayfaların savaşı hala sürüyordu ve ben sosyal medyanın bizi ne hale soktuğunu bir türlü kendime yediremiyordum.

"Bu böyle olmayacak. Test kitaplarınızı bana getirin. Hepsini kontrol edip bu gece size not vereceğim." Sınıftaki uğultu bir anlığına durduğunda Ayşegül telaşla bana döndü. "Ne dedi o, ne dedi?"

"Hocam ama ya..." Dedi biri. "Söylenmeyi kesin. Siz madem coğrafya dersini önemsemiyorsunuz hak ettiğinizi vereceğim. Alara topla bakalım kitapları." Sırayı yavaşla itip ayağa kalktım. Kitapları toplamaya başladığımda hala herkes şikayet ediyordu.

"Hocam yarın getirsek ya!"

"Olmaz güzel çocuğum benim, olmaz."

Okyanus'un sırasına geldiğimde başını sıraya koymuş uyuyordu. "Okyanus?" Dedim sınıfa kısa bir bakış atıp. Gülümsememe engel olamayıp "Okyanus?" Dedim tekrar. Yavaşça kafasını çevirip bana baktığında gözüme çok tatlı gelmişti. Ona bakmaya devam ettiğimde kollarını açtı. "O kollarını kapatıp bana kitabını ver." Dediğimde gözlerini devirdi. Kitabı bana uzattı. "Cehennemde yanacaksın kollarıma gelmediğin için." 

Kitabı elinden aldım. "Cennette buluşuruz o zaman." Dediğimde gülümsedi. Eli bana uzandığında hızla uzaklaştım. Kitapları bırakıp sıraya oturduğumda Ayşegül bana sırıtarak bakıyordu. "Ne?" Dediğimde kıkırdadı. "Barıştınız mı siz?" Diye sorduğunda kaşlarımı çattım. "Kiminle?" Diye sordum ilgisizce. "Ya Lara! Söylesene işte." Omuz silktim. "Hiçbir şey yok Ayşegül. Asıl sana ne sormayı unuttum." Zil çaldığında bana beklentiyle bakıyordu. Aslında ona Eray'ı gecenin bir yarısı neden aradığını soracaktım ama Defne ve Beril geldiği için bunu soramayıp sessiz kaldım.

"Eee öğle yemeğinde sınıfta beklemeyeceksiniz değil mi?" Dedi Defne bize ters ters bakarak. Sırayı iterek çıktığımda Okyanusla göz göze gelerek adımlarımı yavaşlattım. "Siz gidin ben geliyorum."

"Niye, ne yapacaksın?" Diye sordu Beril. "Evet bekleriz." Çantama baktım. "Şey yapmam lazım." Ayşegül sırıtıyordu. "Tamam o şey yapsın. Gelin biz gidelim. Gelir nasıl olsa şeyi yaptıktan sonra." Defne'yle Beril'i kollarından tutup götürürken bana pis bir şekilde gülümsüyordu. Onu görmezden geldim. Onlar sınıftan çıktıktan sonra içeride birkaç kişi kalmıştı. Onlar da çıkacak gibi durmuyorlardı. Sıraya yaslanıp Okyanus'a baktığımda etrafa bakıp kaşlarını kaldırdı. Sonra da ceketini alıp bana doğru yürüdü. Yanıma gelip "Bana cennetimi ver." Dediğinde gülümsüyordum. Gülümsememe son vermem gerekiyordu artık. Saf saf gülümseyerek çocuğun suratına boş boş bakmak neydi yahu?

"Cennetle cehennemle uğraşmayı bırak." Dedim sonunda susmayı keserek. Tam önümde durup kafasını yüzüme doğru eğdi. "Seninle mi uğraşayım? Ne yapayım?"

Hey Sen?! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin