🌟
Sonbaharın kuruttuğu masum dalların yaprakları üzerime dökülmüş gibi hissediyordum. O yapraklar üstüme yapışsın, beni saklasın istiyordum.
Ne olacağını bilmediğim, bilmek istemediğim günler geldikçe; kapıda olan kıştan bile kaçasım geliyordu. Önceden merak ediyordum ama artık o bile yoktu. Sınav git gide yaklaşıyordu, babam git gide bana daha çok ellerini uzatıyordu. Bunun en büyük kanıtlarından biri de tam karşımda duruyordu.
Annem.
Gözlerimi birkaç dakikadır sabitlediğim kahve bardağından çektim. Dalgın gözlerle karşımdaki kadına, anneme baktım. Elindeki telefonla uğraşmakla meşguldü. Annemle ara sıra böyle görüşmeler yapıyorduk. Ne olursa olsun onunla olan ilişkim asla kopmamıştı. Fakat gün geçtikçe, birbirimizden ayrı kaldıkça bir şeyler değişiyordu. O benim annemdi evet, bu hayattaki en değerlilerimden. Fakat yinede bir şeyler eksiliyordu. Eskisi gibi ona her şeyimi anlatamıyordum. Küçüklüğümde alışkanlık haline gelipte yıllardır yaptığım gibi dizlerine uzanamıyordum.
Onunla da arama mesafe girmesinden korkuyordum.
Derin bir nefes aldım. Kahvemden bir yudum alırken, sakince etrafa bakınmaya devam ediyordum. Masanın üzerindeki telefonum titredi. Bakışlarım oraya düştüğünde mesaj geldiğini görmüştüm.
"Çalışmaların nasıl gidiyor kızım, anlatsana."
Elimle telefonumu kavrarken, gözlerimi anneme çevirmiştim. Parmak izini girip telefonu açtım. "Olması gerektiği gibi. Pek eksiğim yok, iyi gidiyor yani."
Gülümsedi. Bakışlarım yanaklarında oluşan oyuk çukurlarda takılı kalırken, bir kere daha kime benzediğimi fark etmiştim. Annemin kopyası gibiydim. Mavi gözlerim ve gamzelerim neredeyse onunkilerle aynıydı.
"Sevindim," dedi neşeli bir sesle. Uzanıp kolumu okşadığında dudaklarım yukarı doğru kıvrılmıştı.
Başımı eğdim ve göz ucuyla mesajın kimden geldiğine baktım. Berkay'dandı.
Gönderen: Ulutaş
Seni izliyorum.
Başımı kaldırdım. Merakla etrafıma bakınırken, annemin gözlerini üzerimde hissetmiştim. O sırada annem, "Abin nerde? İşi olduğu için gelemediğini söyledi," demişti.
Gözlerim kısa bir an ona değdi. "Kutay'la birlikteler diye biliyorum."
Yeniden etrafıma bakındım. Çevremdeki masaları, gelip geçen insanları ve camdan dışarıyı izlemeye başladım. Neredeydi bu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM
Teen FictionDeniz gökyüzünün bir yansıması, deniz gökyüzünün hiç ulaşamayacağı aşkıydı. Ve patlayan nefret, kan kırmızı kanatlarda şekillenmişti. Kanatlar, büyük bir acıyı taşıyordu kıyıya, aynı zamanda muhtaçlığı. Biz birbimize muhtaçtık. Elleri ellerime, göz...