Smut bölümü :))
Evrim
Aynı günün ilerleyen saatleriBurnumu çekerek zili iki kez çaldım. Beyaz kapıyı bir süre izledim.
Çağıl kapıyı açtı.
Gözlerimi kırpıştırdım. Saçları her zamanki gibiydi ancak değildi de. Üzerinde kot, kazak ve asker yeşili ceketi vardı. Teninde hafif bir pembelik vardı. Gözleri ışıkta açılmıştı.
"Evde kotla gezdiğine göre artık bir Çağıl Ziyagil'sin,"diye takıldım.
Montumu alarak astı.
"Ne? Ah... Marketten geldim şimdi ondan."
"Ceketin güzelmiş." Gülerek mutfağa yürüdüm. "Çok açım. Bir şey alma dedin ancak doymayız diye ben de bir şeyler aldım. Aslında ben doymam, her neysee."
Dizini mutfağın kapısına yaslayarak gülümsedi.
Sanki farklı gözüküyordu, burnundaki piercing bile farklıydı. Daha parlak duruyordu.
"Burnundaki yeni mi?"
"Hı hı, güzel mi?"deyip oynadı.
Yutkunarak tepsiyi odasına gereksiz bir hızla taşıdım.
O gelmeden laptopu açtım.
"Uçtun yahu."
Piercinginle oynama, piercinginle oynama.
Pikeyi üzerime atarak yanıma sokuldu. "Ne izliyoruz?"
"Porno,"diye espri yapmaya çalıştım.
Rezilsin Evrim.
Gülerek Netflix'e girdi.
Yan yan ona baktığımı gördüğünde laptopu masaya bıraktı, ani bir hareketle pikeyi başımıza kadar çekti.
Ve beni öptü.
Dudaklarından yayılan tad anında içime dokunurken kararsızca ellerimi üzerinde dolaştırdım.
Pikenin altında sıcacık olmuştuk.
Pikeyi üzerimizden atmaya çalıştı ancak bedenimizin yarısını hala kapatıyordu. Her zamankinden daha uzun öpüşüyorduk. Dudaklarım sızlamaya başlamıştı.
Titrek nefeslerle geriye çekildik.
Saçları dağılmıştı, refleksmişçesine onlara uzandığımda elimi tuttu. Birbirimize baktık.
Hafif mayışmış bakışları, kırmızı dudakları, koyu kahve gözleri ve dağılmış saçları... O piercingi...
Kalbim ağzımda atıyordu. Ona iradem dışında çekiliyormuş gibiydim, düşünmüyordum. Yalnızca dudaklarına yine uzanıyordum. Çağıl mesafeyi kapatarak ikinci öpücüğü başlatmış oldu.
Bu sefer nazikliğinin yanında daha fazla tutku vardı. Dudaklarım arasından sızan dilini hissediyordum.
Onunla buluştuğumu da.Ellerimi tutarak parmaklarımızı kenetleyip yatağa bastırdı.
Alt dudağını ağzıma alarak emdim. Artık uçmaktan fazlasını yaşıyormuş gibiydim.
Dudaklarını geriye çekse de karnıma oturarak nefesimi kesti, sıcak dudakları boynumda bir şey arıyormuş gibi dolaştı.
İnlememi tenimi dudakları arasına aldığında kaçırdım.
Duraksasa da emdiği yeri öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vulcanus [bxb]
Cerita PendekLunaparkta sürekli çıkışı kaybeden bir çocukla ve onu her seferinde çıkışa götürmeyi görev bilmiş diğer bir çocuğun hikayesi. -Text-