18. Bölüm : Beklemek

2.3K 167 27
                                    

MÖ 8999 Ares'in anlatımından :
Yas tutmak yasımı anlamsız kılmadan savaş için hazırlanmalıydım. Feda edilen son hayat bizimkisi olacaktı. Venüs gittiğinde geride tek bir amaç bırakmıştı. Bu savaşı kazanmak.

En başından beri gitmem gereken sönmüş volkana gittim. Farklı bir geçitten geçtikten sonra Kahin Kuyu karşımdaydı.

   Kahin Kuyu'yu görünce sinirlerime hakim olamadım. Sevdiğimi benden alan oydu. Büyük bir kaya alıp kuyuyu tahrip etmeye başladım. İçinden çıkan ışık topu seslendi.

- Senin için değil Savaş'ı kazanmak için öldü. Seni görmek için yaşadı.

- Neden beni görmek için yaşadı?

- Ruh Eşini bulmak tek dileğiydi. Yüzyıllardır seni bekliyordu. Senin kendine itiraf edemediğin eksikliğindi.

Dizlerimin üzerine yıkılmıştım. Tüm bunlar bu anlamsız savaş için olmuştu. Peki ya devam etmezsem ? Zaman Kahin Kuyu'yu haksız çıkarsa ? Bu paradoks Venüs'ü kurtarabilir miydi? Başka bir evrende buluşabilir miydik?

Artık diyecek hiç birşeyim yoktu. Küçücük bir ihtimal bile olsa onun için yapacağım deliliğin sınırları yoktu. Kahin kuyuyu haksız çıkarmak için ayağa kalktım.  Kuyudan içeri atlayacaktım. Sonunun dipsiz olduğunu biliyordum. İçine atlarsam çıkmak yıllarımı alırdı. Kendimi boşluğa bırakacakken tekrar konuştu.

- Dünyaya tekrar gelecek! Ona yaşanılabilir bir Gezegen bırakmak istemez misin?

- Ne zaman?

- Büyük Savaş tekrar gelmeden önce kader sizi aynı yerde bir araya getirecek. 11017 yıl sonra. Bin yaşına bir ay kala .

Biliyordu onu görme ihtimali için değil 11017 yıl kıyamete kadar yaşardım. Ama nasıl bin yaşında olurdum. Sonra aklıma Ölümsüzlük suyunun olduğu mağara geldi. Acaba orada 10000 yıl uyuyabilir miydim?

                                          •••

Günümüz Venüs'ün anlatımından :

Elleriyle yüzüme gelen saçları geriye aldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elleriyle yüzüme gelen saçları geriye aldı. Bakışları öyle kederliydi ki . Gözlerini kapatıp bana yaklaşan dudakları izlerken zaman hiç olmadığı kadar yavaşlamıştı. Alnıma minik bir öpücük kondurup beni sıkıca sardı.

- Bu kez gerçeksin.

Yüzümü göğsüne kapayıp huzura bıraktım kendimi. Bir tarafım neler olduğunu anlamak isterken diğer tarafım sadece anı yaşamak istiyordu. Gözlerimin içine baktı . Neler düşündüğümü duymuş olacak ki.

- Gitme .

Dedi.

- Evimde sana herşeyi anlatacağım. Sahil kalabalıklaşmadan önce gidelim.

ATLANTiS'İN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin