Rüzgarla sallanan perdeden sızan ışık dalgaları, gözlerimi dürterken huzurla uyandım. Dün gece balkon kapısını açık bırakmadığıma emindim . Ufak bir panik sızıntısı kağıda dökülmüş mürekkep gibi içimi kapladı. Acaba odama birisi mi girmişti? Hızla cüzdanımı kontrol ettim kredi kartlarım ve param yerindeydi. Annemden kalan kutuya yöneldim. İçindekilerin eksiksiz durduğunu görünce içimdeki paniğim yerini rahatlama aldı.
Bu gün muhteşem ötesi okulumun ilk günüydü. Annemin desteğini üzerinde hissetmek için defterimi tekrar açtım.Gözyaşlarım yazının bazı bölümlerini okunmayacak kadar dağıtmıştı. Kahin kuyu diye tekrarladım içimden, bu ışınlanma meselesini çözmeliydim yeteneğimin sınırlarını test etmek için bugünkü dersten sonra ormana gitmeye karar verdim.
Ağaçların ardında parıldayan mavi gökyüzüne bakarak yürüdüm. Okula oldukça yaklaşmıştım .Gelecekle ilgili hayallerimi yaşatan yerdi burası. İçimi mutluluk kaplarken derin bir nefes çektim. Saçlarımı okşayan yaz meltemi o tanıdık kokuyu burnuma sürükledi. Yüreğimdeki çanları harekete geçirdi. Önüme dönmemle duvara yaslanmış , kollarını kavuşturmuş beni izleyen mükemmel kokunun sahibini görmem bir oldu. Büyük kulaklığını omuzlarına indirdi. Erkeksi sesi ,sanki kokusu ve yakışıklılığı yetmezmiş gibi, başımı döndürdü.
- Seni ne kadar çok beklediğimi tahmin bile edemezsin.
Dedi ışıldayan gözlerle. Mermer pürüzsüzlüğünde olan teni ve koyu saçlarıyla benim makyajla dahi elde edemeyeceğim bir güzellikteydi. Kendimi sinemadayken en sevdiğim fantastik filmin doğa üstü detaylarına heyecanla hayran kalmış gibi hissettim. Üç boyutlu gözlükle bile bu efektleri bulamazsın.Bir saniyelik afallamanın ardından demin kurduğu tuhaf cümleye cevap verdim.
- Ne bu şimdi ?
- Beğendin mi? Tiyatro çalışıyorum.
- Ben çalışmıyorum! Lütfen kendine sana karşılık verecek oyuncular bul.
- Dikkate alırım.Venüs hadi dersin başlayacak.
Adımı söylemesiyle irkildim. Hayatımda hiç duymadığım kadar güzel ve anlamlı gelmişti adım. Adımın anlamı sorulduğunda hep 9 gezegen arasında tek kadın ismine sahip olan ve diğerlerinin aksi yönünde dönen gezegen derdim gururla. Çünkü asi ve güçlü hissettirirdi.
Ama o adımı gecenin en karanlık anının bittiğini müjdeleyen çoban yıldızı gibi söylemişti. Kendimi umut dağıtan dev ışık topu gibi hissederken adım ,ruhumun uzay boşluklarında sonsuza dek yankılandı. Kayan bir yıldız yörüngemi şaşırtmıştı . Benliğim sarsıldı hissettiklerimle. Zaman yavaşladığında ışınlanmaktan korkarak toparlandım. Ohoo adımı söylediğinde böyle oluyorsam..
Ah şu iç sesim sadece hayvani dürtülerle konuşması beni kızdırdı.Kişilik bölünmemle mücadele ederken.-Sen adımı nereden biliyorsun?
Diye çıkıştım.-Resmini görünce tanıdım .Dedim ki bu üzerime uçan kız . Ben senin bu seneki akıl rehberinim . Her zaman böyle gergin misin?
Elindeki kağıtları gösterdi sakince. Kağıttan anladığım kadarıyla her haltı danışacağım ve notlarımdan sorumlu olacak bir üst sınıf öğrenciydi. Herhangi bir başarısızlığım onunda ortalamasını düşürecekti.
-Evet her zaman böyle gerginim.
-Buna alışsam iyi olacak o halde.
dedi gülümseyerek.
İçim eridi. Bütün tersliğime rağmen kibar ve nazik kalmayı başarıyordu.
-Bu ne saçma uygulama böyle. Herkes uymak zorunda mı?
-Okulun kurulduğu ilk günden beri yani yaklaşık 700 yıllık çok değil. İstersen itiraz edebilirsin.
- Kurucusu moronmuş anlaşılan. İlk hayal kırıklığım.
Gülümsemesi yarım kaldı.
- Sana ilk hayal kırıklığını yaşattığım için özür dilerim.
Küsmüş bir çocuk gibi yüzünü döktü. Kendimi çok cani hissettim. Sanki yavru bir kediye eziyet etmiş gibi. Gözlerinin ışıltısı söndü. Onu nasıl bu kadar üzebildiğime anlam verememiştim.
Gözlerimi alamadığım kadar yakışıklı olması onun suçu değildi ki. Ruhumu içimde adeta kanatlandıran koku onun suçu değildi. Boyumu aşan boyu ve gösterişli fiziği onun suçu değildi. Gülüşünde kaybettiğim gençliğimi, umutlarımı saklaması onun suçu değildi. Kimseye aşık olmayacağıma dair ettiğim yemin onun suçu değildi. Yaptığım haksızlıkla kendimden utandım. Kendimi affettirmek için koluna girdim. Şaşırdığını gördüğüm gözlerine gülümsedim. Yürümeye başladık.
- Özür dilenecek bişey yok aslında af edersin gerginliğimi sana yansıttım. Sabahsa ve açsam çekilmez oluyorum.
Gülümsemesi kalbime dokundu. İşimi çok zorlaştırıyordu. Duygularımı bastırmak için başka şeylere odaklanmaya çalıştım. Sakince kulaklığını kafama geçirdi . İtiraz etmeye kalmadan.
-Yemekhaneye kadar seni sakinleştirir.
- Yemekhane mi? Ders ne olacak?
- Ben senin sağlığından da sorumluyum hadi gidiyoruz.
Yemekhane yamaca kurulmuştu. Deniz ve ormanın ahengi sanki duvarda bir tabloymuşçasına bizi karşılıyordu. Organik yemekleri mideye indirirken karşımda oturmuş beni izliyordu . Porsiyonunun küçüklüğü tabağına kaçak kat çıkan beni utandırdı.
-Hala adını söylemedin?
- Hiç sormayacaksın sandım .Adım Ares .
- Seni rehberim olarak atayan her kimse güçlü bir mizahı olmalı.
Dudağının kenarı yukarı kıvrıldı.
- Tanrı mizah sever.
Hızlıca yemeğimi bitirip derse yetişmek için can atıyordum. Daha ilk günden geç kalmıştım be bu iyi bir başlangıç olmadı. Ares beni dersi bölmemem konusunda uyardı ve gitti 2. dersi için kapıda beklerken kapı açıldı sınıf dağılmaya başlamıştı . Güneş ve Yağmur'un kahkahaları kapıdan duyuluyordu. Herkesin eşyalarıyla çıkmasına şaşırdım.
-2. ders olmayacak canım yarın görüşürüz.
Dedi nazik sesiyle Güneş.-Yarın görüşürüz .
Kalabalığın içinden bana bakan yüz dikiş attığım yaralarımı kanattı. Ağırlığı sırtıma yüklenmiş en büyük yüktü o Bulut. Burada aynı sınıfta. Geçmişe gömdüğüm ceset diri diri karşımdaydı. Beni görünce hiç şaşırmadı.
-Bende nerede kaldın diyordum.
-Senin burada ne işin var?
diyerek tısladım.-Tamam senin kadar zeki değilim , sınavı geçemedim ama param vardı değerlendirdim. Akşam ne yapalım?
Kör kuyulara çekilen bilincim gerçekle yüzleşmekten var gücüyle kaçındı. En büyük pişmanlığım hiç bir şey olmamış gibi. Hayatımı harabeye çevirip beni yıkık duvarların içine hapsolmuş bir hayata mahkum etmemiş gibi şeytani gülümsemesiyle önümde dikiliyordu. Cevap vermeye tenezzül etmeden arkamı döndüm . Daralan nefesim başımı zonklatıyordu. Bütün hücrelerimi hissetmeye başladığımda çevremi kolaçan ettim. Tenha görünen tuvalete koşup kapıyı kilitledim. Kalp atışlarım başka yerde olma dileğimi kabul edercesine hızlandı.
Nereye ışınlanacağımı hayal etmeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATLANTiS'İN KIZI
FantasyYa ruh eşiniz sizden başka bir yüzyılda doğmuşsa? Kader sizi nasıl bir araya getirirdi? Aşk onların kaderinden çok daha fazlası. ••• - Söyle artık kimsin sen? Yüzünü yüzüme yaklaştırırken sıcak soluğ...