20 \ agony

4.7K 426 549
                                    


Selam millet! Bana bölüm için gün yazın bakalım. Hangi gün bölüm gelsin. Düzenli atmaya çalışacağım:))

İyi okumalar.

*






"Kaçın!"

Köpek sesleriyle birlikte kafamızı çevirdiğimizde bize doğru koşan iki köpekle gözlerim kocaman oldu. Okyanus çoktan elimi tutmuş beni peşinde sürüklemeye başlamıştı. Merdivenleri saliseler içinde koşup caddenin karşısına koştuğunda kalbim boğazımda atıyordu. Yemek yediğimiz restorana yakın bir yere bıraktığımız bisikletlerimizin yanına kadar koşturarak geldiğimizde ayağım takıldı ve yere düştüm. Dizlerim acırken Okyanus arkamızdan gelen köpeklere bir bakış atıp kolumun altından tutup beni ayağa kaldırdı.

Arkasını döndü. "Hadi." Dediğinde yaklaşıp ellerimi omuzlarına koydum. Beni sırtına aldığında sanki hiçbir şey yokmuş gibi sırtında bir hızla koşmaya başladı. Bisikletlerimizin yanına geldiğimizde köpek sesleri azalmıştı. Nefes nefese durduğunda sırtından indim. Kanayan dizlerime bakıp bana yaklaştı. Önümde diz çöktüğünde yüzünü buruşturmuştu. "Acımıyor." Dediğimde kafasını kaldırıp bana baktı. "Kötü görünüyor. Pansuman yapmak gerek." Doğrulup elime uzandı. Eli elimde yemek yediğimiz yere geri girdiğimizde bizi ilk gören Ahmet abi olmuştu.

"Ahmet abi ilkyardım malzemelerini getirir misin?" Diye sordu Okyanus. Ahmet abi garsonlardan birine göz atıp birinden istedi. Sonra da yanımıza geldi. Bir sandalye çekmiş oturmuştum bende.

"Ne oldu Okyanus?"

Okyanus elini ensesine koyup okşadı. "Köpekler saldırdı. Onlardan kaçarken düştü Lara." Dediğinde Ahmet abi kaşlarını çatıp bana baktı. "Kötü olmuş ama neredeydiniz siz? Köpekler sahil tarafında olacaktı bu gece. Tabelaları görmediniz mi?" Okyanus omuz silkti. "Neredeydi ki? Biz görmedik hiç. Sen gördün mü Lara?" Dediğinde kafamı iki yana salladım.

"Sahile inen merdivenlerin orada. Nasıl göremediniz ki?" Okyanus'un gözleri bu detayla bana döndüğünde yüzüm ısınmaya başlamıştı. "Benim o dikkatim dağılmıştı. Ondan göremedim herhalde." Dedi benden bakışlarını çekip. Bakışlarımı masa örtüsüne çevirdim. Ne güzel bir masa örtüsü? Nereden aldılar acaba? Tam bizim evdeki masaya uygun. Annem görse çok sever. Annemi çok severim ben. O da beni sever. Savaş olmasın, hep barış olsun.

"Getirdim abi." Düşünce havuzundan kendimi zar zor atıp gelen çocuğa baktım. Okyanus malzemeleri elinden aldı. "Çok sağol abi." Dedi Okyanus önümde eğilerek. "Alışkınız oğlum biz senin bu hallerine." Diyerek Okyanus'a gülümsedi Ahmet abi. Sonra da bizi yalnız bıraktı. "Acıyacak kesin ya." Diye sızlandığımda çantayı açıyordu. "Çok acırsa söyle. Yavaş yavaş yaparız."

Gözlerimi kapattım. O yarama gerekli olan şeyleri yaparken bulutlarda olduğumu düşündüm. Yatıp yıldızları izlediğimi. Denizde yüzdüğümü. Ta ki ıslak pamuk temine değene kadar sessizdim ama o acıyla "Acıyor!" Diyerek sesimi yükselttim. Ayak bileğimi inen elini hissettiğimde "Sakin ol." Dedi yumuşak bir sesle. O yarayı sonunda sargı beziyle kapattığında gözlerimi açtım. Güzel mavi gözleri öylece bana bakıyordu. Aklıma sahilde beni öpecek oluşu geldiğinde gözlerimi üzerinden çektim. Eşyaları toplayıp hepsini geri verdikten sonra Ahmet abi Okyanus'a arabasının anahtarını vermişti. Yola çıktığımızda sessizdik. Ellerimi nereye koyacağımı şaşırıyordum. Sonumda birleştirip kucağıma bıraktım. Kısık ses Duman'dan Aman Aman çalarken istemsizce gülümsedim. Tanıştığımız gece ondan bir şarkı çalıyordu.

"Yazdın çizdin aman aman aman"

Mırıldanmaya başladım. Okyanus'da mırıldanıyordu sanırım. Duman seviyordu galiba benim gibi. "İncecik izdin aman aman aman"

Hey Sen?! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin