Her yerde onu aradım .Zaten yaşama sevinciyle dolup taşan bir insan değildim. Şimdi her şey anlamsızdı. Sadece nefes alıp vererek zamanımın dolmasını bekliyordum. Sinir krizleri ve ağlama krizlerim dinmişti. Eğer bu günün bir gün geleceğini bilseydim kokusunu bir şişeye hapsederdim.
- Terapi koltukları neden bu kadar rahat? Buraya sadece rahatsız hissedenler geldiği için mi?
- Konforunuza önem veriyoruz Venüs Hanım. Aylardır buraya geliyorsunuz . Ama yaşadığınız ana problem dışında herşeyi konuşuyoruz.Bir ara böceklerin neden hayvanlar kadar saygı görmediğini konuştuk. Geçen haftaki seansı plastik çiçeklerin anlamsızlığı üzerine yaptık.
- Anlamlı mı? İkna oldunuz zannediyordum?
Boş gözlerle ona bakıyordum. Güneş ve büyükannem'in zorlamasıyla gelmiştim buraya. Kadına, Kahin Kuyu'nun ve Sevgilimin zoruyla ,on bin yıl önceki Sevgilime, onu zamanın doğuşundan beri beklediğimi söylettiği için ,geçmişten gelir gelmez beni terk ettiğini söylemek.. Sadece bana verdiği ilaçların ağırlığını arttırırdı.
- Burada konu benim ikna olmam değil Venüs Hanım. Başka neler size anlamsız geliyor? Daha derin şeyler konuşalım artık.
- Beni bırakması çok anlamsız.
- Bunu kabullenmek başlarda zor gelebilir .
- Hayır anlamıyorsunuz . Biz .. biz başkaydık.
- Herkes bu yaşlarsa yaşadığı ilişkinin eşsiz ve büyülü olduğunu düşünür.
- Söz konusu Ares'in yaşıysa o yaşlara gelince anlarım heralde.
Diye mırıldandım.
- Sizden yaşça büyük olması hayata bakış açınızın ve beklentilerinizin farklı olmasına sebiyet verebilir.
Kendimi tutamayıp bir kahkaha kopardım. Benden yaşça bin yıl kadar büyüktü evet.
- Tabi biraz kuşak farkı vardı aramızda.
Sahi bin yıla kaç kuşak sığardı?
- Sorunlarınızın üstünü mizahla kapatmaya çalışıyorsunuz. Bunca zaman size hiç yardımım olmamış gibi hissediyorum.
Bir anda ciddileşmiştim. Bu bana en uzun dayanan terapistti. Sanırım yine bir sona gelmiştik. Konuşmak için ağzını açtığında sözünü kestim.
- Biliyorum biliyorum. Daha yararlı olabilecek birine yönlendireceksiniz. Kartı elinizde var. Odaya ilk girdiğimden beri onun uçlarını kıvırıyorsunuz. Kendinizi sorumlu hissetmeyin. Herkese yardım edemezsiniz.
Uzattığı kartı aldığımda çerçeveli gözlüklerinin ardında oldukça şaşkın görünüyordu. Çoğu anlattıklarımı dinleniyordu bile. Mesai bitiminde buluşacağı sevgilisini düşünüyor olabilirdi. Bunun için onu suçlayacak değildim. Beni yalnızca kaybedenler anlardı.
Sırt çantamı omuzlayıp okulun yolunu tuttum . Dersin başlamasına henüz bir saat vardı. Bu gün Güneş'in dersi yoktu . Ondan başka kimseyle konuşmak istemiyordum.
Okula artık sadece belki Ares'le ilgili yeni bir bilgi edinebilirim diye gidiyordum. Beni bırakıp gideli aylar olmuştu ama duygularım ilk günkü tazeliğindeydi. Ondan hiç haber yoktu. Kulaklığımı takıp zamanın hızla geçmesini bekliyordum. Ders notlarımı karıştırırken Yaprak yanıma oturdu.
- Venüs nasılsın?
- İyiyim sen nasılsın ?
Diye gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATLANTiS'İN KIZI
FantasyYa ruh eşiniz sizden başka bir yüzyılda doğmuşsa? Kader sizi nasıl bir araya getirirdi? Aşk onların kaderinden çok daha fazlası. ••• - Söyle artık kimsin sen? Yüzünü yüzüme yaklaştırırken sıcak soluğ...