Temiz Kalan Tek Sayfa

İzmir

Fotoğraftaki Eren ve onun yağları (pardon Ceyda yazmış)

Fotoğraftaki Eren ve kasları:))))

CEYDA

Bu ne biçim ses ya? Yatakta doğrulup gözlerimi ovuşturdum. Aklıma bulunduğum durum gelince telaşlandım. Telefonun melodi sesini duydukları anda kapının kırılma anı da bir olurdu. Eren'i sarsıp uyandırdım.

"Öperek uyandırmanı tercih ederdim" dedi Eren uykulu sesiyle.

"Sen şu telefonunu susturmazsan abim ağzına s*çarak uyandıracak babam ise seni ebedi uykuya göndericek beni de beraberinde. Hala bakıyor ya. Sustur şu telefonu" dedim

"Tamam. Telaş yapma. Hem abin gelse ne olacak? Geçen günkü gibi benzetirim onu."

Gözlerimi devirdim. O sırada Eren zahmet edip telefonu açmıştı.

EREN

Arayan Bora'ydı.

"Efendim abi" dedim

"Neredesin oğlun akşamdan belli" dedi Bora. Kendi başıma hareket ettiğim için kızgındı bana. Sesinden de anlaşılıyordu. Bu tür şeyleri genellikle Bora yapardı bunun için şaşkın olabilirdi. Ama söz konusu Ceyda olunca gözüm bir şey görmüyordu.

"Ceyda'nın yanındayım abi" dedim.

"Olman gerektiğin yerdesin. Onda bir sorun yok da bize de bir haber verseydin kardeşim. Merak ettik. İyi misiniz bari?"

"Şimdilik iyiyiz" dedim ve ayağa kalkıp pencere doğru yürüdüm.

"Abi Ceyda burada duramaz. Bir şeyler yapmalıyız. Avukatlarla felan halledemez miyiz?"

"Aptal herif en az üç haftaya hallolur dedi"

"Hay s*kim böyle işi" dedim

"Bizde başka yoldan halledeceğiz"

"Nasıl?"

"Şimdi sen Ceyda'yı çıkarıyorsun o evden. Sonrada Nokta Atış' a getir. Gece'nin annesi ortaya çıktı. Birlikte İzmir'e gidiyoruz. Hem Ceyda'yı üç haftalık da olsa o evde bırakmamış oluruz. Hem de kızlar birbirine destek olur."

"İyi fikir abi. Gece nasıl?" dedim. Kendi derdimize düşmüş onlarla ilgilenmeyi unutmuştuk.

"İyiyim diyor ama biliyorum kötü" dedi Bora.

"Tamam abi biz geliyoruz hemen" dedim

"Dur bir dakika sen Ceyda'nın yanındayım diyorsun da o iş nasıl oluyor?"

"Balkondan tırmandım."

"Balkon çocuğu seni. Neyse hadi vakit kaybetmeden gelin" dedi Bora ve telefonu kapattı.

Bende bana ne oldu diye sormak yerine kaş göz yapan Ceyda'ya döndüm.

"Niye kaşın gözün ayrı oynuyor kızım?" dedim

"Seninle uyudum ya tikim olmuştur. Uyuzlara karşı alerjim var da" dedi.

"Yaaa gece kaslarımın üzerinde rahat bir yer bulmaya çalışırken pek de böyle değildin. Ama hata sende benim sert kaslarımda yumuşak bir yer arıyorsun"

"Onlara kas mı diyorsun sen? Afedersin ama biz ona halk arasında yağ diyoruz. Azıcık az ye de zayıfla."

"Hadi oradan kızım ne yağı" dedim ve tişörtümü çıkardım. Baklavalarımı göstererek

"Bunlar mı yağ?" dedim

Gözleri bir kaç dakika kaslarımı süzdü. Sonrada

"Ni ni niye çıkarıyorsun tişörtünü be?" diye çirkefleşti Ceyda.