5. Bölüm | Şimşek

1.2K 67 20
                                    

Elimdeki kurabiyelere şüpheyle baktım. Büyülenmiş olabilirler miydi? Kaşlarımı çatıp bir tanesini elime aldım ve salondan çıktım. Tabii ki Tom beni bu şekilde öldürmezdi. Ölümcül Laneti kullanmayı oldukça sevdiğine eminim. Fakat Hugo'nun şaka malzemelerinden olabilirlerdi. Ailemi öldüren çocuğa güvenecek değildim. Kurabiyelere son kez bamtım ve karnım guruldasa da hepsini çöpe attım. Tom'a şimdilik bir şey yapmayacak olmam onla iyi anlaşacağım anlamına gelmiyordu. Hareketlerime dikkat etmeliydim. Rose bir yerde haklıydı. Riddle'lara bu kadar bağlanmamalıydım. Kevin'ı seviyor olsam da... O bir Riddle'dı işte! "Aşık olduğum Riddle." Pekala. Sadece Tom'dan uzak durmam yeterli bence. Evet.

Koridor da köşeye geçip kimsenin görmediğinden emin olduğumda boynumdaki kolyemi elime aldım. Küçük bir Snich şeklindeydi ve kanatlarına bastırınca kapağı açılıyordu. İçinde saat vardı fakat asıl olay o değildi. Asamı kolyeme doğrultum ve "Yemin ederim ki bunu hep şamata için kullanacağım." dedim. Saatten hologram şeklinde yansıyan haritaya baktım. Evet. Kevin ve diğerleri sahaya doğru gidiyorlardı. Asayı tekrar kolyeye doğrultup "Muziplik tamamlandı." diye fısıldadım. Harita yok olunca kolyenin kapağını kapattım. Sahaya gitmeliydim. Kevin'dan vazgeçmeyecektim!

***************************************************************************************

Sahaya gittiğimizde -Hugo ve Sam de gelmek istedi- gözüme çarpan ilk şey Kevin ve Erica oldu. Havada durmuş sohbet ediyorlardı. Sinirle yumruğumu sıktım. Sakin olmalıydım. Eldivenleri elime geçirirken Tom'la göz göze geldik. Bana hafifçe gülümsedi ve onunla konuşan Demeter'ı umursamadan yanıma geldi. "Naber Lily?" Riddle kardeşler hangisiyle sevgili olduğumu karıştırdı sanırım. Tekrar Kevin'a baktım. Hala Erica ile konuşuyordu. "Lily'den uzak dur Riddle." Gözlerim yanımdaki Sam'e kayınca sert bir ifadeyle Tom'a baktığını gördüm. "Vay vay vay. Çifte kumrular yine bir arada ha?" Demeter'ın sesi ile gözlerimi devirdim. "Bir sen eksiktin." "Ne demek çifte kumrular?" Tom kaşlarını çatmış Demeter'a bakıyordu. Demeter o sinir bozucu gülümsemesiyle bize baktı ve güldü. "Bir gece ikisini yakalamıştık. Gece gece birlikte ne yaptıklarını bilemem tabi. Ama sonunda çıkmaya başlamanıza sevindim. Zavallı Sam. Kaç yıldır aşıktın? iki? Üç?"

"Kes şunu!" Demeter şaşkınca Hugo'ya baktı. Hugo'dan bunu beklemediği belliydi. Gerçi kimsenin beklemediğine eminim. Bende dahil. "O kadağ bencil insanlağsınız ki! Hepinizden iğğeniyoğum! Kendinizi mükemmel olağak göğüyoğsunuz. Ama yeni habeğ! Sacece küçük beyinsiz eğgenleğsiniz! Dediğiniz lafların neğeye gitmediğini bilmeden konuşuyoğsunuz. Yapacaklağınızın sonucunu düşünmüyoğsunuz bile! Eğer Hağğy Potteğ olmasaydı Malfoy Kğaliçeliğini ilan etmeye çalıştığın bir Hogwağts olmayacaktı! O babanı kuğtağmasaydı sen olmayacaktın. Yani biğaz saygı gösteğ. Hem ona hemde onun emanetleğine! Gel Lily! Yağın antğeman yapağız." Ben o şaşkınlıkla onu takip ederken aniden geri döndü ve onlara baktı. "Ve son olağak... Biğ daha ailemden biğiyle uğğaşığsanız... Bambaşka bir Hugo ile kağşılaşığsınız. Ve emin olun o kağşılaştığınız son şey oluğ!" Hugo gelip kolunu omuzuma attığında dolu gözlerimle ona sarıldım. Hermione teyzem haklıydı. Ben yalnız değildim.

