Evrim
Aynı gün"Baba! Aç! Baba kapıyı aç!"
Sesler kesilmişti. İki dakikadır kapıya vuruyordum.
"Baba ne yapıyorsun? Ne olur kapıyı aç, konuşalım baba!"diye kapıyı tekmelemeye devam ettim ağlaya ağlaya.
Kilidi zorladım, kanım çekilmişti. Çağıl dışında hiçbir şey düşünemiyordum. Gitmişler miydi? Ona zarar verir miydi? Onu öldürebilir miydi?
Bu ihtimal iyice ürpermeme sebep olduğunda hıçkıra hıçkıra kilidi zorlamaya devam ettim.
Anahtar, diye düşündüm. Anahtar bulmam gerek.
Çekmeceleri karıştırdım, gözlerim buğulandığından göremiyordum bile. Gözlerimi koluma sildim. Şok ve endişenin bulanıp göğsüme yaptığı ağırlığa baskın gelmeliydim. Çabuk olmalıydım, duygularıma yenik düşerek burada ağlamayı kesmeliydim.
İlk çekmecede aradığımı bulamadım.
İkinci çekmeyeceyi titreyen ellerimle açtım. Nefes alamıyor, ağlamayı kesemiyordum. Birisi bütün oksijenimi çekmiş gibiydi. Nefes almaya çalışıyordum ancak göğsüm sıkışıyor, hava inatla ciğerlerime gelmiyordu.
Anahtar hiçbir çekmecede yoktu. Telefonumu çıkardım.
"Kuzuum?"diye anında açtı Gülin.
"Dışarı çık, ne oluyor diye ba-bak... He-Hemen..."
"Sizin sokağa mı geleyim? Ne oldu? Nefes al kuzum."
"Gülin... No-Nolur..."
Karşı taraftan kapının kapanma sesi geldi.
"Neden ağlıyorsun sen?"
"Bizim sokağa gel, çabuk ol nolur!"
"Geldim de sokak bomboş. Bir şey mi olması gerekiyordu?"
"Lanet olsun!"diye hıçkırdım.
Nereye gitmiş olabilirlerdi?
"Ne olduğunu söyle de yardım edeyim kuzum..."dedi Gülin yatıştırıcı bir sesle.
Telefonu kapattım.
Annemi aradım. Ellerim titriyordu.
"Aç nolur,"diye sayıklarken ekrana bakıyordum.
Annem cevap vermedi.
Çığlık atarak kapıya yaslandım. Şimdi ne yapacaktım? Çağıl'a bir şey olacaktı. Babam bizi ayırmakla kalmayacaktı.
Nane uçarak bana geldi. Bana ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Bir dakika içinde telefonum çaldı.
Annem arıyordu.
"Al-Al, beni bu-buradan al!"
"Evrim? Bebeğim benim, ne oldu sana?"
"Be-Beni al... Ba-Babam..."
"Nefes al, boğuluyor gibisin bak annem yapma, sakinleş..."
"Boğuluyorum za-zaten..."
Annemin konuşurken sesi titredi. "Şş. Ne oldu?"
"Babamı ara..."
"Tamam, babanla şimdi konuşacağım. Sen de su iç."
"Ge-Gel..."
"Tamam bebeğim tamam."
"Anne beni onunla bırakma. Seni çok seviyorum..."
"Ben de seni çok seviyorum. Sakinleştiğinde yine arayacağım. Şimdi babanı arıyorum."
"Be-Bekle..."
Mırıldanarak devam etmemi bekledi.
"Ben utanılacak bir şey yapmadım. Ne derse desin, bunu unutma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vulcanus [bxb]
Short StoryLunaparkta sürekli çıkışı kaybeden bir çocukla ve onu her seferinde çıkışa götürmeyi görev bilmiş diğer bir çocuğun hikayesi. -Text-