21. Bölüm | İntikam

987 50 29
                                    

Geçen bölüm biraz kötü bulunmuş. Hepinizden özürdilerim. Obölümü üç günlük bir baş ağrısıyla yazdım ve doğruyu söylemek gerekirse yazasım da yoktu. İki günde bir olay bulmak zor oluyor. Bazı bölümler durgun olursa kusura bakmayın lütfen. :) Ama yorumlarınızı da eksik etmeyin! Hatalarımı bilmeliyim. :) Teşekkürler.

*Lily Luna Potter*

Sabah herkes sessizlik içinde kahvaltısını yapmıştı ve dersler çok durgun geçmişti. Çoğu velilin okula gelip gittiğini görüyorduk fakat ayrılan öğrenci olmamıştı dahaca. Havalar yavaş yavaş ısınmaya başladığı için beraber çimlere uzanmış dinleniyorduk. Profesör Longbottom Katie'nin bölüm başkanı olduğu için oldukça yoğundu ve dersleri iptal edilmişti.

"Şurada ki çocuklar neden buraya bakıp duruyor?" Kafamı çevirip Prim'in bahsettiği çocuklara baktım. Hufflepufflı bir kaç erkek öğrenci bize bakarak en ortadaki çocuğa bir şeyler diyordu. Nessie "Sanırım ben biliyorum." diyip hafifçe gülümseyince merakla ona baktık. "Ortadaki çocuk Bradley Cambell. Lily'e aşık olduğu ile ile ilgili birkaç dedikodu duymuştum ama... Sanırım gerçekmiş." Ah hayır! Lütfen teklifte bulunmasın, lütfen! Prim omuz silkip "Öyle olsa bile böyle birgün de bir şey yapacağını sanmam." dedi. Doğru. İnsanlar gülümsemekten bile çekinirken birşey yapacağını zannetmiyordum.

"Sanırım o böyle düşünmüyor." Kahretsin. Tamam. Sakin ol. Belki de öyle birşey yoktur.Sadece dedikodu da olabilir. Tabii ki. Bradley önümüzde durup boğazını temizledikten sonra omzunun üstünden arkadaşlarına bir bakış attı. Hepsi desteklediklerine dair hareketler yaparken koşarak kaçmamak için kendimi tuttum. Lütfen Prim'i çağır. O benden daha güzel. Ah... Üzgünüm Hugo. "Me-Merhaba Lily." Gözlerimi kırpıştırdım ve gülümsemeye çalışıp oturur pozisyona geçtim. "Merhaba." Bradley bir süre öylece gözlerime baktıktan sonra yutkundu ve karışık olan saçlarını daha da dağıtırak "Şey diyecektim. Ben... Biraz konuşabilir miyiz?" Aniden yüksek sesle bağırmasıyla yerimde sıçradım. Etrafa baktığımda çoğu kişinin susmuş bizi izlemeye başladığını fark ettim. Pekala. Gerilimi yok et Lily. "Olur."

O kızarmış yüzüyle şaşkınca bana bakarken hızla ayağa kalktım ve yürümeye başladım. Bir süre sonra arkamdan gelen ayak sesleri ile beni takip ettiğini anlamıştım. Gölün biraz uzağında durduğumuzda ona doğru döndüm. "Evet. Seni dinliyorum." Dudağını dişleyerek bana baktı ve kıpırdanmaya başladı. Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutarken gözlerim gölün oraya kaydı. Kevin. Kalbimde hissettiğim hafif sızı hızla öfkeye dönüşürken öpüştüğü kıza baktım. Tüm kızları orada tavlıyordu sanırım! Sinirle başımı çevirip tekrar Bradley'e baktığımda konuşmakta olduğunu fark ettim. Şuan aklımdaki tek şey Kevin ve o kızı lanetlemekti!

"Ee? Cevabın ne?" Cevabım ne mi? Cevabım tabii ki evet! Onları öldürelim! "Evet. Tabi." Bradley'in gözleri hızla büyürken "Kabul mü ettin? Çı-Çıkma teklifi mi?" diye sordu. Hızla başımı iki yana salladım. "Hayır! Hayır! Çok çok üzgünüm. Biraz dalgındım. Ben... Ben kabul edemem." Yüzünde hızla hüzünlü bir ifade oluşurken gülmeye çalıştı. "Tahmin etmiştim zaten. Neyse. ... Hoşçakal." O hızla yanımdan uzaklaşırken sinirle ayağımı yere vurdum. Riddle! Nefret edilesi Riddle! Ben sinirden orada tek başıma durmuş tepinirken arkamdan gelen öksürük sesi ile durdum. Dağılan saçlarımı ve üstümü düzeltip derin bir nefes aldım ve o tarafa doğru döndüm. Hah. Bir sen eksiktin.

"Eğer... Delilik süren dolduysa ceza vakti Potter." Tom'u süzerken dediklerini çokta önemsemedim. Bir gariplik mi vardı yoksa... "Evet bu saç modeliyle daha karizmatik oldum ama duygularını bu kadar belli etmemelisin.Hormonlarını engelle." Egoist! Gördüğüm en egoist kişi! "Kapa çeneni Tom. Biran önce şu... Ceza neyse bitirelim." Arkamı dönüp şatoya doğru yürümeye başladığımda hızla bana yetişti ve llerini cebine sokup yanımda yürümeye başladı. "Demek Bradley Cambell, ha?" Cevap vermedim. Ona neydi ki? "Eee? Ne cevap verdin?" Merak mı ediyordu? Ve sesinde sezdiğim o öfkeli tınıda neydi öyle? Kaşlarımı çatıp başımı çevirdim ve ona baktım. Ciddi bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. "Neden soruyorsun?" Dudaklarını yaladıktan sonra "Kabul ettin mi etmedin mi?" diye sordu. Gözlerimi devirip önüme döndüm ve omuz silktim. "Bu seni ilgilendirmez." Tamağzını açmıştı ki iksir sınıfından çıkan Bay Tiger bize seslendi. "Çabuk olun. Yapacak çok işiniz var."

Sonun BaşlangıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin