6. Bölüm | Kavga

1.2K 59 9
                                    

Akşam yemekhaneye girerken Kevin'a gülümsedim. O da yanındakiler yüzünden sadece göz kırptı. Bu bile kalbimi hızlandırıyordu. Rose'un yanına oturduğum da onun oda arkadaşımız Cindy ile bitki dersi hakkında konuştuğunu duydum. Bende muhabbete katıldığım sırada Hugo nefes nefese masaya geldi. Yemek saati gelmeden masaya oturup hazırlandığı düşünülürse bu oldukça garipti. "Annemin mektubuna cevap yazıyoğdum. Notlağımdaki yükselmenin onu çok duygulandığdığını yazmış. ... Biran geğçek sandım. Fakat sonra mektup havalandı ve bağığmaya başladı! Çok koğkutucuydu! Her sene şu mektuplağı almaktan bıktım." Gülerek başımı salladım. Hugo ve Hermione teyzemin bu kavgaları oldukça komikti. Gözlerim Slytherin masaına kaydığında Tom'la göz göze geldim. Oldukça sinirli bakıyordu. Keyifle gülümsedim. Bunun nedeni kehanet dersinde olanlardı.

Kehanet dersinde fincanlarımızdan birbirimizin falına bakıyorduk. Tom benimle eşleşmişti. Onu dinlemiyordum. O da dinleyeceğim tek yöntemle söylemeye kalktı. Profesör ona ne gördüğünü sorunca "Sahada çok üzülmüş bir kız görüyorum. Hayır hayır sinirli! Çooook sinirli." dedi. Bu sırada bana bakıyordu. Bense şaşkınca onu izliyordum. Profesör heyecenla "Evet? Devam et çocuğum." dedi. Tom hafifçe gülümsedi. "Sahada aptal biri var. Sarışın... Yani ben öyle hissediyorum! Aptal biri. Kızı savunmaya kalkıyor. Adı S ile başlıyor sanırım. Sahada ki diğer çocuk ise çok yakışıklı. Havalı, zeki, komik-" Sözünü kestim ve elimdeki fincana bakarak "Ve de ahmağın teki!" dedim. Profesör bana bakınca "Aynı fal bende de var. Devam edebilir miyim?" dedim. Profesör şaşkınca "Tabii ki tatlım." Dedi. Tom bana garip garip bakıyor ne yapacağımı çözmeye çalışıyordu. "Daha sonra bir sınıftalar. O ahmakla kız. Çocuk sanırım çok konuşuyor. Gevezenin teki. Ve kız susmazsa çaydanlıkta ki çayı üzerine dökecek." Tom gülümsedi ve "Emin misin? Ben burada çocuğun kız ile sohbet ettiklerini görüyorum. İkiside oldukça eğleni- Ah!"diye bağırdı. Çünkü çaydanlıktaki çayı üzerine dökmüştüm. Endişe ve şaşkınlıkla bize bakan Profesöre gülümsedim ve en masum sesim ile "Benim ki doğru falmış." dedim.

Pekala. Ben oldukça eğlenmiştim. Tom kaşlarını çatıp arkama baktığı sırada birisi omuzuma dokundu. Hızla Kevin yerinde mi diye baktığımda onun da gözlerini kısıp bana baktığını fark ettim. Merakla arkamı döndüğümde Gondor'u görmeyi beklemiyordum. "K-Krum?" Gondor gülümsedi ve elini omuzumdan çekti. "Potter?" Kendime gelip gülümsedim ve ona doğru döndüm. "Kusura bakma. Ben... Bejlemiyordum. Yani.." "Sakin ol Potter. Ben süpürgeni vermeye gelmiştim. Teşekkür ederim." Şimşek'i alırken bende ona gülümsedim. "Asıl ben teşekkür ederim." Gondor omuzumu hafifçe sıktı ve arkasını döndü. Gidecekken bir şey hatırlamış gibi bana baktı ve "Birde... Bana Gondor dersen sevinirim Lily." Başımla gülümseyerek onu onayladım ve önüme döndüm. Rose kulağıma eğildi ve "Lily Luna Krum, ha? Aslında fena değil." dedi. Hızla onun koluna vurdum. "Saçmalama Rose!" "Tamam tamam! Demedim bir şey." İmalı bakışlarını önemsememeye çalıştım. Pis kızıl!

*Rose Weasley*

Son zamanlarda Lily'de bir gariplik vardı. Riddle olayları sanmıştım ama öyle değil gibiydi. Aklima gelen şeyle kıkırdadım. Belki gerçektende Krum ile aralarında bir şey vardır? Ah. Krum Slytherin'li olsada boyle bir şeye onay verirdim. Artık onunda mutlu olmasını istiyordum. Hem ortak yönleri çoktu. Krum onu mutlu ederdi. Üstelik annemin buna sonuna kadar destek olacağına da emindim. Babamsa... Bilemiyorum.

Birden yere düştüm. O kadar dalmıştım ki karşıdan gelen Miranda'yı görememiştim. Kendisi Slytherin'liydi. Ve benden nefret ederdi. Sanırım nedeni Jason'dı. Eh! Bu yüzden bende ondan nefret ederdim. Ben yere düşünce kahkahalarla gülmeye başladı. "Sonunda nerede olman gerektiğini öğrendin sanırım Weasley!... Ayaklar altında." Sinirle yerimde doğruldum ve "Sözünü geri al McHale!" dedim tehditkar bir sesle. Gülümsedi ve "Almazsam ne yaparsın?" dedi. Gülümsedim ve "İşte bunu!" diyip asamı çıkardım. Tam büyü yapacaktım ki biri bileğimi kavradı. Scorpius bir eli cebinde diğer eli ile bileğimi kavramış yanımızda duruyordu. Bana bakmadan "Halbuki babama da söz vermiştim." dedi. Sonra ateş saçan gözlerini bana çevirdi ve "Ama Slytherin Başkanı olarak kendi öğrencilerimi korumak benim görevim!" diyip hızla beni yere itti. Yere düşünce dizimde keskin bir acı hissettim. Tam yerden kalkmaya çalışacakken birisi kolumu tuttu. Onu görünce rahatladım. "İyi misin?" Jason beni yavaşça ayağa kaldırdı. Acıyan ayağımın üzerine basamıyordum. Evet anlamında başımı salladım. Jason beni köşedeki yere oturttu ve "Beni burada bekle. Birazdan gelirim. Biri ile bir işim var." dedi. Onu... Hiç böyle görmemiştim. Açıkçası gerçekten beni korkuttu. Gitmesinde kolunu tuttum. Fakat o garip bir şekilde gülümsedi ve alnımdan öpüp gitti.

Sonun BaşlangıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin