1. Bölüm | Yeni Bir Potter ve Yeni Bir Riddle

3.6K 139 22
                                    

"Ne yapıyorsun tatlım?" dedi Hermonie teyze. Korku ile yerinde sıçradım. Hermonie teyzemin geldiğini duymamıştım. Ne zamandır beni izliyordu? Babasımın bana söylediği son nasihatleri soğuk banyoya fısıldayışımı duymuş muydu? Hermonie teyze gülümsedi ve bana yaklaştı. Kahverengi saçlarımı okşadı ve "Sen babana çekmişsin Lily. Onun gibi zeki, cesur, başarılı ve iyi kalplisin. Tabii nasıl oldu bilmiyorum. Ama zekanın çoğunluğunu benden almışsın." dedi. Dolu gözlerim ile güldüm. Hermonie teyze annem öldüğünden beri bana annelik yapıyordu. Gerçi Ron amcam da babam gibi davranıyordu ama onlar gibi olamıyorlardı işte. Olamazlardı! "Gerçekten ona benziyor muyum?" diye sordum titreyen sesim ile. Hermonie teyze dolu gözlerini bana dikti ve gülümsedi. "Hemde çok. Bazen tavırlarında onu görüyorum. Bu beni hem onu anımsattığın için hüzünlendiriyor, hemde onun gibi muhteşem birisi olduğun için sevindiriyor. Hem sakın unutma! Sen kimsesiz değilsin. Biz varız Lily! Biz senin aileniz." Hermonie teyzeme sıkıca sarıldım ve "Biliyorum. Biliyorum." dedim.

"Bu evde Lily'e özel ayğımcılık vağ!" Başımı kaldırıp kapıda duran Hugo'ya baktım. "Hayır Hugo. Beyni olan insanlara genelde böyle davranılır. Bu eksikliği hissetmen normal." dedi Rose kapıya yaslanmış Hugo'ya dirsek atarak. "Senin beyin denen şeyi bilmen biğ mucize Ğose!" dedi Hugo Rose'un saçlarını karıştırarak. Ben gülerek, Hermonie teyze ise bıkkınlıkla onları izliyordu. "Hey hey! Bu kadar saçmalama yeter. Şimdi herkes üstünü giyinsin. Bugün Noel! Ve yapılacak çok iş var!" dedi Hermonie teyze hızla banyodan çıkarken.

"Eee canım kuzenim! Güzel ve seksi ağkadaşlağından gelen vağ mı?" dedi Hugo sırıtarak. Gözlerimi devirdim ve "Seninle ilgilenebilecek seviyede olan yok Hugo." dedim. Hugo "Ah! Doğğu! Benim kadağ mükemmel biğ insanla aynı seviyede olmalağı mümkün değil!" dedi alayla. Rose ise gülerek "Salakların mükemmel efendisi olduğun doğru. Eh! Kızlarda normal olarak senin seviyene düşmek istemiyorlar." dedi. "Hahaha! Çok komiksin kağdeşim! Neğeden öğğendin bu espiğileği? Bebek eğitim kanallağından mı?" Gözlerimi devirdim ve sıkıntıyla nefesimi üfledim. "Sadece Prim gelecek Hugo. Sadece Prim." Hugo'nun gözleri parladı. Yanakları kızararak "Pğim Longbottom mı?" diye sordu.

Kendimi tutamayıp güldüm. Hugo çaktırmamaya çalışsa da Prim'e takıntılı bir şekilde aşıktı. Tanrım! Bir keresinde Hugo'nun defterinin arasında onun resmini bulmuştum. Şu hareketli büyücü resimlerinden. Güneş ışığı sarı saçlarına vuran Prim gülerek saçına elini atıyordu. Hugo bunu gizlice nasıl çekmişti bilmiyordum. Ama kesinlikle muhteşem bir resimdi. Bu yüzden Prim'i çok kıskanmıştım. Beni de böylesine seven bir erkeğin olmasını çok isterdim. Üstelik Hugo gibi iyi kalpli, yakışıklı ve komik birisi ise... Aman! Bunu sakın Hugo'ya söylemeyin! Bunu onun öğrenmesini istemiyorum. Yoksa Hugo hemen şımarır!

"Evet, Prim. Pek sevmediğini biliyorum. Ama-" dedim Hugo'ya bakarak. Hugo ise acele ile sözümü kesti. "Hayığ! Ben Pğim'i çok seviyoğum! Ay! Yani sevmiyoğum! Yani mühüm değil Lily. Pğim gelebiliğ..." Hugo hızlı konuştuğu için nefessiz kalmış ve kıpkırmızı olmuştu. Rose bile onun bu haline dayanamadı. Bu yüzden hiç dalga geçmeden banyodan çıktı. Hatta çıkarken Hugo'nun kolunu sevgi ile okşadı. Sonra yüzünü buruşturdu. Kolunu keseleyip bu sevgi izlerini yok etmek istediğinden emindim. Hugo başını öne eğdi. "Neyse. Ben gitsem iyi olacak. Bu sefeğ seni mezağlığa ben götüğeceğim." O banyodan çıkınca ben de yapmam gerekenleri ve bugünün benim üzerimdeki lanetini hatırladım. Hızla o soğuk banyodan çıktım ve odasıma girdim.

Odama gidip hızla dolabıma yöneldim. Annemle babamın karşısına özenle çıkmalıydım. Hızla dolabımı açtım ve babamlardan kalan paralar sayesinde aldığım siyah elbisemi giydim. Ayağıma babet ayakkabılarımı geçirip aynanın karşısına geçtim. Her zaman dağınık bir şekli olan saçlarımı taradım ve parfümümü sıktım. Kapım yavaşça çalındı ve içeri Ron Amcam girdi. Ona gülümsedim. "Günaydın Lily. Hazığ mısın? Hugo yine söylenmeye başladı. Kapını kığmaktan bahsediyoğdu ama vazgeçiğe bildim. Senin genç biğ kız olduğunu söylediğimde yüzündeki ifadeyi göğmeliydin. Çok şaşığdı." Kahkaha attım ve Ron Amcama sarıldım. "Teşekkür ederim Amca. Bir erkeğin bunu fark etmesi çok hoş." Yanakları kızararak gülümsedi. "Önemli değil canım. Bu konulağda dikkatliyimdiğ. Heğmonie'nin döğdüncü sınıfta kız olduğunu fağk ettiğimden beği yani." Ben kahkahalar atarken Hermonie Teyzemde gülerek içeri girdi. "Bu kadar nasihat yeterli Ron. Hadi tatlım. Hugo zaten yeterince şokta. Senin genç bir kız olduğun gerçeğini inkar etmeye başladı. Aşağı insen iyi olur." Onlara son kez sarıldım ve hızla aşağı indim. Hugo şöminenin önünde bir şeyler mırıldanıp duruyordu. Boğazımı temizleyince yerinde sıçradı ve bana döndü. "Deli misin Lily? Ağkadan gizli gizli yaklaşmasana!" Sonra birden gözleri büyüdü ve garip garip bana baktı. Bir süre beni süzdükten sonra "Hadi canım sizde. Genç kızmış." dedi. Sinirle koltuktaki yastığı alıp ona vurdum. "Hugo Weasley! Biraz nazik ol!" Kafasını ovarak bana sırıttı ve kapıya doğru yürüdü. Bende peşinden çıktım. Yavaşça bana kolunu uzattı ve "Genç kız kuzenim."dedi. Güldüm ve koluna girdim. Yürümeye başlamadan önce yavaşça yağan kara baktı ve "Noel'in kutlu olsun Lily Luna Potteğ..." diye fısıldadı geceye. Gülümseyip yanağına bir öpücük kondurdum ve "Senin de Hugo Fred Weasley." dedim. Hugo ne kadar gıcık biri olsa da aslında sahip olduğum en iyi şeylerden biriydi. O benim abimdi.

Sonun BaşlangıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin