- 12 -

62 7 0
                                    


Şu anda gülsem mi? Üzülsem mi? Şaşırsam mı? Bilemiyorum. Hayatımda ilk kez evlenme teklifi gibi bir şey ile karşılaştım, mutluyum. Ama bu romantik, içinden gelerek değil de zorunlu olduğu için yaptı, üzgünüm. Ve bunu yapan kişi Ahmet, şaşkınım. Evleneceğiz kelimesi yüzünden üç farklı duyguyu bir arada yaşıyordum. Doğru mu duydum? Evleneceğiz dedi değil mi? Ev-len-mek. Üç hece, bir kelimeden oluşuyor. Bir çatı altında bir kadın ve bir erkek yaşıyor. Parmaklarında yüzük. Nikah memurunun sorduğu soruya "Evet" diyen çift... Yoksa benim bilmediğim başka bir evlenmek eylemi mi vardı? Şaka mıydı? Ahmet ve ben... Evlenmek... Yok artık!

Gözlerim ve ağzım şaşkınlıkla açılırken heykel gibi Ahmet'e bakıyordum. O ise bana kaşları çatık, meraklı bir şekilde bakıyordu. Büyük ihtimalle vereceğim cevabı bekliyordu. Şu anda utanmasam "Bu bir evlenme teklifi mi?" diye sorabilirdim ama soramıyorum. Şu an şaşkınlıktan nefes dahi alamıyor gibiydim. Etrafımdaki her şey ve bende dahil donmuş gibiydik. Kendimde değildim. Ta ki Zehra elini gözümün önünde şıklatıp, omzumdan sarsana kadar. "Derya abla? Derya abla iyi misin? Ses ver! Dünya'dan Derya'ya. Duyuyor musun kaptan?"

Gözlerim kocaman açık, hiç kırpmadan yönümü Zehra'ya döndüm. Ardından Ahmet'e. Beklentiyle bana bakıyordu. Ama sorun şu ki... Ne cevap vereceğimi bilmiyordum.

"Derya, iyi misin? Tamam şaşırdın, böyle bir şey beklemiyordun ama inan bundan başka çaremiz yok. Seni başıboş zannederek durmadan rahatsız edecekler. Sende, Arya'da, Zehra'da bundan rahatsız olacaksınız. Ama en azından bu. Sende bu sırada hem kafanı dinlersin, hem kardeşini araştırırız, hem hayatınız güvende olur. Bu adamların ne yapacağı belli olmaz. Ya sen kardeşini bulduğunda bu adamlar sana, Zehra'ya, Arya'ya zarar verirse? Belli mi olur! Ayrıca sen merak etme, gerçek anlamda bir evlilik olmayacak. Sadece kağıt üstünde. Aklında kalmasın. Şimdi, aklına takılan veya aklına yatmayan bir şey var mı?"

Kağıt üstünde, gerçek olmayan bir evlilik... Bu benim için iyi bir durum. Aslında ona güveniyorum. Ondan bir zarar gelmeyeceğini biliyorum ama yine de içimde garip bir his var. Aslında sorular... Kafamda bazı sorular var. Bunların cevabını elbet bir zaman öğreneceğim ama, şimdilik sadece bir soru sorsam bir şey olmaz herhalde.

"Kardeşimi bulduğumuz zaman... Yani daha doğrusu kardeşimi bulup, o adamlardan kurtulduğumuz zaman evliliğimiz ne olacak? Bitirecek miyiz? Sonuçta adamlar zarar vermesin diye olacak bir evlilik."

Yüzünde garip bir ifade belirdi. Dalgınlık? Şaşırmışlık? Üzüntü? Merak? Çok garip. Ama benim yüzümde oluşacak olan ifade de onun ağzından çıkacak olan kelimelere göre oluşacak.

"Doğru. Adamlardan korunmanız için olacak bir evlilik. Adamlardan tamamen kurtulduğumuz zaman..." Sustu. Bir süre düşündü. Sanırım doğru kelimeleri arıyordu. Ama benim için tam da bundan sonrası önemliydi. "Yani... Bitiririz sanırım. Çünkü başınızdan artık bela olmayacağına göre, biter büyük ihtimalle."

Başımı olumlu anlamda salladım. Her şey tamam ama bende garip şeyler var. Adlandıramadığım bir şeyler. Kendime bile söyleyemediğim bir şeyler. Kendimi bile inandıramadığım bir şeyler...

"Ama... Bizim hakkımızda atıp tutacaklar, biliyorsun değil mi?"

Kaşlarını çatarken "Nasıl?" Diye sordu, Ahmet.

"Kardeşinin eski karısıyla evlenmiş gibisinden. Veya kardeşinin karısını elinden almış. Derya, kocasının abisi içi  kocasından ayrıldı diyecekler. Arda, imalarını daha yeni bırakmışken yeniden başlayacak. Bunu göze alabilecek misin?"

Derin bir nefes aldı ve kararlılıkla gözüme bakarken beni şaşırtacak olan cümleyi dudaklarının arasından dışarı serbest bıraktı.

"Yanımda sen varsan eğer, ben her şeyi göze alırım."

AŞK BORCU'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin