10. Bölüm | İtiraf!

1.1K 51 21
                                    

*Lily Luna Potter*

Rüzgar saçlarımın arasından geçerken dizilerime yaşadığım kafamı kaldırıp göz yaşlarımı sildim. Nessie uyanmıştı ama tedavisi sürüyordu. Ravenclaw'lı melez çocuk ve... Tekrar gelen hıçkırıklarımı bastırmak için dudağımı ısırdım. Kevin ve o çocuğu yerde kanlar içinde bulduğum da yaşadığım his öyle berbattı ki! Aradan üç gün geçmesine rağmen attığım çığlıklar yüzünden boğazım acıyordu.

"Lily?" Kafamı kaldırıp bana doğru gelen Gondor'a baktım ve önüme dönüp hızla gözlerimi sildim. O yanıma otururken gülümsemeye çalışıyordum. "Ağladın mı sen? Ah. Hala o kavgaya mı üzülüyorsun? Saldırıları senin yapmadığını herkes biliyor. Tom da senin suçsuz olduğundan emin olduğunu söyledi zaten." Titreyen dudaklarımı daha sert ısırdım. Ağzıma gelen kan tadını umursamadım. "Lily? Ağlamak istiyorsan ağla. Dudağını parçalaman bir şeyi değiştirmeyecek." Gondor çenemi tutup kendine çevirince hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Gondor hızla başımı omuzuna yaslayınca ona sarıldım. "Rose ve Hugo bile benim yaptığımdan şüphelendiler! Bunları yaptığımı nasıl düşünürler Gondor!?" "Şşş... Tamam, tamam. Geçecek. Kevin ve Roan uyandığında bu kavga unutulacak. ... Tamam, tamam. Ağla. Ben yanındayım."

"Krum?!" Aniden arkamızdan gelen bağırışla Gondor'dan uzaklaştım. Sesinden kim olduğunu anlamıştım zaten. Üç gündür ondan kaçıyordum. Ama sanırım kaçacak yerim kalmamıştı. "Lily'e eşlik için teşekkürler. Bizi... Yanlız bırakır mısın?" Tom'un delici bakışlarını umursamadan bana bakan Gondor'a hafifçe gülümsedim. Mesajı almış olacak ki yavaş adımlarla yanımızdan uzaklaştı. Uzaklaşan Gondor'dan gözlerimi çekip göle baktım. Batmakta olan güneşin yansıması müthiş gözüküyordu.

Yanıma oturan Tom'a bakmamakta kararlıydım. O ise yerden aldığı çakıl taşlarını göle atıyordu. "Bu okula gelirken... Kevin'ın burada olduğunu bilmiyordum. Gerçi bilseydim de bir şey değişmezdi. Belki biraz daha erken gelirdim. Keşke erken gelseydim. Belki o zaman bazı şeyler..." Derin bir nefes verip göle tekrar taş attı. "Asla pişman olmayacağımı düşünmüştüm. O yıl başı gecesi yaptıklarım çok doğru gelmişti." Hızla ayağa kalkmaya çalıştığımda bileğimi tutup beni durdurdu. Gözlerime gerçektende pişmanlıkla bakıyordu. "Lütfen. Bitirmeme izin ver. Bunu bir daha yapabileceğimi sanmıyorum." Kayarak yere geri oturduğum da bu sefer ikimizde birbirimizin gözlerine bakıyorduk.

"Annemizi götürdüklerini hayal meyal hatırlıyorum. Almaya gelen kişi babandı. ... Annemi aldılar ve buhalaştılar. Geriye sadece baban kaldı. Kevin çok ağlıyordu. O-Onu sakinleştirmek için... Bize çikolata verdi. Onları yedik ve... Bizi yurda götürdü. Geri geleceğini söyledi. Gelmedi. Ondan bir yıl sonra diğerleri geldi. Hala babamızı savunanlar. Eskisinden daha güçlülerdi ve kehaneti öğrenmişlerdi. Bahsedilen kardeşin ben olduğunu zannettiler. Beni eğittiler. Hortkuluk yaratıp sayısını saklamamı söylediler. Baban ailemizi yok etmişti. Ve bende... Onunkini yok ettim. Sen hariç. Seni yok edemezdim çünkü kehanette adın geçiyordu." Tom titrek bir nefes aldı ve dolan gözlerini kırpıştırdı.

"İki üç yıl sonra. Kevin'a bir şey oldu. Ve kehanetteki çocuğun o olduğu anlaşıldı. Yanlış çocuğu eğitmişlerdi. Ben sadece kehanette adı geçen anahtardım. O ise kapı. Sende gardiyansın tabi. Bir şey anlamadığını biliyorum. Lütfen. Sadece dinle. .... Kevin kapının kendisi olduğunu öğrenince evden kaçtı. Bende eğitilmeye devam ettim." Güldü ve dolu gözleriyle gözlerime baktı. "Eğer karıştırmamış olsalardı şuan nefret ettiğin kişi o olacaktı. Belki de aşık olduğun kişi ben olacaktım! Lily... Bu o kadar... O kadar saçma ki! Hergün! Hergün seni görüyorum! Bana nefretle bakışını görüyorum. Canım acıyor! Pişman değilim mi zannediyorsun? Çok pişmanım! Keşke yapmasaydım! Ama yaptım işte! Kardeşleri karıştırdılar!"

Hızla ayağa kalktım ve yürümeye başladım. Koşabilecek kadar iyi değildim. Tom kolumu tutup beni durdurunca ağlayarak ona baktım. "Hayır. Hayır. Ağlama. ... Bitirmeme izin vermen lazım. Bunu bir daha yapamam! .... Seni hergün onq aşkla bakarken görünce deliriyorum ben! Karşımda duruyorsun... Ama ben sana sarılamıyorum, dokunamıyorum... öpemiyorum. Lily..." Saçlarımı kulağımın arkasına iterken bana daha da yaklaştı. "Ben seni seviyorum." Dudaklarımı öpmeye başladığında hiçbir tepki veremiyordum, Vücudum donmuş gibiydi. Tom dudaklarımı öyle hafif dokunuşlarla öpüyordu ki... Kevin'ın öpüşleriyle alakası yoktu. Midem de hissettiğim o garip duygu Tom benden ayrılınca geçti. Kocaman olmuş gözlerimle ona bakarken ağladığını gördüm. Tom Riddle ağlıyordu.

"Lütfen. Bir daha senden böyle bir şey olmayacak. O yüzden lütfen! Bir kez... Seni se-seviyorum de." Onu bu kadar aciz gördüğüme inanamazken sessizce "Seni seviyorum." dedim. Şuan ne yaptığımın farkında bile değildim. Tom gülerek bana sarıldı. "Teşekkürler!" Benden ayrıldığında gülümsedi ve elini yanağıma koydu. "Seni koruyacağım Potter." Ve ne ara çıkardığını bilmediğim asasını bana doğrulttu ve "Obliviate!" dedi.

Karşımda ıslak gözleriyle duran Tom'a şaşkınca baktım. En son uzaklaşan Gondor'a bakmıyor muydum ben? Başımı iki yana salladım. Uykusuzluk bana göre değildi. Tom hafifçe gülümsedi ve o muhteşem haberi verdi. "Kevin uyandı."

*Rose Weasley*

Nessie'nin sedyesine oturmuş yeni uyanan Kevin'a bakıyordum. İyi gibiydi. Yani... Ne kadar iyi olunabilirse. Okulda olan bu saldırılar herkesi korkutmaya başlamıştı. Annem bile eve gitmemizi istiyordu.

Artık Hogwarts onlara bile güvenli gelmiyorsa iş ciddi olmalıydı. Ayrıca Ted'in yolladığı mektupta bunun kanıtıydı. Yoldaşlık toplandığına göre dışarda da işler karışık olmalıydı. Derin bir nefes verdim ve Nessie'ye baktım. Onunda bana baktığını fark edince geldiğimden beri hiç konuşmadığımı fark ettim. "Nasılsın Nessie?" "Daha iyi! Bölüm arkadaşlarım bir çok hediye yollamışlar. Çikolatalı kurbağa ister misin? Yoksa Hugo hepsini bitirecek gibi." Gülerek çikolatalara baktım. "Hala eksikleri tamamlamaya çalışıyor. Çikolataları yiyip kartları ona sakla." Nessie hayret verici bir şey söylemişim gibi ciddiyetle beni onayladı. "Zekice."

Kapıdan içeriye Lily girince yataktan kalktım. Telaşlı görünüyordu. "Lily?" Sesimi duyunca yerinde sıçradı ve yürümeyi bıraktı. Bizi görmediyse kimin yanına... Gözlerim bize bakan Kevin'a kayınca kaşlarımı çattım. Düşündüğüm şey olabilir miydi? Hayır, hayır. Lily bunu yapmazdı. Tekrar Lily'e baktığımda gülümseyerek Kevin'a baktığını fark ettim. Yapmıştı! Lily Luna Potter Riddle'lardan birine aşık olmuştu. Bu neden Kevin için benle kavga ettiğini açıklıyordu. Hemen tepki gösterirsem aramız daha da bozulacaktı. Bunu istemiyordum. Onu başka şeylerle oyalayıp Kevin'dan uzak tutmalıydım. Bunu bir başkası öğrenirse hiç iyi olmazdı.

Kısa oldu biliyorum ama tablette uzun yazmak imkansız. Parmaklarım ağrıyor şuan. Evet. :D Bomba gibi bir bölümdü. Tom'un itirafı ve Rose'un gerçeği öğrenmesi hakkındaki düşünceleriniz neler? :)

Sonun BaşlangıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin