"Evet, hocalarda gittiğine göre gecenin eğlenceli kısmına gelelim artık."
Yanımızda bulunan iki hoca bir yere ayrılmamamız şartıyla çadırlarına dönmüştüler. Ateşin etrafındaki çoğu öğrencide uykuları geldiğinden hocalarla gitmiştiler.
On dört kişi şimdi kalmıştık. Benimde yavaştan uykum gelmeye başlamıştı.
Tae'ye döndüm. "Bizde mi gitsek?" dedim uyku sersemiyle."Olmaz,eğlence daha yeni başlıyor." dedi sırıtarak.
"Ne eğlencesi? Ben gitmek istiyorum." dedim. Biraz fazla yüksek sesle söylediğimi farkettim. Seulgi ve kız arkadaşları bana bakıp güldüler.
" Korkup ağlayacaklar şimdiden çıksın."
Seulgi bana bakarak alayla konuştuğunda göz devirdim.
Şu salağa malzeme vermemek için bile kalmak istiyordum.
" Saklambaç oyununu hepiniz biliyorsunuzdur herhalde. Şimdi gruplara ayrılıp belirlerdiğimiz bölgenin dışına çıkmayarak saklanacağız. İki gruptan biri saklanacak diğer grupta onları bulmaya çalışacak. İlk yakalanan kişiye bir cezamız olacak. son kişiyede bir ödül. Şimdi oynayacaklar gelsin."
Seulgi'nin yanında duran çocuk oynanacak oyunu açıkladığında dudaklarımı birbirine bastırıp Lisa'ya baktım. "Sakın bana oynayacağımızı söylemeyin. Hemde bu karanlıkta." dedim. Eskiden olsaydı kabul ederdim ama aramızda şuan bilinmeyen numaradan biride olabilirdi.
Oynayacak kişiler ayağa kalktığında Jisoo'da ellerini sevinçle çırpıp kolumdan tuttu. "Kalksana,çok eğlenceli bir oyun." dedi.
"Biraz ürkütücü." dedi Lisa.
"Bencede. Gidelim çadıra." dedim. Jisoo olmaz dercesine kafasını sallayıp beni kolumdan çektiği gibi oynayacakların arasına çekti.
Jungkook ve arkadaşlarıda vardı. Onun dışında bizim gruptan Tae birde tanımadığım iki erkek vardı. Kalan Seulgi ve kız arkadaşı birde bizim kızlar oynayacaktık.
Saklambaç oyununu öne süren çocuk saymaya başladı. On dört kişiyi yedi kişilik grup olarak ikiye ayırdı.
Sonuç Jungkook ve üç arkadaşı, bir kız bide bizimkilerden sadece Lisa'yla aynı gruptaydık.
İlk olarak biz saklanıp diğer grup bizi bulacaktı. Oyun dışına doğru ilerleyip arkalarını döndüler. Aralarından biri yirmiye kadar sayıp aramaya başlayacaklarını söylemişti.
Lisa'nın kolunu tuttum. "Yanımdan ayrılma." dedim. Kafasını sallayıp yan yana karanlık ormanın arasından saklanacak bir yer aramaya başladık.
Diğerleri çoktan ortadan kaybolup saklanmışlardı." 17...18" Yüksek sesle uzaktan sayan çocuk yirmiye yaklaşmaya başlayınca Lisa kolumu bıraktı. " Ceza almak istemiyorum. Şu çalıların arasına saklanacağım." dedi.
Kolumu bırakıp çoktan koşmaya başladığında korkuyla etrafıma bakındım. "20...geliyoruz."
Uzaktan diğer gruptan ses gelince. Yüzümü buruşturup koşar adımlarla biraz daha ormanın aşağısına doğru ilerledim. Ceza almak istemiyordum.
Biri kolumu yakalayıp sertçe beni aşağı doğru çektiğinde korkuyla çığlık attım.
Ama ağzımı kavrayan el çığlığımı yarıda kesmişti.İrileşen gözlerim ağzımı tutan elin sahibine döndüğünde, Jungkook'la karşılaştım. Yüzü yüzüme çok yakındı. Burnumun ucu onun burnuna değiyordu. Bir elinin avucunu dudaklarıma bastırmıştı. Diğer eli belimdeydi.
" Senin yüzünden ceza almak istemiyorum. O yüzden sessiz ol." diye fısıldadı. Elini yavaşça çektiğinde bakışlarım çok yakın duran dudaklarına kaydı. Dudaklarımın çok az gerisinde duruyordu. Tekrar bakışlarımı gözlerine çıkardığımda onunda bakışlarının dudaklarımda olduğunu farkettim. Yutkunup gözlerini kaçırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Now Or Never, rosekook [Tamamlandı]
Fanfiction[TAMAMLANDI] "Bu kokuya sahip olduğun sürece benden kaçamazsın Rose."