Yutkundum.Az önce ne yapmıştım ben?
Şokla arkasından bakarken üst kata çıkan merdivenleri tırmanıyordu. Hızlıca arkasından ilerleyip kolundan tuttum "Bekle." dedim.
Adımlarını durdurup kolunu tuttuğum elime kaşlarını çatarak baktığında hızlıca elimi kolundan çektim.
"Ne var?"
"Hala benim yaptığımı mı düşünüyorsun?" Boyu çok uzundu ve ben bir basamak aşağıda olduğumdan ona kafamı kaldırarak bakmak zorunda kalıyordum.
Bir süre yüzüme bakıp önüne döndü. Tekrar merdivenleri çıkmaya başladı.
Hızlıca önüne geçip "Sana diyorum." dedim.
Gözlerini devirip dilini yanağında gezdirdi. Siyah saçları dağınık bir şekilde anlına dökülmüş,beyaz tenine uyum sağlıyordu.
"Evet kesinlikle senin yaptığını düşünüyorum." dedi sert bir sesle.
"Nasıl bu kadar emin olabilirsin?" Sinirle alt dudağımı dişledim. "Sana benim yapmadığı mı kanıtlayabilirim."
Alaylı bir homurtu çıkartıp,elini saçlarının arasından geçirdi. "Nasıl olacakmış o?"
"Eğer kanıtlarsam..." dedim. "Bana yaptıklarından dolayı özr-" sinirle kolumu tutup duvara yasladı. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp "İnkar etmeyi kes. Herşey ortada zaten."
"Ortada olan hiçbir şey yok!" diye bağırdım. "Ben yapmadım diyorum neden anlamak istemiyorsun!"
Kolumu sıkmaya başladı acıyla yutkundum. "O zaman kanıtla. Eğer kanıtlarsan o boktan özürü dileyeceğim."
Kolumu bırakıp arkasını dönüp gitti. Sıktığı kolumu ovup önüme döndüm.
Neden bu kadar sinirli davranıyordu bilmiyordum. Tanımadığı birine böyle kabaca davranması çok sinir bozucuydu.
Eğer gerçekten doğruysa bugün kimin yaptığını öğrenecektim.
Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım.
Merdivenlerden inip koridora geldiğimde Jisoo koşar adımlarla yanıma geldi. Elinde tuttuğu kağıdı gülerek önümde sallamaya başladı. "Bil bakalım ne oldu!"
Kaşımı kaldırarak sırıttım. "Yoksa?" "Evet! Elemeleri geçtim!"dedi.
"İşte bu!" yumruklarımızı tokuşturup sarıldığımızda gülümsedim.
Jisoo geçen dönem düzenlenen vokal yarışmasının ön elemelerini geçememişti. Bu dönem düzenlenen vokal yarışmasına gece gündüz çalışmış ilk ona girmişti.
Elinde tuttuğu kağıdı bana uzattı. "Tae'de geçmiş."
Kafamı sallayıp kağıdı elinden aldım. Listede on kişinin ismi yazıyordu. Sırayla baktığımda Jeon Jungkook ismini görmemle kaşlarımı çattım.
Vokal grubundaydı demek.
Ön elemeleri geçtiğine göre sesi gerçekten güzel olmalıydı.Gözlerimi kırpıştırıp anlıma şaplak attım. "Sanane Rose!Kendine gel."
Jisoo kolunu omzuma atıp sırıttı.
"Bunun şerefine rahat bir uyku çekeceğim."Yatakhaneye geldiğimizde telefonum titredi. Elimi cebime atıp çıkardım.
Bilinmeyen Numara: 10.45 :)
Attığı gülücüğe göz devirdim. Nedense gözümde ibnece sırıtan bir surat beliriyordu.
"Kim?" Jisoo kafasını merakla yanıma yaklaştırıp bakmaya çalıştığında ekranı hemen kapatıp telefonumu kendime çektim. "Ablam ya Nasılsın demiş."
Herkes uyku moduna geçtiğinde Jisoo'da hemen uykuya dalmıştı. Yatağımda kafamı geriye doğru yaslamış saatin gelmesini bekliyordum.
On dakika kalmıştı. Yaslandığım yerden yavaşça doğrulup ranzadan yavaş adımlarla indim.
Parmak uçlarımda ilerleyip dolabı açtım. Siyah kapüşonlu hırkamı üzerime geçirip köşedeki ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Telefonumu eşofmanımın arka cebine sıkıştırıp karanlık odada kapıya doğru ilerlemeye başladım.
Kimseye farkettirmeden buradan toz olsam iyi olacaktı. Jisoo'nun uykusu çok ağırdı. Bu yüzden uyanacağını sanmıyordum. Kapıyı yavaşça açıp çıkacağım sırada, ses duymamla tedirginlikle olduğum yerde dikildim.
"Nereye?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Now Or Never, rosekook [Tamamlandı]
Fanfiction[TAMAMLANDI] "Bu kokuya sahip olduğun sürece benden kaçamazsın Rose."