Aradan aylar geçmişti tatilimi ruh sağlığımı koruyacak etkinliklerle geçirmeye çalışıyordum .
Eski okulumdan kimseyle muhabbetim kalmamıştı.Utanıyordum geçmişimden . Kimseyle konuşmak istemiyordum. Birine güvenmek birini sevmek çok çok uzak ihtimaldi sanki. Kalbim öyle acı vermişti ki bana. "Neden?"Dedim defalarca ve her günümü düşünerek geçirdim. "İyiler her zaman kazanır. "derdi annem . Neden kazanamadım? Demek ki yeterince iyi olamamıştım.
Kendimi yıllarca denizde olduğunu zanneden akvaryum balıkları gibi hissettim. Kaçamamıyordum aksine boğuluyordum. Sanki bugün ,denize bırakmıştım bütün umutlarımı. O küçük pis akvaryumdan ve küçük dünyamdan arınmalıydım. Ama o kadar güçsüz hissediyordum ki kendimi artık, akıntıya kapılıp karaya vurmam an meselesiydi.
Yerle yeksan olmuş hayatıma küllerimden doğarak yeniden başlamam gerekirdi. Yorulmuştum insanlardan . İçime baktım , kül tanesi aradım , bulamadım.
Üstüne üstlük delirme eşliğinde gördüğüm halüsinasyon bisikletle ışınlanma olayı ? Aklımdan çıkmıyordu. 5 kişilik gruptan kaçarken nasıl nehrin üzerinden karşıya geçebildim? Okul için taşınmama bir kaç gün kalmıştı ve ben kendimi toplamaya bir yerden başlamalıydım. Neler olduğunu öğrenmek için gecenin geç bir saatinde Haliç kıyısındaki o sokağa gitmeye karar verdim.
Telefonuma baktım kahretsin şarjı çok azdı. Bu bana silahsız savaşa gidiyor gibi hissettirdi. Bisikletimin fenerini taktım ve yola koyuldum.
-Ben biraz hava almaya çıkıyorum Büyükanne.
-Tamam kızım .
Dedi usulca. Onun bu yönünü çok severdim asla bu saatte neden çıkıyorsun diye sormazdı. Bireysel özgürlüğe aile içinde de olsa çok inanırdı. Ve asla diğer ebeveynler gibi sokakta yürürken başıma bi iş gelmemesi için uzun nutuklar atmazdı.
-Sokaktaki kötülükler yüzünden senin içini daraltmak bana adaletsiz geliyor ,kötülüklerden korkup sokağa çıkmamak onları azaltmaz kadınların cesaretine ihtiyacımız var.
Demişti bir keresinde. Güçlü olup sağlam adımlarla yürümemi tembihlerdi.
Karanlığın kollarında pedal çevirirken ıssız sokağın sonunda o günkü pis grubu gördüm. Deep web'de geçirdiğim zamanki gibi bir heyecan kaplamıştı içimi . Bir varilin içine ateş yakmış çevresinde oturuyorlardı. Korkmuyordum. Paramparça ruhum sanki dibin dibinin dibinde gibiydi. Köşedeki tekelden altılı bira aldım ve yanlarına doğru yürümeye başladım.
-Ooo eğlencemiz var ?
Dedi aralarından en hantal olanı. Beni farketmişlerdi.Doğruca onlara yürüdüğümde şaşkınlıklarını alevlerin yüzlerindeki dalgalanmasında görebiliyordum.
- Bunlar sizin .
Dedim biraları önlerine bırakarak içinden birini açmıştım ve kendime bir kasa çekip oturdum ,biramı yudumladım.Şaşkınlıkları yerini meraka bıraktı .
-Alüüü kimsin sen? ayık ol, şekil yapma .
Diye söylenip eğleniyorlardı.
-Beni hatırlamadınız mı ? Dedim ve yavaşça sweatshirt'ümün kapşonunu indirdim.
İçlerinden hantal olan dehşetle geriye düştü diğerleri içgüdüsel bir korkuyla ayaklanıp benden uzaklaştılar .
- Nolur bize bir şey yapma cadı abla . Valla kimseye söylemedik yok olduğunu.
Yalvarışları beni dehşete düşürdü gerçekten onlar da aynı şeyleri görmüştü . Beyin sarsıntısı veya şoktan olduğunu zannettiğim ışınlanma gerçekten yaşanmış mıydı?
- Abla biz o gün alkol bulamadık. Başka bir şey aldık herkesin rengini gördük abla ondan kusur işledik affet.
-Ne içtiniz?
-Ayahuasca
dedi içlerinden en küçük olanı.Bu yitik hayatlar kaçış yollarını ne de yanlış aramıştı. İçim acımıştı gördüklerime. Dibin dibinin dibinde sanki aynı depresif ve umutsuz ruhla onlardan daha yitik olduğumu hissettim. En azından birbirlerinin dostluğuna sahiptiler. Benimse beraber dipleri yaşayacağım kimsem yoktu.
Belki onların acılarını dinlemek kendininkileri bir an olsun unutturur diye düşündüm bencilce.
- Ölmek istemiyorsanız , bir daha hiç bir madde almayacaksınız! Her hafta geleceğim ve sizi kontrol edeceğim.
Tir tir titreyerek bütün duaları ediyorlardı.
-Tamam abla.
-Emrin olur abla .
Kızgın bir ifadeyle onlara bakmaya devam ettim . Hafta sonu için eğlencem belli olmuştu. Gözlerimi belirterek onları korkutmaktan sadistçe bir zevk almıştım. Koca koca adamların bana abla demesi komik gelmişti ve gülmemek için dudaklarımı birbirime bastırdım.
- isimlerinizi söyleyin.
- Alp
-Doruk
- Toros derler ama Ali.
-Yaman
- Hasan
-Dediklerimi unutmayın . Ha birde haftaya geldiğimde hepiniz bir işte çalışıyor olun. Yoksa çanınızı bağışlamam.
Son kısmı fısıltılı sesimle söylemiştim ciddiye aldıklarına korkuyla bakan gözlerinden emin olmuştum.insanları korkutmak hiç hoş bir davranış değil dedi. iç sesim. Hem onları hem kendimi karanlıktan çıkarmanın tek yolu buydu. Onları ölümle tehdit ettin. Ya içlerinden biri gelecek haftaya kadar ölürse? Herkes senden şüphelenecektir. Yada senden korkmaya artık dayanamayıp seni öldürürlerse? İçimdeki bu soruları atlatmak için vicdanıma tek bir soru sormam yeterliydi.
Yaşıyor muydukki ölelim?
Çözülmemiş bir düğümüm kalmadan okula başlayabileceğimi düşünürken şimdi daha derin bir konuya odaklanmam gerekiyordu. Nasıl ışınlanmıştım. Ve ayahuasca neden şey beni onlara neden parlak ve yeşil göstermişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATLANTiS'İN KIZI
FantasyYa ruh eşiniz sizden başka bir yüzyılda doğmuşsa? Kader sizi nasıl bir araya getirirdi? Aşk onların kaderinden çok daha fazlası. ••• - Söyle artık kimsin sen? Yüzünü yüzüme yaklaştırırken sıcak soluğ...