3.0

9.4K 689 381
                                    



Keyifli Okumalar!


"Nasıl engel olamadın! Koduğumun salağı."

Jiminin sinirli sesi kulaklarımı doldurdu. Gözlerimi açmak istemiyordum. Aldığım darbeden dolayı başım çok feci ağrıyordu.

Bacaklarım kollarım sızlıyordu. Ve soğuk bütün vücuduma hücum etmişti. Yanağımın yaslı olduğu soğuk betonu hissedebiliyordum.

"Bana bak Hoseok, Jungkook'a yakalanırsam işin içinden sıyrılamam. Kızı kilitleyecektim, ama sen yine bir boku beceremedin. O yüzden onu yolda bulmuşum gibi oraya getireceğim. Yoksa olay başımda patlar."

Jiminin Hoseok'la telefonda konuşuyordu. Ben bir ara bilincimi kaybedip bayılmıştım. Şuan neredeydim? Ne zamandır buradaydım bilmiyordum.

Adım sesleri yaklaştı. Jimin'in yanıma çöktüğünü hissettim. "Kendine geldiğini biliyorum, o yüzden bana iş çıkarmadan doğrulsan iyi edersin."
Kolumdan tutup kaldırmaya zorladı. Gözlerimi güç bela araladığımda hala karanlık ormanda olduğumuzu farkettim. Yıkık bir evin hemen yanında duruyorduk. Bedenimi harabe evin önündeki  betona bırakmıştı.

Jimin ormanın tekrar yukarısına doğru çekiştirmeye başladığında tutmayan ayaklarım yere sürtündü. Zaten çizilmiş olan bacaklarım çalılara sürtündüğünde inledim. Gözyaşlarımın kurumuş olduğu yanaklarıma yeni gözyaşları eklenmeye başladı. "Lütfen...yalvarırım bırak beni." dedim dudaklarım titreyerek.

" Kes sesini, seni burada bırakmadığıma şükret. Jungkook  Hoseok'a inanmayıp seni aramaya çıkmış. O yüzden seni yakalanmadan geri götüreceğim." dedi sinirle.

Daha hızlı ilerlemeye başladığında benide sert şekilde çekiştirdi. Bileğim tekrar burkularak dizlerimin üzerine düştüğümde çığlık attım.

Daha önce burktuğum bileğimdi. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda saçımdan tekrar kavradı. " Zırlama lan! Zaten herşeyi batırdın. Kalk çabuk."

Telefon çalmaya başladığında Jimin dudaklarının arasından bir küfür savurup beni bıraktı.

Bileğimi tutup ağlamaya devam ettim. Tek istediğim bir an önce beni bulmalarıydı.

" Ne var Hoseok? Siktir ne! Nasıl buraya geliyor lan? Tamam,tamam onu bırakıp başka yoldan oraya geliyorum."

Jimin sinirle derin bir nefes alıp yanıma yaklaştı. " Arkadaşların her yerde seni arıyor. Özelliklede Jungkook." dedi alayla. "Yakalanmak istemem bu yüzden hiçbir şey olmamış gibi gideceğim. Ve sen burada soğuktan ve acıdan geberip gidersin artık. " dedi.

Adımları uzaklaşmaya başladığında arkasından korkuyla baktım. Üşüyordum. Ve karanlık beni yok edecek gibi hissediyordum.

Yerimden kalkmaya çalıştım. Ama burkulan bileğim,başım dayanılmayacak derecede ağrıyordu.
Ağaçtan destek alıp doğruldum. Sersem adımlarla ormanın yukarısına doğru çıkmaya başladım.

Ama iki adımdan sonra tekrar ellerimin  üzerine düştüğümde dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı yere gömdüm.
Ağlamalarım iç çekişlere döndüğünde, ne kadar öyle durduğumu bilmiyordum ama soğuk bedenimi uyuşturmaya, beni mayıştırmaya çoktan başlamıştı bile.

Beni bulacakları düşüncesi çoktan kafamdan silinmeye başlamıştı.

Jimin'in dediği gibi burada yanlız başıma ölüp gidecektim.

Now Or Never, rosekook [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin