Selam millet Levla geldi daha dün buradaydım ya. Neyse iyi okumalar ve yorum bırakmayı noluuur unutmayın jcksjcksjckrr yakanıza yapışırım ha.Yazım yanlışları varsa affedin lütfen 🙏🏻
Tekrar iyi okumalar, seviliyorsunuz.
"Sonra ne oldu?" Diye soran polis memuruna ıslak gözlerim arasından baktım. "Okyanus'un bir suçu yok. Lütfen bana inanın."
"Alaracığım, canım benim. Karşı taraf hastanelik olmuş. Onlar şikayetçi olmuşken bir şey yapamayız." Dudaklarımı ıslatıp gözlerimi sildim. "Hiçbir yolu yok mu?"
"Tüm her şey Okyanus'un aleyhine." Dediğinde kanlı ellerime baktım. "P-peki ama o da bana saldırdı." Kaşlarını çatıp oturuşunu düzeltti. "Seni bu hale Hakan mı getirdi?" Dediğinde hızla kafa salladım. "Okyanus da buna sinirlendi zaten. Asla kötü biri değil. Durduk yere kimseye zarar vermez."
"Eğer Hakan'dan şikayetçi olursan iki taraf da eşit olur." Dediğinde hızla kafa salladım. "Şikayetçiyim. Lütfen Okyanus'u bırakın."
"Bu dediğin şimdilik mümkün değil." Dizlerimde birleştirdim ellerimi. "Ben senin Hakan ile ilgili olan ifadeni tekrar alayım."
*
Sandalyede oturmuş öylece beklerken birkaç gürültü kulağıma doldu. Koridorun başında Nilgün hanımı gördüğümde vücudumdaki kesikler tekrar sızladı. Beni görmemesini dilerdim ama gördü. "Alara?" Gözlerine çevirdim gözlerimi. "Ne oluyor? Okyanus neden burada?"
"Ben." Eliyle beni durdurdu. "Büşra bir şeyler anlattı. Doğru mu?"
"Size ne anlatıldı bilmiyorum." Yüzüme buz gibi bir ifadeyle baktı. "Oğlum senin yüzünden mi burada?" Yutkunamadım. Evet.
"Ben engel olmaya çalıştım. Yemin ederim çok uğraştım ama beni bir an bile dinlemedi." Yanıma yaklaşıp derin bir nefes aldı. "Okyanus'un öfke kontrol problemi var. Psikoloğa bile gidip tedavi gördü." Dediğinde gözlerim kocaman açıldı. "Sen ona zarar veriyorsun." Dediğinde küçülebildiğim kadar karşısında küçüldüm.
"İlişkinizi sonlandırırsanız daha iyi olacak."
Bizim bir ilişkimiz yoktu oysa.
"Ben ona zarar vermedim. Ben ona engel olmak istedim."
"Olamamışsın. Bak çocuğum nerede? Ondan uzak duruyorsun. O da senden. Anlaşıldı mı?"
"Kızıma bağırmayı kesin!" Duyduğum sesle babama dönerken kanım buz kesti. "Baba..." Babam beni görmesiyle gözlerini birkaç kez kırpıştırdı. "Meleğim?" Dedi üzerime bakarak. "Kızınıza bağırdığım yok Fatih bey. Olması gerekenleri söylüyorum. Kimsenin canı daha fazla sıkılsın istemiyorum." Dedi Nilgün hanım sertçe. Babam onu umursamadı. Bana yaklaşıp hızla elimi tuttu. "Gel hastaneye gidiyoruz."
"Baba iyiyim ben. Sakin ol lütfen."
"Keşke benim oğlum da iyi olsa." Babam sinirle Nilgün hanıma baktı. "Siz kör müsünüz?" Diyerek sinirle soluduğunda yavaşça duvara tutundum. Her yerim çok acıyordu ve kendimi çok bitkin hissediyordum. İlk başta bu kadar çok acımamıştı. Şimdi çekemeyeceğim kadar fazlaydı. "Benim kızım kanlar içinde! Bu ne bencillik?!"
"Ben bencil değilim! Anneyim! Evladı yok yere başı belaya giren bir anneyim."
"Yok yer mi benim kızım?" Dedi babam sinirle. Gözümün önü kararıyordu artık. "Baba lütfen." Dedim güçsüzce. "Öyle demek düşüyor. Kusura bakmayın."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey Sen?!
UmorismoBen Alara Yücegönül. Bir tane sevgili yapacağım demiştim. Onun bile gidip en karaktersizini bulmuştum. Burnumu çektim. "Ne ağlıyorum ben ya." dedim kendime kızarak. "O onun bunun evladı hiç üzgün değildi. Ben niye salak salak ağlıyorum!" etrafa ba...