3.2

10K 713 359
                                    

Bölümlere attığınız oy ve güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Yorumlara cevap veremiyorum wattpad sorun oluşturup siliyor, o yüzden kusura bakmayın. Umarım bölümü beğenirsiniz.

Keyifli Okumalar!



Sırt çantamı omzuma asıp Tae'nin yardımıyla geldiğim servise bindim.
Kamp gezisi dün yaşananlardan sonra öğrencilerin güvenliği için iki güne indirilmişti. Bu yüzden sabah uyandıktan sonra keşif falan yapılmıştı.

Bileğimden dolayı katılamamış çadır alanında kendi halimde takılmaya çalışmıştım. Her ne kadar Tae yanımda kalkmakta ısrar etsede onu reddetmiştim.

Zaten benim yüzümden geziden zevk alamamışlardı.

Jungkook ise dün bana dediklerinden sonra ortadan kaybolmuştu. Hiçbir şekilde onu ne yemek saatinde ne de keşife hazırlanan öğrenciler arasında görmüştüm.

Grup arkadaşlarından birine sormak istesemde benden pek hoşlandıklarını düşünmüyordum bu yüzden çekinmiştim. Jimin ve Hoseok sürekli yan yana gezip bana sert bakışlarla baskı uyguluyorlardı.

İkinci günün akşam saatleriydi ve herkes çadırlarını eşyalarını toplayıp hocaların sayım yapmasıyla kamp alanından ayrılmıştık.

Şuanda herkes kamp alanına geldiği servislere biniyorlardı. Her ne kadar Jisoo ların olduğu servise gitmek istesemde karışıklık olmasın diye hoca geldiğim servise binmemi söylemişti.

Koltuklardan destek alıp eski yerime yani Jungkook'la oturduğum yere ilerlemeye başladım. Herkes eski yerine oturmuştu. Bu yüzden başka yere geçmek yerine Jungkook'la oturduğum yere doğru yaklaştım.

Dünden beri görmediğim Jungkook bugün cam kenarının yanındaki koltuğa oturmuştu. Kafasına geçirdiği Kapüşonu ve anlını kapatan siyah saçları yüzünün yarısını gizlemişti.

Benim geldiğimi farkettiğinde yüzüme kısa bir bakış atıp yerinden kalktı. Geriye çekilip geçmem için yol verdiğinde bir şey demesini bekledim. Ama hiç bir şey söylemedi.

Bende derin bir nefes alıp bu sefer oturmadığım cam kenarına geçtim. Ben geçtikten sonra oda yanımdaki koltuğa gömüldü.

Kollarımı göğsümde birleştirip kafamı cama yasladım. Yol boyunca hiçbir şey demedi. Kafasını koltuğa yaslamış ve gözlerini yummuştu.

İki saatlik yolun yarısını yarılamıştık. Ve Jungkook'un kafası hiç rahat bir yerde değildi. Araba hareket ettikçe kafası sürekli kayıp duruyordu.

Neden cam kenarına oturmamıştı?
Birden boynumla omzum arasında bir yumuşaklık hissettiğimde bakışlarımı yan tarafa çevirdim.

Jungkook'un kafası omzuma yaslanmıştı. Saçları boynumu gıdıklıyordu. Bunu bilinçli yapmadığını farkettim. Sadece kafası koltuktan omzuma düşmüştü.

Bir an geri çeksem mi diye düşünsemde vazgeçtim. Belki böyle daha rahat olurdu. Bende kafamı cama yaslayıp uyumaya çalıştım.

Birinin öksürükleriyle uykumdan uyandım. Elimi gözlerime götürüp ovdum. Ne zamandır uyuyordum?

Kafamı yan tarafa çevirdiğimde öksüren kişinin Jungkook olduğunu farkettim. Elleriyle yüzünü sıvazlayıp kafasını geriye attı. Yanakları kızarmıştı.

Now Or Never, rosekook [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin