🌟
Gökyüzünde açan çiçekler vardı.
Uzun bir süredir oturduğum yerden bulutları izliyordum. Başımı yere koyduğum yastığın üzerine yaslamış, ayaklarımı ve kollarımı rahat bir biçimde çimlerin üzerine bırakmıştım. Ayakkabılarımı çıkardığım için ayaklarım biraz üşümüştü ama bunu sorun etmiyordum. Şuanda bedenim ve zihnim o kadar güzel rahatlıyordu ki, tenimi inceden inceden sızlatmaya başlayan rüzgarı bile umursayamıyordum.
Abimin evindeydik. Yaklaşık yarım saat önce bahçeye çıkmış, başımın altına bir yastık alarak yere uzanmıştım. Ders çalışmaktan yorulan beynimi ve masa başında oturmaktan ağrıyan bedenimi dinlendirmem gerektiğini düşünüyordum. Gayet haklı olduğum bir isyandı. Ciddi anlamda yoğun bir çalışma içerisindeydim ve günlerdir dışarı yüzü görmüyordum. Bugün bir farklılık olsun diye abimlere gelmiştim fakat burada bile ders çalışmaya devam etmiştim. Henüz sınava altı aydan daha fazla bir süre vardı ama konuları bir an önce halledip, son haftalara gelince bir sıkıntı yaşamak istemiyordum.
"Bu kız tam bir gerizekalı yemin ederim."
Başımı yan tarafa doğru çevirdiğimde, binanın girişine dikilmiş Kuzey'i görmüştüm. Ellerini beline koymuş, kem gözlerini bana dikerek üstten üstten bakmaya başlamıştı.
"Çok lazımdın," diye homurdandım.
Kuzey'in kaşları alnına doğru yükseldi. Dudaklarını koca karılar gibi büzerken, "Ay götüm!" diye cırlamıştı. "Allah seni kahretmesin, gerizekalı bu kız ya."
"Bir sus artık," diye homurdanıp, yeniden gökyüzünü izlemeye başladım.
"Dikkatini çekerim yalnız, kahretmesin dedim. Yat kalk dua et."
Başımı aynen der gibi sallarken, "He he," diye cevap vermiştim ona. Sıpa uyuzun tekiydi ama ne yazık ki seviyordum.
"Kutay burada mı?"
"Hayır," dedim gözlerimi hafifçe kısarken. Göze benzeyen bir bulut görmüştüm. İnanılmaz büyüktü ve böyle şeyler beni gerçekten hayrete düşürüyordu.
Yarım saat kadar çimlerin üzerinde yatarak gökyüzünü izlemiştim. Ayaklarım iyiden iyiye üşümüş, belim sert zeminden dolayı ağrımaya başlamıştı. Yinede bundan şikayetçi değildim. Çünkü buna gerçekten ihtiyacım olduğunu düşünmüştüm ve yanılmamıştım. Zihnimi boşaltabilmek için öyle büyük şeylere gerek yoktu. Benim sakinleşebilmem aslında bu kadar basitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM
Teen FictionDeniz gökyüzünün bir yansıması, deniz gökyüzünün hiç ulaşamayacağı aşkıydı. Ve patlayan nefret, kan kırmızı kanatlarda şekillenmişti. Kanatlar, büyük bir acıyı taşıyordu kıyıya, aynı zamanda muhtaçlığı. Biz birbimize muhtaçtık. Elleri ellerime, göz...