Jungkook geri çekildiğinde yutkundum. Bakışlarım biraz gerimde duran dudaklarındaydı. Dilini dudaklarının üzerinde gezdirdikten sonra konuşmaya başladı.
" Beni görmek istemediğini düşündüm Rose. Benim yüzümden çok zarar gördün. Eğer karşına çıkmazsam daha mutlu olacağını düşünmüştüm ama..." bir adım geri çekilip bedenimi süzdü. "Sen tam tersi daha çok çökmüşsün Rose. Zayıflamışsın." Elini saçlarımın üzerinde gezdirdi. "Saçlarında değişmiş."
Kafamı iki yana salladım. "Bana zarar verdiğin falan yok Jungkook, sen yanımdayken güvende hissediyorum." dedim. Sanırım sarhoş olduğumdan bütün düşüncelerimi direk kelimelere döküyordum.
Tekrar yanıma yaklaşıp dudaklarını saçlarıma bastırdı. " Bundan sonra istesende seni bırakmayacağım."
Geri çekildi. "Gidelim Rose."
Elini bana uzattığında tereddüt etmeden elimi avucunun içine bıraktım. Sıkı bir şekilde tutup sahil boyunca yavaş adımlarla ilerlemeye başladık. Eteğim kısa olduğundan bacaklarım soğuktan titriyordu. Ayaklarımda çıplaktı.
Biraz yürüdükten sonra yorulduğumda adımlarım yavaşlamıştı. Oda bunu farketmiş olacakki biraz gerisinde duran bana baktı.
Bacaklarımı süzüp ayaklarıma baktı. "Ayakkabıların nerede?"
" Orada unuttum." dedim. Az önce girdiğim sokakta unutmuştum.
" Yine hasta olacaksın sincap."
Elimi bıraktığında hissettiğim boşlukla elimi diğer koluma bastırıp soğuktan üşüyen kollarıma sürttüm.
Siyah ceketini çıkardığında kaşlarımı çattım. "Ne yapıyorsun?" dedim.
" Küçük sincabımın üşümesine engel olmaya çalışıyorum."
" Üşümüyorum Jungkook, benimde ceketim var. Üzerindeki ince gömlekle asıl sen üşüyeceksin."
" Kısacık eteğinin açıkta bıraktığı bacakların öyle demiyor ama." dedi alayla.
Ceketi bana uzattı. "Tut şunu." dedi.
Göz devirip elinden aldım. Sonra yanıma yaklaşıp eğildiğinde elimi omzuna koyup " Beni kucağına almayı düş-" ben devamını getiremeden bir elini çıplak bacaklarımdan geçirip tuttu. Diğer elinide belime koyduktan sonra beni kucağına aldı. Derin bir nefes aldım. " Çocuk değilim ben. Herkes bize bakıyor." dedim.Sahildeki insanlar büyük ihtimal öpüşmemize şahit olduktan sonra tuhaf bir şekilde bize bakıyorlardı.
"Siktir et, ayrıca küçük bir çocuk gibisin Rose. Cebime koymaya çalışsam sığarsın herhalde."
" Ne alaka ya? Daha öncede söylemiştim boyum 1.68 Jungkook. Küçük olduğumu sanmıyorum."
" Boy yeterli değil. Şu haline bak, en küçük beden bile olmaz sana. Çocuk reyonundan falan mı giyiniyorsun?" dediğinde omzuna bir tane geçirdim.
" Kilom o kadarda kötü değil, neden dalga geçiyorsun." dedim yüzümü buruşturarak." Seni taşıdığımı bile hissetmiyorum Rose. Çok hafifsin." dedi. Ben kucağındayken dizlerinin üzerine çöktüğünde refleks olarak omuzlarına tutundum. Beni dizlerinin üzerine oturttuğunda tekrar konuştu. " Sanırım seni beslemem gerekecek."
Elimdeki ceketini alıp bacaklarımı kapatacak şekilde örttü. Sonra ben kollarındayken ayağa kalkıp yürümeye başladı.
Kollarımı boynuna sarıp kafamı boynuna yasladım. Bacağıma örttüğü çeketinden dolayı soğukluğum yavaş yavaş geçmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Now Or Never, rosekook [Tamamlandı]
Fanfiction[TAMAMLANDI] "Bu kokuya sahip olduğun sürece benden kaçamazsın Rose."