Uzun süredir uğramadığım evimizin kapısının önüne geldiğimizde ablam kapıyı açtı.
Tatlı bir homurtu çıkartıp bana sarıldığında karşılık verdim.
"Sonunda bir evin olduğunu hatırladın." dedi. "Çok alışma yarın yine gideceğim." dedim gülerek.
Beraber içeri girdiğimizde annemle babamda eve girip kapıyı kapattılar.
Sırt çantamı elime alıp odama yöneldim. Odamı özlemiştim. Çoğunlukla beyaz rengin hakim olduğu odamda çantamı kenara fırlatıp yatağıma yüz üstü uzandım.
" Ee Rose hanım okul nasıl gidiyor?"
Ablam saçını geriye atıp odaya girdi.
Kapıyı kapatıp yatağa bağdaş kurup oturdu. Kafama bir şaplak attı. "Konuşsana."Oflayıp gözlerimi yumdum. "Kötü." dedim sadece.
"Kötü mü? Annemler telaşla evden çıktıklarında bir şey olduğundan şüphelenmiştim zaten. Anlat haydi."
" Düştüm."
" Ne? Nerden?" dediğinde omuz silkip başımı diğer tarafa çevirdim. Omzumdan tutup kaldırmaya çalıştığında ofladım. " Git annemlerden öğren. Uykum geliyor rahat bırak beni." dedim.
"İyi be!" sinirle yatağımdan kalkıp kapıyı çarparak gitti.
Ablam benden iki yaş büyüktü. Ve oyunculuk eğitimi alıyordu. Benim vokal sınıfından ayrılıp dans sınıfına dahil olduğumu öğrenince iki hafta benle konuşmamıştı.
Ailedeki herkes bıraktığım için ayrıca bana sinirliydiler. Dudaklarımı büzüp bakışlarımı hemen dolabımın yanında duran gitarıma çevirdim.
Uzun süredir orada öylece duruyordu. Yerimden doğrulup gitarı elime aldım. Yatağıma bağdaş kurarak oturup gitarı çalacağım şekilde kucağımda sabitledim.
Parmaklarım tedirginlikle üzerinde gezindi. Eskisi gibi iyi çalabilecek miydim?
Ezberimde olan bir şarkının ufak bir kısmını söyleyip çalmaya başladım.
Başta bu durum bana yabancı gibi gelsede aklıma bir sene önceki yarışmada çaldığım o an geldi. Ve gülümseyerek söylemeye devam ettim.Aslında bu durumu o kadar özlemiştimki, kendimi sadece dans etmeye odaklanmaktan bunu farkedememiştim.
Akşam olduğunda ailece yemek yiyip, ablamla dışarıya çıkmıştık. Bugün yaşadıklarımı bir kaç saatte olsa unutmaya çalışmış ve o anın tadını çıkarmaya bakmıştım.
Biliyordum yarın okula gittiğimde her şey yine eskisi gibi olacaktı.
___
"Emin misin?" dedi ablam. "Kendi kararlarına göre seçimini yap. Anne babama bakma sen." dediğinde derin bir nefes alıp kafamı salladım. "Eminim, ve yapacağım." dedim.
Gitar çantasını omzuma takıp sırt çantamı diğer elime aldım. Ablam ve annemle vedalaştıktan sonra arabada bekleyen babama doğru ilerleyip. Ön kapıyı açıp oturdum.
Okulun önüne geldiğimizde babamlada sarılıp vedalaştıktan sonra arabadan indim. Okulun kapısının önüne geldiğimde görevli adam bana selam verdi karşılık verip, omzumda gitar çantamla okulun bahçesine doğru ilerlemeye başladım.
Birkaç meraklı gözler üzerimde gezinmeye başladı. Bakışlarım okulun bahçesinde gezindi. Dün karşılaştığım grup yine banklardan birinde oturmuştu. Yine tanıdık yüzler bakış açıma girdi. Seulgi Jungkook'un dibine girmiş. Yine bir şeyler konuşuyordu. Bu sefer gülen kişi Jungkook'tu.
İlk defa bu kadar içten güldüğünü farkettim. Gözleri kısılmış görünen dişleriyle tıpkı bir tavşana benziyordu.
Dudaklarımı birbirine bastırıp önüme döndüm.
"Ooo birileri okula teşvik edebilmiş."
Adımlarım durdu. Seulgi'nin alaylı sesi yaklaştığında gözlerimi yumup sabır dilercesine sesli bir nefes verdim.
Dün yaptığı iğrençlikten sonra zaten doluydum. Her an patlayabilirdim.
Omzuma çarparak önüme geçtiğinde asılı duran gitar çantam omzumdan kaydı. Diğer elimle düşmesine engel oldum. Önüme geçerek kollarını göğsünde birleştirdi. "Gitar? Sonunda ait olduğun yere geri dönüyorsun sanırım?"Alt dudağımı sinirle dişleyip konuştum.
" Önümden çekil. Yoksa elimden bir kaza çıkacak Seulgi." dedim sinirle.Kafasını geriye atarak sesli bir şekilde güldüğünde yanından geçmek için hareketlendim. Ama kolumda tuttu. "Ciddi misin? Senin gibi ezik bir kızdan mı korkacağımı sanıyorsun?"
" Çok konuşuyorsun. Çekil dedim."
Ama o eliyle göğsümden ittirip geriye doğru iki adım sendelememi sağladı.
Daha fazla dayanamayıp öne doğru bir adım attım. İki elimle boğazından tuttum. "Bana bak, dün yeterince piçlik yaptın! Daha fazla sabrımı zorlama benim!" diye bağırdım."Oooo kız kavgası en sevdiğim." Bize bakan öğrenciler dikkatle etrafımıza toplanmaya başlamışlardı.
Seulgi boğazını sıkan ellerimden kurtulmaya çalıştı. Omzuma asılı duran gitar bana engel oluyordu. Bu yüzden beni sertçe ittiğinde gitar çantamı indirip yere bıraktım.
Seulgi'de hemen saçımı kavrayıp çekiştirmeye başladığında acıyla yüzümü buruşturdum.
" Benim yerime geçmeye çalışıyorsun! Hep benim önümde durmaya çabalıyorsun!" diye bağırdığında elini kavrayıp saçımdan kurtardım.
Yüzüne sert bir tokat indirdiğimde şaşkınlıkla ağzı aralandı. Elini yanağına götürdüğünde alayla tek kaşımı kaldırdım. " Sakın, sakın bir daha bana bulaşmayı deneme. Yoksa bu kadar sakin karşılamayacağım." dedim bastırarak.
Tişörtümden kavrayıp üzerime doğru eğildi. Elini kaldırıp yüzüme vuracaktı ki biri havada bileğini yakalayıp yanağıma vurmasına engel oldu.
Kısılan gözlerim Seulgi'nin bileğini tutan kişiye kaydı. Jungkook sinirle dilini dudaklarının üzerinde gezdirip korkunç bir ses tonuyla konuştu.
" Sakın bir daha deneyeyim deme." dedi Seulgiye bakarak. " Yoksa kız olmanı umursamam ona kalkan elini kırarım."
Tuttuğu bileğini sertçe itip Seulgi'nin geriye doğru sendelemesine sebep oldu.
Şaşkınlıkla yutkundum. Jungkook bana döndü. Bileğimi yakalayıp peşinden çekiştirmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Now Or Never, rosekook [Tamamlandı]
Fanfiction[TAMAMLANDI] "Bu kokuya sahip olduğun sürece benden kaçamazsın Rose."