Dağ Evi

1K 90 6
                                    

Arkadaşlar diğer bölümlerden daha uzun bir bölüm yazdım. İnşallah beğenirsiniz.

Ağzım bir karış açık şaşkınlıkla Bora’ya bakıyordum. Şu cool erkek olarak takılan Bora. Bana sürpriz yapacaktı.

“Nereye gidiyoruz?” dedim ama sadece ben dedim. Bora’dan cevap alamadım.

“Ya cevap versene” diye küçük bir çocuk gibi mızmızlandım.

“Sana diyorum. Cevap versene”

“Of çok konuşuyorsun esmer”

“Senin de muhabbetine doyum olunmuyor.”

“Evet öyledir.”

“Söylesen olmaz mı?”

“Olmaz”

“Ya neden?”

“Çok konuşuyorsun”

“Bari yolumuz uzun mu onu söyle”

“Uzun”

Of ya bu ruh hastası beni meraktan öldürmek istiyordu. Çok meraklı biri değilim. Tamam biraz, belki birazdan daha fazla. Tamam ya meraklıyım işte her kız da olduğu gibi. Çok mu garip?

Of yol uzunmuş bir de. Aslında uzun yol yolculuklarını severim. Ama şimdi merakım daha fazla bastırdığı için bu yolculuğun hemen bitmesini istiyordum. Kafamı cama yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım. Aslımda Bora’yı izlemek daha iyiydi ama onu izlediğimde de hemen havalanıyordu. Ne yapalım bize de sevgilinin ukalasından vermişler. Olsun ben o ukalaya aşığım. İki haftada nasıl oldu bilmiyorum. Ama ona bağlanmıştım. Yüzüne karşı sevgili, aşkım gibi kelimeler edemeyecek kadar utangaç olsam da bunları içimden sık sık tekrarlıyordum. Camdan dışarı bakıp geçerken tabelaları inceliyordum. Resmen şehir dışına çıkmıştık. Merakım iki karına çıkmıştı. Acaba Bora beni nereye götürecekti.

***

Araba durunca kafamı yaslamış olduğum camdan kaldırıp etrafıma baktım. Yok artık şaka de mi bu? Kameralar nerde, nereye el sallıyoruz? Ne diyorum ben ya. İyice kafayı yedim. Bora beni bildiğin dağ evine getirmişti. İç seslerimden ses çıkmıyordu. Onlar bile şaşkındı.

“Arabadan inmeyi düşünüyor musun?”

Bora’nın sesinden sonra hemen arabadan inip yanına gittim. Elini omzuma atıp yürümeye başladı. Bende onunla birlikte yürürken etrafı inceliyordum. İç sesim: Neyi inceliyorsun? Etraf orman ormanın ortasında da ev işte.

İçimden ona sanane be diye çıkıştım. O sırada da kapıya gelmiştik. Bora cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. İçeriye girdiğimizde resmen büyülenmiştim. Evin dizaynı çok hoşuma gitmişti. Ben bunları düşünürken Bora beni birden kucağına alıp kaldırdı ve salondaki üçlü koltuklardan birine oturdu.

“Ne yapıyorsun?”

“Ne yapayım yoruldum. Onca yol araba sürmek kolay değil.”

“Halla halla. Hem sürmek istemiyorduysan bana söyleseydin ben sürerdim.”

Bora sırıtarak,

“Beni kaçırırsın diye vermedim arabayı sana.”

“Halla halla niye kaçırıyım ben seni ya. İşim gücüm yok senle mi uğraşacağım.”

“Tabi tabi yol boyu beni kesip durdun. Fark etmedim sanma.”

“Yalancı.”

“Hiçte bile doğruları söylüyorum. Hem sende haklısın bende olsam beni keserdim. Sonuçta böyle yakışıklı zor bulunur bir daha.”

Temiz Kalan Tek SayfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin