23 \ No.1

3.7K 547 404
                                    


Hey herkese merhaba! Wattpad ortamındaki en sevdiğim şey kesinlikle yorum okumak! Lütfen beni bundan mahrum etmeyin. Benim tek kazancım bu, kazancımı elimden almayın. Fakirleşmek istemiyorum ve sizler çok değerlisiniz.

İyi okumalar hepinize.

*






Lila rengi çiçekli elbiseye bakıp kumaşına elimi sürdüm. Dudağımı büzüp kapıya baktım. Sonunda festival hazırlığı bitmişti. Akşam konser vardı ve Defne salonda beni bekliyordu. Kapıyı çalıp "Giydin mi?" diye sorduğunda "Hayır." Dedim. Kapıyı açıp içeri girdi. "Beni kanser mi edeceksin sen ya?! Ne bu surat? Karnın mı acıktı? Daha büyük sorun yok. Giy çabuk delleniyorum ha!"

"Bağırma be!"

"Bağırtma be!" Gözlerimi devirdim. "Bitiremediğim the walking dead gibi her şey. Bitiremediğim the originals gibi! Festival boka saracak boka. Benim canım sıkkın." Diyerek yatağıma atladı. "Bıktım hayat ben!" Dediğinde sırıttım. "Kes şu dramatik tavırları. Sinirlerimi bozuyorsun."

"Sen git önce Okyanus deyince dalmayı bırak Leyla." Dediğinde kaşlarımı çattım. "Ne alaka ya?"

"Neyse üstüne gelmek istemiyorum bu konuda ama beni el atmak zorunda bırakma."

"O elini alacağım şimdi kalk o yataktan daha yeni topladım. Hadi çık dışarı." Bana kötü kötü bakarak odadan çıktı. "Aşk kötü bir şey değil salak Alara!"

"Ondan mal gibi hep ağlıyorsun!" Dedim kapıyı kapatarak. Oflayarak elbiseye baktım. Birkaç dakika içinde de giyerek odadan çıkıp alt kata indim. Defne masanın üzerindeki tatlıları yerken ağzı dolu dolu bana döndü. "Annen Büşra'nın annesiyle iyi mi anlaşıyor?" Diye sorduğunda kafa salladım. "Maalesef."

"Büşra'yla sen de kanka olursan şaşmam." Yüzümü buruşturdum. "Asla."

"Niye ki? Niye sevmiyorsun sen bu kızı?" İç çektim. "Sen niye Zehra'yı sevmiyorsun?"

"Aynı şey mi?" Sırıttı. "Yalnız bugün Okyanus da geliyor. Yakınlaşma aşamalarınız nasıl gidiyor?"

"Gitmiyor. Yok öyle aşama falan. Salağın teki o." Güldü. "Bizimki de deli. Oh tam buldunuz."

"Defne!"

"Ne var ya? Hoşlanıyorsun işte kabul et." Omuz silktim. "Sen yıllardır inatla Eray'a açılmıyorsun. Bir de çektiriyorsun. Sen mi diyorsun açıl diye?"

"Ben Eray'dan hoşlanmıyorum tamam mı?" Dedi bilmiş bilmiş. Ona inanmadığımı gösteren bir bakış attım. "Eray'la bizim ilişkimiz yürümez."

"Sen varya başkasıyla gördüğünde bu çocuğu ben sana bu lafları hatırlatırım. Sonra çok üzülürsün."

"Hiçbir kızla yapamaz Eray." Dedi kararlı bir şekilde. "Eray birini severse gerçekten çok güzel bir adam olur. Haksızlık etme. Hadi yürü çıkalım da bir yandan."

"Niye öyle dedin ki şimdi?" Tuhaf bir ifadeyle. "Hem başkasıyla olma fikrini kabul etmiyorsun bir de gelmiş hoşlanmıyorum diyorsun."

"Hoş-lan-mı-yo-rum!"


*

Saat akşam yediye gelirken benim hastaneden annemin sonuçlarını almam gerektiği için Defne'den ayrılmıştım. Trafikte kalmış öylece arabanın milim milim hareket etmesini izlerken telefonuma gelen mesajlarını okumaya başladım. Sosyal medya hesabıma reklam teklifleri bile gelmeye başlamıştı. Nasıl böyle dallanıp budaklandığını anlamamıştım. Sürekli festivalden görüntüler atıp benim gidip gitmeyeceğimi soruyorlardı. Okyanus'un fotoğrafını attıklarında alt dudağımı ısırdım. Yanında yine bir kız vardı. Bu kızı bir kez daha bir resimde yanında görmüştüm. Kahverengi saçlı poğaça yanaklı tatlı bir kızdı. Üfleyerek dışarıya baktım. Ardı arkası kesilmeyen mesajların sonu yoktu.

Hey Sen?! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin