Vulcanus [bxb]

~bölüm yirmi dokuz

Evrim: sana inanamıykfum

Evrim: seni zeki olgun ve güçlü birisi sanıyordum

Evrim: furkanın ayağına kapanacaktın gördüm sizi gördüm  21:32

Çağıl yazıyor...

Çağıl çevrimiçi

Evrim: yazacak bir şeyin bile yok 21:45

Çağıl: Var 21:55

Evrim: peki ne

Çağıl: Furkanla uzun zamandır beraberiz

Çağıl: Beni sevmese bile dostluğumuz var bunu kolayca bırakmamı isteyemezsin benden Evrim

Evrim: o senden renklerinden vazgeçmeni istedi

Evrim: garip dedi iğrenç olduğunu söyledi

Evrim: sen de buna inandın

Evrim: seni çok güçlü sanıyor sana sığınıyordum çağıl telefonda kimseye annem için ağlamayıp sana ağladım

Çağıl: Bunları nereden biliyorsun?

Evrim: gelmemi istemiştin geldim ve seni bulamadım

Evrim: bulduğumda da gördüm

Evrim: sana diyecek çok şeyim var ama anlamıyorsun cagilw

Evrim: sen onun kazanmasına izin veriyorsun

Çağıl: Bu bir savaş değil Evrim

Evrim: sen bu değilsin

Çağıl: Kırıcı konuşuyorsun

Çağıl: Yapma böyle lüftfen 22:12

Çağıl: Beni dinlesen anlarsın

Evrim: o da seni kırdı

Evrim: seni olduğun gibi kabul etmedi

Evrim: sen ise özünden kaçtın

Çağıl: Vulcanus

Evrim: vulcanus degilim

Evrim: ne demekse yani

Evrim: ben sen söyledin diye bakmadım

Çağıl: Evrim arayabilir miyim seni?

Evrim: arama istemiyorum

Evrim: sen özünden ne kadar kaçabilirsen kaç

Evrim: ben kaçmayacağım

Evrim: seni seven özüne kadar sevecektir

Çağıl: Nw

Evrim: evet

Evrim: umarım bunu yaptığına değer
Evrim: ben çok kırıldım çağıl böyle birisi olmadığını düşünüyordum

Çağıl: Ne?

Evrim: görüşürüz çağıl

Evrim: başkalarına zincirlenme

Çağıl: Özümden dedin ne demek istiyorsun?

Evrim: evet anlamazsın

Evrim: ben eşcinselim çağıl

Evrim: ve bundan kaçmak yerine canlı canlı yanmayı tercih ederim

Evrim'i yiyesim var. Siz neler düşünüyorsunuz?