36.BÖLÜM: "ÖZLEM"

2.6K 104 5
                                    

Öncelikle herkese merhaba!

Birkaç bölümdür size danışmak istediğim fakat her defasında unuttuğum birkaç mesele var. Kendi başıma karar veremeyeceğimi düşünerek sizinde fikirlerinizi almak istedim.

İlk olarak;

Sizce karakterler şuan hangi şehirde yaşıyor olmalılar?

Eğer yanlış hatırlamıyorsam şimdiye kadar hiçbir şehir belirtmedim. Fakat hikayenin geçtiği ve benim hayalimdeki şehir hem denizi olan, hem de ormanlık alanları olan bir şehir. Defalarca kez bu konu hakkında düşündüm fakat bir türlü karar veremedim.

İkinci olarak;

Karakterlerde eksik bulduğunuz yönler var mı?

Karakterler hakkında merak ettiğiniz, aklınıza takılan şeyler var mı?

Fikirlerinizi merakla bekliyorum.

İyi okumalar!

🌟

Damarlarımda dolaşan bir zehir vardı.

Kalbim göğsümde çarpmaya devam ediyordu. Avuç içlerim hâlâ sıcacık, parmak uçlarım ise hâlâ buz gibiydi. Üşümek ve yanmak böyle bir şeydi.

Yanıyordum çünkü zehrin tüm vücuduma dağılıp, en uç noktalarıma kadar dokunduğunu hissedebiliyordum.

Üşüyordum çünkü hissettiğim bu soğukluk normal bir soğukluk değildi, ölümün soğukluğuydu.

Ölümün zehirli esintisiydi.

Ellerimi soğumaya yüz tutmuş suyun içinde gezdirdim. Gözlerim ellerimin hareketi sayesinde dalgalanan suyun yüzeyinde gezinirken etraf o kadar sessizdi ki, duyduğum tek şey sudan yükselen dalga sesleriydi. Bedenim sakinliği seviyordu, bedenim uyuşukluğu seviyordu, bedenim sessizliği de seviyordu.

Parmak uçlarım suyun içinde kalmaktan buruş buruş olmuştu. Bedenim o kadar rahatlamıştı ki, biraz daha bu şekilde kalırsam uyuyakalacağımı biliyordum. Zamana bakmamıştım fakat bir saatten fazla bir süredir suyun içindeydim. Başta sıcacık olan su şimdi iyice soğumuş, parmak uçlarıma kadar buruş buruş olmuştum.

Bir haftadır neredeyse her gün böyleydim. Her gün bu küveti ağzına kadar dolduruyor, her gün bu küvetin içinde saatlerce oturuyor ve buruş buruş olup, bedenim soğuktan uyuşana kadar bu sudan çıkmıyordum. Sudan çıkınca direk yatağa giriyor, gün boyu da orada kalıyordum.

O günün üzerinden bir hafta geçmişti. Hep birlikte Berkay'ların dağ evine geçmiştik. Bizimle birlikte abim ve Doğan abi de gelmişlerdi, yaklaşık bir haftadır bizimle kalıyorlardı. Hepimizin hayatları da normal bir şekilde devam ediyordu. Kimseye bir zarar gelmemiş, kimse anormal bir durum yaşamamıştı. Abim ve Doğan abi birkaç gün boyunca bu kutu hakkında araştırma yapmışlar, fakat elin sahibi dışında hiçbir bilgi bulamamışlardı. Elin sahibinin de hiçbirimizle uzaktan yakından bir alakası yoktu. Bu yüzden bir miktar rahatlamıştık fakat yine de tetikte bekleyen bir yanımız vardı.

MASUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin