Annem arabaya binmeme yardım ederken bir yandanda sinirle okula sövüyordu.Bir daha başıma böyle bir şey gelirse okulu şikayet edip beni başka okula vereceğini söyleyip duruyordu.
" Okulla ne alakası var Anne? Benim sakarlığımdan hep başıma bunlar geliyor." dedim.
" Tabi, kesin öyledir." dedi inanmayarak. " Doktorun dediğini duydun, on gün boyunca hiçbir şekilde ayağa kalkmıyorsun. Çantanın önüne koyduğum merhemide günde iki defa kullanıyorsun. Duydun mu beni?" dedi kaşlarını çatarak.
Camdan elimi uzatıp yanağını sıktım. "Tamam annecim sen söylersinde ben duymaz mıyım." dedim ortamı yumuşatmaya çalışarak.
Cuma günü annem beni okuldan aldıktan sonra ufak çaplı bir şok geçirip beni hemen doktora götürmüştü. Ayrıca okul müdürünü arayıp bir güzel azarlamıştı. Pazartesi gününe kadar yatağımdan hiç kalkmama izin vermemişti.
Ona kalsa okula bile gitmezdim ama revirde yatacağım sözünü vererek evde kalmaktan kurtulmuştum.
Annem son kez uyarılarını yapıp evin kapısından içeri girdiğinde babamda arabayı sürmeye başladı. Kafamı cama yaslayıp okula kadar müzik dinledim.
Okulun kapısın önüne geldiğimizde babam arabadan inip bana destek olarak okulun bahçesine girdi.
Okuldaki çoğu kişinin bakışları bana dönsede umursamayıp etrafıma bakındım.
Bizimkileri bankta otururken gördüğümde babama beni onların yanına götürmesini söyledim.
Onlara yaklaştığımda üçüsününde bakışları bana döndü.
Tae hemen yerinden kalkıp yanıma geldiğinde babama selam verip "Gerisini ben hallederim." dedi.
Babam kolumdan çıkıp yerine Tae girince babama el salladım. Okulun çıkışına doğru ilerlemeye başladı.
Tae yanağımdan bir makas aldı. "Özlemişim." dedi sırıtarak.
" İki gün tek görmediniz." dedim.
Jisoo'yla Lisa oturdukları banktan yana kayıp bana yer açtılar İkisinin ortasına oturmama yardım etti Tae.
Oturup evde yaptıklarımız şeylerden konuştuk. Onlara annemin okul müdürünü arayıp azarladığını söylediğimde üçüde kahkaha attı.
Tae telefonunu Jisoo' da unuttuğunu bu yüzden üç gün boyunca sıkıntıdan patladığını söylediğinde kaşlarımı çattım. " Nasıl telefonu Jisoo'da unuttun ki?" dedim.
Sonuç olarak üç gün boyunca okulda değillerdi. Tae elini ensesine atıp ne cevap vereceğini düşünmeyen başladı. "Şey yani şey oldu."
" Buluşmuş olabiliriz." dedi Jisoo bana tedirginlikle bakarak. "Sinemaya gittik."
" Ooooo, yeni aşklar mı doğuyor?" Lisa ibnece sırıtıp Jisoo'yu omzuyla dürttü.
" Galiba." dedim sırıtarak. Tae bakışlarını kaçırdığında Jisoo'da " Ne alakası var ya!" diye cırladı.
Zil çaldığında üçümüzde doğrulduk. Bir koluma Lisa diğer kolum Jisoo girip yürümeme yardım ettiler. Tae'de önümüzde ilerliyordu.
O sırada buraya doğru gelen Jungkook'u farkettiğimde kaşlarımı çattım. Gerçektende buraya geliyordu. Hemde yanımızda Tae varken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Now Or Never, rosekook [Tamamlandı]
Fanfiction[TAMAMLANDI] "Bu kokuya sahip olduğun sürece benden kaçamazsın Rose."