Milattan önce 9000 Ares :
Lanetli hastalık orduya hızla yayılırken denizde olmanın verdiği tüm zorlukları iliklerimize kadar hissediyorduk.
Ellerimin arasında yatan yaşlı kadına baktım. Gözlerinin etrafı fazla şişmişti. Sanırım bir ömrü ağlayarak geçirmişti. Şimdi çocukları ağlamasın diye büyük oğlunu almış ,cesurca savaşımıza katılmış ,ama yorgun bedeni olanlara yenik düşmüştü . Kocasının ve oğlunun gözyaşları okyanuslardan bile daha ağırdı. Onu kurtarmam için yalvarırlarken hissettiğim çaresizlik ve bunun son olmayacağını bilmek.. Kelimelerle tarif edilemez bir yara açmıştı ruhumun derinliklerinde.
- Bu kayıplar boşuna olmamalı . Bu cehennem en kuytu köşelerine sakladığı kötülüklerine boğsa bile bizi tüm bunların bir anlamı olmalı.
- Her karanlık gecenin bir şafağı vardır.
Dedi Perseus
- Bu kez çok farklı . Eğer bu savaşla şafağı getiremezsek sonsuza kadar karanlıkta kalacağız. Kötülerin hakimiyetinde ,cehalet, fakirlik , işkence ve ölüm dolu bir karanlık.
•••
Kaç saattir uçtuğumu bilmiyorum. Sanki sonsuza kadar sürecekmiş gibi gelirken alçalmaya başladı kartal. Süzülerek beni yüksek bir dağın zirvesinde bıraktı. Kara bulutlar dağın altında kalmıştı. Dağı fotoğraflardan tanımıştım . Nemrut Dağı . Etraftan gelen bağırışlarla merakım iyice arttı. Acaba ruhumun ihtiyaç duyduğu şey neydi?. Beni neden buraya getirmişti?
Sütunların ve heykellerin arasında onu gördüm. Ares kanlar içinde , kendisi gibi kana bulanmış güçlü bir adamla öldüresiye dövüşüyordu. Sert bir hamleyle adamın üzerine atladı . Adamın onu kafasından tutup havada takla attırarak yere çalması bir oldu. Yerden bir ses yükseldi. Bağırıyordum kimse duymuyordu . Adam üzerine çıkmış aralıksız yumrukluyordu. Yüzü gözü dağılmıştı . Adam konuştu.
- Derdin ne? Anlat.Boşuna dövdürme kendini.
Ares ayaklarını kullanarak adamın elinden kurtuldu. Boğuk sesiyle konuşmaya başladı.
- Kaçıyor benden zamanında bulamadım onu.Böyle yaralıyken beni sevmesini istemek bencillik ama kahretsin ki bu konuda çok bencil bir adamım.
Tekmesiyle gök gürültüsüne benzer sesler geldi ikiye ayrılan kayadan. Korkmuştum. Bir şeyler yapmalıydım. Sesimi duymuyor beni görmüyordu.
Hemen bedenime dönüp buraya geri gelmeliyim diye düşündüm. Tüm gücümle ruhumu zorlayıp bedenime doğru kaymaya başladım. Bu bir öncekinden daha hızlı olmuştu. Çünkü ne istediğimi çok net bir şekilde biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATLANTiS'İN KIZI
FantasyYa ruh eşiniz sizden başka bir yüzyılda doğmuşsa? Kader sizi nasıl bir araya getirirdi? Aşk onların kaderinden çok daha fazlası. ••• - Söyle artık kimsin sen? Yüzünü yüzüme yaklaştırırken sıcak soluğ...