Şişman kadın portresinin önüne geldiğimiz de hala ağlıyordum. Kevin ve Tom ile o kadar meşguldüm ki etrafımdaki herkesten uzaklaşmıştım. Rose ile kavga bile etmiştim! Hugo bana daha sıkı sarıldı ve parolayı söyledi. "Muziplik." Portre açılınca başımı Hugo'nun göğsüne gömüp saklamaya çalıştım ama hıçkırıklarımı tutamıyordum. Ortak Salon'un aniden sessizliğe gömüldüğünü anlayabiliyordum. "Lily! Ona ne oldu?" "Siniğleği boşaldı." Rose beni hafifçe kendine çevirince hızla ona sarıldım. Beni kollarıyla sardı ve saçlarımı okşadı. "Tamam. Tamam. Biz yanındayız. Biz yanındayız. Ah Lily! Bunu ne kadar içinde tuttun böyle? Bunları tek başına göğüslemek zorunda değilsin." Başımı sallayıp Rose'u onayladım. "Biliyorum." Biliyordum. Ve bir daha da unutmayacaktım.

**************************************************************************************

"A! Hadi ama Lily!" Süpürgemle kulelerin arasından geçerken kahkaha attım ve Prim'e baktım. Hep beraber antremana gelmiştik. Fakat sonra nasıl olduysa iş süpürge yarışlarına dönmüştü. Ve bilin bakalım kimin son model bir Şimşek'i vardı? Evet doğru tahmin. Benim! Sabah kalktığımda yatağımın yanındaydı ve gönderen vaftiz abim Ted'di! Birde mektup göndermişti tabi.

' Sevgili kardeşim,

Uzun zamandır konuşamadık ve seni özledim. Umarım Noel hediyeni geç yolladığım için beni affedersin ama daha dün çıktı. Dikkatli kullan ve sapındaki Potter yazısının maçlarda hakkını ver. Bastır Potter!

Burada işler tahmin edebileceğin gibi biraz karışık. Orada olanlardan da haberim var. Senin davranışlarınla ilgili aldığım haber beni çok mutlu etti. Eminim yaşıyor olsalardı seninle gurur duyarlardı.

Biraz daha sabret tatlım. intikam almaya çok az kaldı. Hazırlan. Ron Amca aynı şeylerin olacağından emin. Savaş geliyor Lily. Yoldaşlık yeniden toplandı. Eskisinden çok daha kalabalığız. Sana bunları şimdi söylememi istememişlerdi fakat bilmen gerekirdi.

Unutmadan. Diğer Riddle'dan uzak dur. Eve dönünce açıklayacağım fakat dediğim gibi. Ondan uzak dur.

Seni seven ve özleyen vaftiz abin,

Ted Lupin. '

Gönderdiği mektup pek iç açıcı değildi. Özellikle Kevin ile ilgili dediği şeyler kalbimi sıkıştırmıştı. Fakat şuan bunları düşünüp keyfimi bozamazdım. Şimşek ile atağa geçtim ve hızı nefesimi kesti. Bu kadar hızlı olabileceğini bilmiyordum. Kahkaha atarak arkamdakilere baktığımda Nessie'nin çığlığını duydum. Önüme döndüğümde kuleye doğru gittiğimi kaçmamın imkansız olduğunu fark ettim. Kollarımla yüzümü kapatmıştım ki biri beni belimden tutup çekti. Hızla beni çeken kişinin süpürgesine tutundum ve başımı kaldırdım. "Gondor?" Gülümsedi ve elini uzattı. Elini tutup kendimi yukarı çektim ve arkasına oturdum. "Ben... Çok teşekkür ederim. Ne diyeceğimi bilemiyorum."

Gondor süpürgeyi yere indirdi ve bana baktı. "Bir şey demene gerek yok Potter. Şimşek ile bir tur atmama izin vermen yeterli. Tabi hala sağlamsa." Dediği şeyle gözlerimin büyüdüğünü hissettim. Hızla kuleye koştuğumda Hugo'lar yere yeni inmişlerdi. Süpürgemi kulenin yanında bulduğumda sevinçle gülümsedim. Sağlamdı. Arkamı döndüğümde Hugo'yu Gondor'a teşekkür ederken buldum. "Hey Krum! Sanırım kullanman gereken bir süpürge var!" Gondor gülümseyerek bana baktı ve "Büyük bir zevkle." dedi.

O yanıma gelip süpürgeyi alırken kulağına fısıldadım. "Akşama kadar senindir.

Teşekkür olarak düşün." Gözleri parlarken elini omuzuma koydu. "Sen iyi birisin Potter. Gerçekten... İyi birisin." Umarım öyleyimdir.

^^^^^

Ya arkadaşlar. Ben bunu tabletten yazıyorum. Resmen bir buçuk saat oldu başlayalı. Parmaklarım ağrıdı. O yüzden kusura bakmayın bu bölüm kısa oldu. Yeni bölüm de yarın gelecek. Yorum yapmasanız bile okuyunca bari beğeninde bende ona göre yayınlamaya devam edeyim.

Sonun BaşlangıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin