~bölüm seksen dokuz~

3.4K 306 154
                                    

Evrim
Pazartesi
12:40

Masaya aldığım çubukları bıraktım.

Gülin çubukları sağ köşeye çekti. "Sandalye çek yavrum."

Sandalyemi köşeye çekip yanına oturdum.

"Bora yavruşum Netflix'ten aç,"diye seslendi sevgilisine.

"Şifremi unuttum,"diyen çaresiz Bora cebinden telefonunu çıkarıyordu.

Fatma yanımda cipslere girişmişti.

Bora şifresina baktıktan sonra Netflix'e girdi.

"Film mi dizi mi?"

"Bu annen mi baban mı gibi oldu,"dedi Fatma mırıltıyla.

Açtığım çubuk krakerden tıkınırken "Fark etmez,"dedim.

"Dizi açalım, hem daha kısa. Birkaç bölüm izleyebiliriz."

"Gel, sen bak,"dedi Bora.

Netflix'ten dizi ararlarken Çağıl mesaj attı mı diye kontrol ettim. Zavallım, blok dersteydi.

Kapı birden açıldı.

"Hocam! Açıklayabiliriz!"

"Aslında açıklayamayız!"

"Hocam siz de izlerseniz müdüre söylemezsiniz değil mi?"

Ateş'i gördüğümüzde hepimiz nefes verdik.

"İnsan tıklatır! Aklımızı aldın!"

"Sırayı cips, kraker ve çikolatalarla mı dizdiniz?"dedi sıraya şaşkınlıkla bakarak.

Kantini almış olabilirdik.

"Dizi izliyoruz."

"Ben... Simge geldi mi diye soracaktım. Telefonuna cevap vermedi."

Kaşlarım çatıldı. "Haberim yok."

Fatma bu esnada Simge'yi aradı. Simge neredeyse hiç devamsızlık yapmazdı. Bu hepimizi şaşırtmıştı.

Dizinin ilk bölümü yüklenirken Fatma başını salladı. "Üzgünüm, cevap vermiyor."

Ateş'in yüzü düşse de gülümsemeye çalıştı. "Sorun değil. Sağ ol."

Hepimiz kısa süre içinde diziye döndük.

Aklımın bir parçası Simge'de kalmıştı.
**
13:40

"Yok, bitmiyor,"diye homurdandı Gülin.

Başımı koluma yaslayarak esnedim. Öğle arası olan tüm enerjim edebiyatla çekilmişti. Edebiyat hocamız hamile olduğundan izin almıştı, yeni gelen hoca ise aşırı sıkıcıydı. Bağıra bağıra ders anlattığı için başım ağrıyordu.

"Şu hale bak,"diye soludu. "Yatmaya mi geliyorsunuz buraya?"

Yine kadının gözüne batmıştık.

Ben başımı kaldırsam da Gülin yatmaya devam etti.

"Gülsüm! Sana diyorum. Bak Enes kalktı bile."

Fatma arkamda gülmeye başladı.

Ben de gülmemek için camdan dışarıya baktım.

"Enes! Kafanı camdan neden çıkarıyorsun? Arabaya binen ev köpeği misin sen?"

"Hocam, o Evrim. Yanındaki da Gülin,"diye düzeltti Ulaş.

"Ah doğru, Abdullah."

Ulaş "Abdülrezzak hocam,"diye ciddi bir cevap verdiğinde sınıf gülmeye başladı.

"Tamam Abdülrezzak. Derse dönelim."

"Sinirlerim alt üst oldu,"dedim gülerek.

"Evrim! Çok mu biliyorsun da konuşuyorsun?"

"Ya hocam siz de hep bizi görüyorsunuz! Arkadakiler kart oynuyor ya!"diye isyan etti Gülin.

"Aha siktim...Uno orospu çocuğu!"

Kartları tişörtüne birkaç erkek "Yalandır,"diye cevap verdi.

Hoca onların yanına Azrail gibi giderken Gülin, Kemal'e parmak gösterdi.

"Verin şu kartları."

Kemal dik dik ona bakarak kartlar8 uzattı. Ben de pis pis sırıttım.

Kapı tıklatıldı.

"Gel!"

Simge içeri girdi.

Adeta buz kesildim.

Gözü mosmordu, rengi bembeyazdı ve en kötüsü bu bile değildi. Dudağı berbat gözüküyordu. Alt dudağı yara içindeydi.

"Hocam şimdi geldim de... Bu geç kaldı kağıdım,"dedi ve kağıdı uzattı.

"Lan Simge hangi kızla kavga ettin?"

"Hani link?"

Simge bir şey demeden yerine oturdu.
Aralık kapıdan Furkan seslendi. "Çıkınca mesaj at."

"Peki abi,"dedi usulca. Yüzüne bakamıyordu.

Furkan ile göz göze geldik.

"Hocam, zil çalmak üzere,"dedim. "Tuvalete gidebilir miyim?"

"Derste tuvalete yollamıyorum."

"Hocam acil!"

"Sınıfa işiyen bir Evrim görmek istemem,"dedi Ulaş gülerek.

Hoca başını salladığı an sınıftan uçarak çıktım.

"Furkan!"

Furkan merdivenlerin başında durdu.
"Asıl ibne sensin!"diye bağırdım koridorda.

"Duydun mu? İbnenin alası sensin!"

Simge'yi o dövmüştü. Bunu ona ödetecektim.

Bir anda gelip yakamdan tuttu. "Ne dedin sen?"

"İbnenin teki olduğunu söyledim,"dedim duraksamadan.

Artık yetmişti.

FENA KAVGA VAR FENAA

Vulcanus [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin