Vulcanus [bxb]

~bölüm kırk iki~

Evrim
Perşembe
14:30

"Ben sana dedim mi demedim ulan?"dedi Gülin böbürlenerek.

Jale sigarasını havaya üflerken omuz silkti.

Evet, beşinci kez Çağıl ve öpüşmemi anlatıyordum.

"Kanka bir daha anlatsana,"dedi Fatma gülümseyerek.

"Ay Fatma,"diye çıkıştım.

"Şaka gibi ya. Evrim Çağıl'ı tavladı ya!"

Göz kırptım, iyice havaya girmiştim. Ellerimi ceplerime soktum. "Ne sandın? Ben tavlamayayım da kim tavlasın hı?" Elimi havada salladım.

"Aşkım senin adına çok sevindim, beni dinlememen iyi olmuş,"dedi Jale. "Ben üzülmeni istemedim sadece."

Koluna girerek sarıldım. "Biliyorum, söylemene gerek yok ki."

Gülümsedi.

"Hazır Jale demişken... Volkanla gerçekten ayrıldınız mı?"

"Öyle gerekti,"dedi gülümseyerek.

Bu ani ayrılığın sebebini hiçbirimiz bilmiyorduk. Jale böyle uzun uzun konuşmayı sevmezdi, yalnızca onu sarhoşsa konuştururdunuz.

Fatma ve Gülin de kol kola yürürken Fatma başıyla bir kahve dükkanını işaret etti. "Yoruldum. Gözünüzü yiyeyim oturalım."

"Yemene gerek yok, sen ne dersen o,"diye takıldım.

Jale'ye yaklaştım. "Senden sonra tabii."

Ruhsuz bir şekilde gülümsedi.

En önden kahve dükkanına girdi.

Gülin hemen beni ortalarına çekti. "Volkan ve Jale'yi barıştırmalıyız."

"Jale ilişkisine karışılmasından hoşlanmıyor."

"Ama çok mutsuz, kuzum. Baksana haline."

"Peki, bir şeyler düşünürüz."

"Eem..."dedi Fatma Jale'ye yetiştiğimizde. "Çağıl ile ne zaman tanışıyoruz?"

"Eniştemizle ne zaman tanışıyoruz?"diye düzeltti Gülin.

Gülümsedim. "Bilmem ki... Hem... Şey..."

"Sakın bana çıkma teklifi etmediğini söyleme."

"Yani... Buluşuyoruz, konuşuyoruz ama..."

"Sonsuz flört dönemi döngüsüne girmişler. Kırmızı alarm! Kahveler iptal! Nefes almadan bu durumu çözeceğiz!"

Saçlarımı karıştırıp Gülin'e baktım. Gerçekten öyle miydi?

"Al telefonunu. Yaz bakayım."

Telefonumu çıkardım. "Ne yazayım?"

"Klişe soruyu patlatacaksın."

"Ne?"

"Biz neyiz?"dediler üçü de aynı anda.

Sahi, biz neydik?

Gözlerim büyürken üç kız arkadaşıma da bakakaldım.

Çağıl Bey ne diyecek acb 👉