10K 🔱
Evrim
21:36
Cumartesi"Off anladı ya. Engelleyecek."
"Ben de seni bizi buz gibi havada lunaparka getirdiğin için engelleyeceğim."
"Çalışmıyor mu ki?"dedim etrafa bakmaya devam ederken.
Jale saçlarını düzeltti. Ardından sevgilisi yanımıza geldi. Yerlere uzanacak pelerinimsi kabanından ve kirli sakalından vazgeçememiş gözüküyordu. Jale'den iki yaş büyüktü ancak öyle Jale yanında ufacık durmuyordu. İkisi de olgun bir yüze sahipti. Uzaktan soğuk görünseler de yakınınızda size güldükleri zaman öyle samimi olurlardı ki içiniz ısınırdı.
Zaten Jale'nin vazgeçilmezi kırmızı ruj ve beline uzanan saçlarıyla Volkan için fazla ilgi çekici olduğu kesindi.
Onu belinden kendisine çekip öptü ve sarıldılar. "Nasılsınız?"dedi gülerek. Birkaç mısır almıştı.
"Tuttuğun altın olsun!"dedi Gülin hevesle mısırını alıp.
Ben de gülümseyerek teşekkür ettim.
Jale'nin omzuna kolunu attı. Hepimiz mısırlarımızı yiyerek yürümeye başladık. "Kimmiş bu çocuk?"dedi bana bakarak.
"Adı Çağıl. Burnunda piercing var, kumral, uzun, kahve gözlü, tatlı... Ve bence yönelimimi anladı,"dedim iç çekerek. "Beni kesinlikle engelleyecek ve üstüme kusacak."
"Çağıl homofobik değildir, onlardan nefret eder."
"Ay yakından tanıyor musun?"dedim heyecanla. Burnumu çektim, soğuk havanın en büyük sorunu bu olmalıydı.
"Ben de burada çalışmıştım. Kenan dışında fazla insanla samimi olmazdı. Sevgilisi olduğunu sanmıyorum. Hiç kızla görmedim."
"Kap onu!"
Güldük.
Sonra ben gülmeyi kesemedim. "O... Bana mı... Bakacak?"dedim kahkahalarım arasından.
Jale "Neyine bakmasın,"dedi ve beni ittirdi. "Kaybol."
Oflayarak Ranger'ın önünde dikildim. Çağıl biletleri alıyordu. Terleyen ellerimi kotuma silerek ona yürüdüm.
Jale mesaj attı.Ja: Oğlum başını kaldır
Ja: Yerim amk utançtan ne hale geldi tipe bak
Titreyen elimle sıra bana geldiğinde biletimi uzattım.
Ranger'a geçerken herkes neden konuşmuyorum diye mesaj çekiyor olmalıydı ki telefon peş peşe titredi.
Çağıl "Evrim?"dedi ve parmakları bileğimi kavradı.
"Evren,"dedim salak gibi.
"Ah Evrim yok mu?"dediğinde kim daha aptal diye düşündüm.
Gerçekten inanmış mıydı?
"Maalesef."
"Keşke olsaydı."
"Keşke."
"Memnun oldum,"deyip burnundaki piercingle oynayarak gülümsedi.
İçimin kıpır kıpır ve aletimin de isyan ettiğini hissettim. Yavaşça yutkundum.
Bu hareket beni tahrik ediyordu.
Bayrak direğine döndüğümü görmesin diye telefonumdan mesaj okur gibi yaptım. "Evrim gelmiş, görüşürüz."
Jalelerin yanına kaçtım.
Ben geldiğimde herkes gözünde yaşlar içinde gülüyordu. "Allah kahretmesin seni!"
"Neden döndün?"
"Şey ya... Şey..."
Volkan kulağıma eğildi. "Tahrik mi oldun?"
"Ne-Nereden anladın?"
"Bayrak direği olmuşsun."
"Hani bayrak?"dedi Fatma saf saf.
"Normal,"dedi. "On yedi yaşında ve ergensin. Bir de eşcinselsin, bin kat daha tahrik olabilirsin."
"Siz ne kaynatıyorsunuz?" Jale gülerek sevgilisinin koluna girdi.
"Hiç,"dedim lunaparkta adımlarken.
Çağıl'ı bu kadar büyütmemeliydim, hikayenin sonunda ağlayan ben olacaktım. Biliyordum.
O zaman neden kendimi durduramıyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vulcanus [bxb]
Short StoryLunaparkta sürekli çıkışı kaybeden bir çocukla ve onu her seferinde çıkışa götürmeyi görev bilmiş diğer bir çocuğun hikayesi. -Text-