Multi: AlaraYazım yanlışları için üzgünüm kontrol edemedim :/
İyi okumalar.
Hayatım iki ay öncesine kadar öylesine sıradan bir haldeydi ki şu andan öncesini hatırlamakta güçlük çekiyordum. Kendi halinde eğlenen öylesine biriydim. Şimdiyse her şey daha farklı geliyordu. Yağız'la sevgili olmuş ve ayrılmıştık. Fan sayfaları vardı. Birçok insan adımı biliyordu ve hakkımda konuşup duruyorlardı. Benden nefret eden çok fazla insan çıkmıştı. Çocukluk arkadaşlarımın aslında tanıdığım gibi olmadıklarını görmüştüm.
Birlikte kaydıraktan kaydığım Tuğçe bana ihanet etmesi için sevgilimin aklına girmiş üstelik diğer bir arkadaşımı da dahil etmişti. Çocuk bakıyordum ve şimdi de bir Stalker ile uğraşıyordum. Önümdeki kağıtlara baktım. Tanıdığım tüm insanların resimlerini çıkarmıştım. Çünkü stalker konusundaki hislerim onun çok uzaklarda olmadığını söylüyordu. Aldığım büyük boy mantar panoya resimleri yapıştırıp elime not defteri aldım.
1-Beril ve Hakan'ın resmini çekmişti.
2-Ben ve Okyanus'un resmini çekip sadece Okyanus'a atmıştı.
3-Yağız; Işıl ve Tuğçe'ye zarar verirken onları çekip internete yüklemişti.
Ve sonuncusu Eray'a zarar vermek istemişti.
Bildiğim ve beni ilgilendirenler bunlardı. Resimlere göz gezdirdim. Nasıl bulabilirdim ki onu? Acaba benim bilmediğim ama tehdit ettiği birileri var mıydı? Telefonum titrediğinde kalemi masaya bırakıp yatağın üzerinden telefonumu aldım. Defne arıyordu.
"Selam benim en en en en sevdiğim—"
"Ne isteyeceksen çabuk söyle." Dedim yatağa oturarak. "Hemen hayır demek yok."
"Hadi söyle."
"Babamı ikna ettim. Kurulda karar aldılar. Vakıf şenlik düzenleyecek. Bil bakalım kim hazırlayacak?"
"Ben değil." Diyerek sırıttım. "Akşam size gelirim. Detayları konuşuruz." Dedi keyifli bir sesle. Somurttum. Sonra doğrulduğumda gözüme pano çarpttı. "Aa ben size gelirim. Sen gelme."
"Tamam. Daha güzel." Diyerek telefonu kapattığında iç çektim. Telefonum tekrar çaldığında bu sefer arayan Nilgün hanımdı.
"Efendim Nilgün hanım?"
"Alara kızım? Rahatsız etmiyorum değil mi?"
Düzgün oturma ihtiyacı hissederek doğruldum. "Hayır. Ne rahatsızlığı bir sorun mu var?""Aslına bakarsan bize gelir misin diyecektim. Büşra Mila'ya bakamıyor diye söyledi Berrin. Lütfen kızıma göz kulak olur musun hayatım?" Ayağa kalkıp telefonu kendimden uzaklaştırıp önce güzel bir of çektim. "Büşra Mila'dan uzak dur dedi bana." Dediğimde "Ah, özür dilerim onun için." Dedi gerçek bir mahcubiyetle. "Onunla bu konuyu konuşacağım."
"Pekala ben Mila'nın yanına gidiyorum o zaman."
"Çok teşekkür ederim." Telefonu kapatıp üzerime baktım. Dolabımı açıp üzerime kot şortumu ve açık mor tişörtümü giyip saçlarımı açık bırakıp aynanın karşısına geçtim. Dudağıma parlatıcı sürüp gözlerime rimel sürdüğümde yaptığıma bir anlam veremeyerek sırt çantama uzandım. Onu alıp evden çıktığımda kapıya elini uzatmış Yağız'ı görerek korkuyla geri çekildim.
"Ne yapıyorsun sen be?!"
"Ben şey...aaa" Durup geri çekildi. " Seni merak ettim." Dediğinde kaşlarımı çatık yüzüne bakıyordum. "Etme beni merak falan." Kapıyı çekerek çıktığımda bana tuhaf bakıyordu. "Ne güzel olmuşsun." Dediğini umursamadan kapıyı kilitledim. Asansöre doğru yürümeye başladığımda yanımda geliyordu.
Birlikte asansöre bindiğimizde hala bana bakıp bakıp duruyordu. Çantayı kavrayıp ona doğrultum. "Kafanı mı kırayım illa? Ne bakıyorsun?" Gülerek çantamı indirdi. "Seni seviyorum." Dediğinde çantayı ona vurdum. Gülerek geri çekildi. Kapılar açıldığında hızlıca çıktım. Birlikte kapıdan çıktığımızda Işıl'da elinde alışveriş poşetleriyle geliyordu. Yağız ona ters ters bakışlar atarken koluna vurdum. "Ona bulaşma."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey Sen?!
HumorBen Alara Yücegönül. Bir tane sevgili yapacağım demiştim. Onun bile gidip en karaktersizini bulmuştum. Burnumu çektim. "Ne ağlıyorum ben ya." dedim kendime kızarak. "O onun bunun evladı hiç üzgün değildi. Ben niye salak salak ağlıyorum!" etrafa ba...