Evrim
20:05
Pazar"Dondurma alalım!"
"Sen verem olmaya mı çalışıyorsun Gülin?" Jale kırmızı ceketini düzeltti.
Gülin bir kahkaha attı. "Evet."
Jale hepimizin annesi gibi davranıp ortamıza geçti ve bizi etrafına aldı. Bir kolunu bana, diğerini Fatma'ya attı. Lunaparkta sallanarak yürümeye başladık. Biletleri almış, bineceğimiz alete karar vermeye çalışıyorduk. Herkes başka bir yönü gösteriyordu. Bu kadar zıt olmamıza rağmen nasıl yakın arkadaşlar olduğumuzu düşündüm.
"Eniştemize yakın bir alete binelim."
"Onun hareket ettirdiği alete binelim!"
"Nerede ki? Evrim baksana."
Kalbim hızla atarken etrafta göz gezdirdim. Zaten dolaştığımız an da bakabilmiştim. Ortalıkta yoktu. Başımı iki yana salladım. Jale, Gülin'den telefonunu çıkarmasını istedi. "Ne yapıyorsun Ja?"
"Çevrem geniş, çalışıyor mu öğreneceğim." Samsung'undan bir çocuğa mesaj attı. Kırmızı rujla bütünleşmiş dudaklarını birbirine bastırıp biraz yazıştı. "Çağıl, değil mi?"
"E-Evet."
"Goril şeyine bakıyormuş."
"Jale burada da mı tanıdığın var?" Fatma şaşkınlıkla ona baktı.
"Aranızda Eskişehir'de doğup yıllardır buralarda takılan tek kişi benim. Bir zahmet millet, bir zahmet."
"Çağıl'a kimse bakmıyor. Hepimiz biniyoruz ve onun fark etmesini bekliyoruz. Kaçan kovalanır." Göz kırptı, benim koluma girip önden yürümeye başladı. Jale ilişkiler konusunda profesyonel bir kızdı. İki tane ilişkisi olmuştu. Şu an ikinci ilişkisini yaşıyordu, ikinci yılı dolmak üzereydi. Osmangazi Üniversitesi'nde okuyordu. Üniversitede sevgilisiyle tanışmıştı. Hepimiz sevgilisini severdik. Özellikle bana çok saygılıydı.
Ee ne de olsa Jale homofobiklerle sevgili olmazdı.
Sıra beklerken Fatma "Ayy nerede ya?"diye heyecanla bağırdı.
Jale onun kafasına vurdu. "Sakin ol."
Birkaç dakika sonra sıra bize gelince Jale ve ben yan yana bindik. Geri kalanlar karşımıza oturdu.
Heyecanlandığımı Çağıl'ı görünce fark ettim. En baştaki kişilerin kemerini takıyordu. "Ja-Jale,"dedim ters bir bakış atarak. "Hani uzaktan bakacaktık?"
"Buna inandın mı? Çocuk seni görmeli."
"Duramam, gerçekten duramam,"dedim ayağa kalkarak.
Jale kolumdan tuttu ve beni yerime oturttu. "Geliyor."
"Geliyoor,"dedi Fatma heyecanla.
Kalbim öyle bir atmaya başlamıştı ve sıcaklamıştım ki bayılabilirdim. Ben ne yapıyordum? Neden yapıyordum?
Çağıl görevli giysileriyle geldi ve önce Gülin'in kemerini taktı.
Utançla bakışlarımı kaçırdım. Kekeme gibi hissediyordum. Ağzımı açsam cümle kuramayacağımı biliyordum.
Burnuna yine piercingini takmıştı. Dağınık saçlarını düzeltip bana döndü.
Bana bakıyordu.
Bana...
Jale sakızını patlattı. Shipper bakışlarından attı. Çağıl kemerimi takarken başımı kaldıramadım. Hatta taktığım bereyle yüzümü kapattım.
Gittiğinde herkes bana döndü. "Geri zekalı mısın?"dediler aynı anda.
Titrek bir sesle "Çok güzel kokuyor,"diyebildim.
Çağıl çok seri hareket ettiğinden yüzüne bakmadı ):
Sizce neler olacakshsh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vulcanus [bxb]
Short StoryLunaparkta sürekli çıkışı kaybeden bir çocukla ve onu her seferinde çıkışa götürmeyi görev bilmiş diğer bir çocuğun hikayesi. -Text-