Part II | 41. Bölüm | Parşömen

276 7 11
                                    

2020'ye Domuz Gribi 🐷 olarak girdim. Muhteşem bir başlangıç oldu ödlxöxldl Daha yeni yeni toparlıyorum kendimi. Bölümlerin gecikme sebebi bu. Özür dilerim.
Not: Dorcas'a da aynı açıklama yazıldı evet ödlxld
•••

Çadırın içinde uyurken duyduğum seslerle gözlerimi açtım. Aynı anda Tom eliyle ağzımı kapatarak bana baktı. Mavi gözleri bu loş ortamda bile parlıyorlardı. "Buradalar." Dediği şey ile kalp atışlarım hızlanırken başımı salladım. Elini yavaşça ağzımdan çekip elime doğru uzattığında tutarak, beni ayağa kaldırmasına izin verdim. İtiraz etmeden onu takip etmeye başladığımda bir yanda da hala uykumdan ayılmaya çalışıyordum.

    Çadırdan çıktıktan sonra asasını doğrulttu ve toplanma büyüsünü yaptı. Tüm eşyalar tek bir çanta hale gelirken etrafı da kontrol ediyordu. Çantayı koluna astıktan sonra ormanın içine doğru hızla yürümeye başladık. Arkamızdan gelen ayak sesleri duymaya başladığımda korkuyla o tarafa döndüm. Uzakta birbiriyle tartışan iki siyah cüppeli adam vardı. Tom'un elini çektiğimde baktığım yere döndü ve adamları görünce yere eğildi. Gözleri tekrar bana döndüğünde gülümsediğini fark etmiştim. "Heyecanlı değil mi?" Bıkkınlıkla derin bir nefes verdiğimde gülümsemesi büyüdü ve ilerlemeye başladı. Neredeyse dizlerimizin üzerinde durmuş, ağaçların arasında gizlenerek kaçıyorduk.

    "Ateş yakmışlar! Bulduk! Çabuk etrafı arayın!" Bağırışın ardından gelen rüzgar sesiyle Tom aniden beni bir ağacın dibine doğru itti ve asasını tepemizden geçmek üzere olan karaltıya doğrulttu. "Sersemlet!" Ve o saniyeden sonra asıl çatışma başlamıştı. Her yerden lanetler yağarken tek yapabildiğim, yerde öylece yatmaktı. Tom beni korumak için ittirdiğinden dolayı birbirimizden uzaklaşmıştık. O kadar çok laneti aynı anda savurmaya çalışıyordu ki, bana yaklaşamıyordu. Ama kaçmamız lazımdı. Hemde hemen!

    Derin bir nefes alırken kendimi hazırladım. Bir darbe almamam imkansızdı ama başka şansımız yoktu. Sayıları git gide artıyordu. Koşmaya başlamadan önce Tom'a hazır olması için seslendim. "Tom, buharlaş!" Bakışları bana dönerken çoktan ona doğru koşmaya başlamıştım. Az bir mesafe kaldığı sırada korkuyla "Lils!" diye bağırdı ve hızla öne atılarak beni kollarının arasına alarak üstüme kapandı. Onun acı çığlığını duysamda çoktan buharlaşmamızı sağlamıştı.

    Boş bir araziye düştüğümüzde acıyla inledim. Tom üzerime düştüğü için ağırlığı canımı acıtmıştı. Yavaşça onu üzerimden ittiğim de gözlerinin kapalı olduğunu ancak algılayabilmiştim. Tüm vücudumu korku kaplarken hızla dizlerimin üzerinde doğrularak ona baktım. "Kehanetten önce ölemezsin Riddle! Duydun mu beni? ... Tom?" Bir tepki vermediğinde gözlerim yanmaya başlamıştı. Ellerimle yüzünü kavrarken bir yandan da hızla vücudunu kontrol ediyordum ama hiçbir yarası yoktu. "Tom..." Hangi lanetin yapıldığını bile bilmiyordum. Gözlerim daha çok yanarken yavaşça elini tuttum. "Ad...ımı... fazla gü...zel söylüyo..sun." Bakışlarımı hızla tekrar yüzüne çevirdim. Gözlerini zar zor aralayarak bana bakıyordu. Sinirle elini bırakıp ayağa kalktım. "Garkenez kafalı!" Yattığı yerde gülerken yüzünü buruşturmasından acı çektiği belliydi. Ama yine de hala gülüyordu. "Bu duyduğum... en tatlı hakeretti Lils."

    Sinirden burnumdan solurken ona bir daha bakmadım. Hızla kolunda takılı duran çantayı çekip aldım ve ondan uzaklaştım. Artık şaka yapacak bir ortamda değildik. Ciddi olması lazımdı. Çantayı açıp çadırı çıkaracakken arkamdan gelen acı dolu sesle ona doğru döndüm. İki büklüm olmuş dizlerinin üzerinde duruyordu. Çantayı yere bırakırken endişeyle ona doğru bir adım attım. "Neyin var?" Cevap vermeden başını kaldırıp bana baktı. Yüzü terden ıslanmış mıydı? Kendini zorladığı çapraz gülüşüyle gözlerime bakarken asasını kafasına doğrultup bir anı çıkarttı. "Al onu Lils. Hadi." Ne olduğunu anlamasamda oyalanmadan dediklerini yaptım. Çantayı kurcaladıktan sonra sonunda bir saklama tüpü bulabilmiştim. Yanına yaklaşıp anıyı tüpe koymasını sağladım. Tüpü tutan elimi kavradıktan sonra dikkatle gözlerimin içine baktı. Mavi gözleri şimdi o kadar da parlamıyorlardı. Kaşlarımı çattım. "Gözlerin... Git. Hemen."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sonun BaşlangıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin