Part II | 39. Bölüm | Geri Gelen Güç

105 5 4
                                    


"Gidin buradan! Gidin!" Profesör Homespun bizi dışarı çıkarıp kapıyı kapattığında öylece durdum. Ne hissetmem ya da yapmam gerektiğini bilmiyordum. Rose bizi affetmeyecekti. Koluma dokunan elle Tom'a baktım. "Hugo ile ilgilensen iyi olur." Baktığı yöne döndüğümde yüzü bembeyaz olan kuzenimi anca fark edebilmiştim. Hızla yanına gidip koluna girdiğimde bana baktı. "Büyüyü annemleğin yapmasına izin veğmeliydim Lily. Yine beceğemedim ve kağdeşim benden nefğet ediyoğ." Sıkıca ona sarıldım. "Senin suçun değildi Hugo. Onun iyiliği için yaptın. Kendini suçlama." Benden ayrılıp gözlerini kaçırdı. "Yalnız kalmam geğek. Sonğa göğüşüğüz." Hızlı adımlarla koridoru terk ettiğinde duvara yaslanıp derin bir nefes verdim. Hayatımız böyle olmak zorunda mıydı? Devamlı kötü ve karanlık. Çocukluğumu özlüyordum. Tek derdimin Hermione teyzeden gizli kurabiye almak olduğu zamanları. Gerçi çoğunda iş birlikçim Ron dayım olduğundan dolayı, onu da beceremeyip yakalanıyorduk.

"Lily, gidip dinlenmelisin. Yüzün çok kötü gözüküyor. Ben burada beklerim." Tom'un teklifini başımı sallayarak reddettim. Elbette kuzenimi yalnız bırakmayacaktım. Özellikle de onlarla. Gözlerim köşede durmuş yeri izleyen Scorpius'a kaydığında dişlerimi sıktım. "Ona ne dedin?" Bana bakmadığında ona doğru bir kaç adım attım. "Ona ne söyledin Malfoy?" Tom elini omzuna koyduğunda sonunda bize bakabilmişti. "Ne?" Sinirle gözlerimi yumup ona biraz daha yaklaştım. "Ne dedin bilmiyorum ama senle görüştükten sonra bunlar oldu. Ondan sadece uzak durmanın iyi olabileceğini hiç düşündün mü?" Tepkisizce bana bakmaya devam ettiğinde daha çok sinirleniyordum. "Şu an kendinde değil Lily." Geoffroy'un sesiyle koridora döndüm. Ne ara geldiğini bile bilmiyordum. "İnan bana onu azarlaman hoşuma gider ama şimdi değil. Şokta gibi duruyor." Tekrar Scorpius'a baktığımda gerçekten de kendinde değil gibi durduğunu fark etmiştim.

"Rosie nasıl? Sadece revirde olduğunu duydum. Ne oldu?" Tom bize bir bakış atıp Geoffroy'un yanına gittiğinde tekrar duvara yaslandım. Her şey bana ağır geliyordu. Kapı açılıp içeriden Profesör Homespun çıkınca hemen yanına gittim. "Şu an iyi. İksir onu sakinleştirdi. Büyü güçsüz bir şekilde yapıldığı için git gide kırılmış. Tekrar yaparsak hafızasına büyük bir zarar verebiliriz. Şimdilik kabullenmesi zor ama merak etmeyin. Düzelecek." Gözlerim içeride yatan Rose kaydığında anlayışla gülümsedi. "Yanına gidebilirsin." Ayaklanan Scorpius'u görünce "Aile üyeleri girebilir." diye ekledi.

    İçeriye girince kapıyı arkamdan kapattım. Yanına yaklaştığımda pencereden dışarıyı izliyordu. "Rose." Bakışları bana dönse de kafasını çevirmemişti. "Bize kızgınsın biliyorum ama özür dilerim. O kadar kötü durumdaydın ki seni de kaybetmekten korktular. Başka şansları yoktu." Gözünden yaş akarken "Biliyorum." dedi. O kadar kısık sesle söylemişti ki doğru duyduğumdan emin bile değildim. "Kızgın değilim ama kırgınım. Yine de hak veriyorum çünkü... O zamanlar amacım ölmekti." Duyduğum şeyle öne atılıp elini tuttuğumda daha çok ağlamaya başladı. "Benim yüzümdendi Lily. Onu bu karara ben sürükledim." Kaşlarımı çatarken başımı salladım. "Seninle alakası yok." Hızla beni reddetti. "O gece... Scorpius ve benle görüştü. Her şeyi bildiğini söyledi. Uzun zamandır bildiğini. Ona çok acı çektirdim." Yutkunamadım. Bir şey demek istesem bile diyemiyordum. "Bana sorun olmadığını affettiğini söyledi ama biliyorum, affetmedi. O gece bilerek ölüme gitti. Benle vedalaştı. Biliyordu." Hızla Rose'a sarıldığımda artık hıçkırarak ağlıyordu. "Ben onu yalnız bıraktım. Kendi içimde herkesi suçladım. Onu öldüren Kevin olduğu için seni suçladım. Yoldaşlık işleriyle o ilgilenmedi diye Hugo'yu bile suçladım. Ama kendimi suçlamadım. Ama suçlu benim." Boğazımdaki düğüm git gide büyürken saçlarını okşadım. "Hayır Rose. Suçlu değilsin. Diğer ölümlerde de olduğu gibi tek suçlu var o da Kevin. Belki bir de ben. Ama sen değilsin. Jason bunu yapacağını bildiği için senle konuştu. Kendini suçlama diye. Lütfen onun isteğini yerine getir ve kendini suçlama." Elleriyle bana daha sıkı sarılırken açılan kapıya baktım. Hugo ağladığı belli olan kızarık gözleriyle bize bakıyordu. Gelmeye çekiniyor gibiydi.

Sonun BaşlangıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin