Karşımda babamı gördüğümde başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki. Bora'ya baktığımda sırıtıyordu. Neye sırıtıyorsa? Sanki komşuya yakalandık. Babam o benim babam salak azıcık ciddi ol diye haykırdı iç sesim ama ben dışardan sadece bir babama bir Bora'ya bakıp sesli bir şekilde yutkunmakla yetindim. Bora bey sonunda istifini bozdu, ellerini cebine koyup babama doğru yaklaştı. Babamın gözlerinden ateş fışkırıyordu. Bora'nın üzerine atlamaması için dua ettim.
"İyi akşamlar Tuncay Aydın" dedi Bora.
Şaşkınlıkla Bora'ya baktım. Bora babamın adını nereden biliyordu. Babam bir şey demedi. Bora'da benim yanıma gelip beni yanağımdan öptü.
"İyi geceler esmerim" dedi ve arabasına binip gitti.
Kafayı mı yedi bu çocuk? Öpüşürken babama yakalanıyoruz be adam bu kadar rahat olma. Tabi fırçayı belki de cezayı ben yiyeceğim. Sana giren çıkan yok.
Kafamı babama çevirdiğimde sinirle soluyordu. Kafamı öne eğip hızlı adımlarla eve girdim. Eve girer girmez hemen odama çıktım ve üzerimi değiştirip kendimi yatağa attım. Düşünmeye başladım. Bora babamı nereden tanıyordu? Babamı tanıyorsa benim onun kızı olduğumu muhtemelen biliyordur. O zaman neden babamın yanında bu kadar rahat davrandı? Ve en önemli soru da babam nasıl tepki verecek?
Kafayı yememek için düşünmeyi kesip telefonu elime aldım ve radyoyu açtım. Karşıma ilk kafamda deli sorular şarkısı çıkınca kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Radyoyu kapatıp müziklere girdim. Model sarı kurdeleleri açtım ve gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.
BORA
Gece'nin o hali gözümün önüne geldikçe gülüyordum. Öpüşürken babasına yakalanmıştık. Gece aniden kızarmıştı. Kızarmak bile olsa ona yakışıyordu. Tuncay'a iyi akşamlar dediğimde şaşırmıştı. Kim bilir şu anda babasını nereden tanıyıp tanımadığımı düşünüp duruyordur. Babası ile benim babam olacak şerefsiz eskiden yakın arkadaşlardı. Tuncay da aynı benim babam gibi şerefsiz. Ama başı benim babam çekiyor tabi. Babasını holdinge gelip giderken tanıyordum. Bir kaç kere de ben Aydın holdinge gitmiştim babamın ayak işlerinden dolayı. Zaten Gece'yi de ilk orada görmüştüm. Onu ilk gördüğüm an aklıma gelince kahkaha attım. Ona o anı gördüğümü söylesem kim bilir nasıl kızarırdı. Sırf onu görmek için Aydın holdinge ayak işlerine ben gidiyordum. Ama bir süre sonra iki şerefsiz de birbirine kazık atmışlardı. Konuyu bilmiyordum. Beni de pek ilgilendirmiyordu. Benim için kötü olmuştu. Bir daha o şirkete gidemedim. Onu görmek istiyordum ama nasıl olacağına dair hiçbir fikrim yoktu. Daha sonra Gecenin Antalya'ya geleceğini duydum. Bir okula yazdıracaklardı. Tuncay'ın sekreterinin kafalayıp Gece'yi benim okuluma yazdırdım ve sonrada bizim hikayemiz başladı.
GECE
Telefonun titremesiyle gözlerimi açtım. Saat sabahın 5.30 uydu. Rehberimde kayıtlı olmayan bir numara arıyordu. O yüzden telefonu meşgule aıp tekrardan yattım. Telefon bir daha çalınca yine meşgule attım. Daha sonradan mesaj sesi gelince bıkkınlıkla telefonu elime alıp mesaja baktım.
Kimden: Bilinmeyen Numara
Aç şu telefonu esmer.
Eyvah arayan Bora'ymış. Kaç kere suratına kapttım telefonu. Nerden bileyim numarası mı var? Vermedi ki numarasını. Bir dakika ya ben de ona numaramı vermedim nereden buldu? Müneccim mi bu çocuk? Telefon tekrardan titreyince üçüncü çalışta açtım.
"Niye açmıyorsun telefonlarımı kızım?" dedi Bora sinirlenmiş gibiydi ama belli etmemeye çalışıyordu.
"Kayıtlı değil numaran o yüzden yoksa neden açmayayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temiz Kalan Tek Sayfa
Romance"Korktum Gece. İlk defa korkunun nasıl bir şey olduğunu hissettim. Sana bir şey olacak diye korktum” “Neden korktun? Sonuçta ben senin neyinim ki? Umrunda olmayan bir kızım.” “Gerçekten böyle mi düşünüyorsun” dedi Bora. Söylerken sesi titremişti. “...