Ertesi gün bütün günü Yeşim ile geçirmiştim. Bütün hafta şirkette olduğum için ona fazla vakit ayıramamıştım. Üstelik sadece biraz olsun kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı. O yüzden bütün gün birlikte alış veriş yapmıştık ve sonunda eve geldiğimizde ikimiz de yorgunduk. 'Nihan,' oturduğum koltuktan başımı kaldırıp karşıda oturan Yeşim'e baktım. 'Efendim?'
'Şey, biz Anıl ağabey ile konuştuk da, ben okulu bitirmek istiyorum.' Bunu duyduğumda gülümsemiştim. 'Gerçekten mi?' Hafifce başını salladı. 'Yani, bütün gün evde oturmak istemiyorum. Ayrıca, bütün bu olanlardan önce sadece bir yılım kalmıştı bitirmeme.' Bunu duyduğuma gerçekten sevinmiştim. Yaşadıklarının zor olduğunu biliyordum ve böyle bir adım atması gerçekten çok güzeldi. 'Bu çok güzel bir fikir Yeşim.'
'Anıl ağabey ikna etti beni, ben aslında hâla Salih ile karşılaşmaktan korkuyorum.' Salih dediğinde gözlerimi kocaman açtım. Ona yaptığım şeyi tabi ki de anlatmamıştım. 'Yeşim, Salih sana yaklaşamaz. Güven bana.' Hafifce başını salladı. 'O da aynı şeyi söyledi. Hatta bana şirkette staj bile yapabileceğimi söyledi.' Oturduğu yerden kalkarak yanıma geldi. 'Gerçekten çok teşekkür ederim, beni kurtarmak ile kalmayıp bütün hayatımı değiştirdin.' Yeşimin gözleri dolmaya başladığında ona sıkıca sarıldım. 'Gel buraya deli, sen ne karar verirsen ver arkandayım tamam mı?' Bana baktığında mutluluktan gözleri parlıyordu. 'O hâlde ben Anıl'ın yanına gitsem olur mu? Bana okul ile ilgili yardım edecekti.' Gülerek kollarımı geriye çektim. 'Koş hadi.'
Yeşim gittiğinde ben de kendimi televizyonun önüne attım. Bir şey izlediğimden değil, sadece ses olsun diye açmıştım.
Birden telefonum çaldığında ekranında tanımadığım bir numara gördüm. 'Nihan?' Tanıdık sesin kulaklarıma dolması uzun sürmemişti. 'Numaramı nerden buldun Aras?' Benim vermediğim kesindi. 'Gereksiz sorular ile zaman kaybetmeyelim.' Tam da sakin bir gün geçiriyorum derken olmuşmuydu bu şimdi?
'Ne istiyorsun?' Bu sefer gülmüştü. 'Hazırlan buluşuyoruz.' Hayır ama ya, hayır! 'Olmaz, çıkamam bir yere.'
'Kızımız velilerinin sözünü de mi dinlermiş.' Gözlerimi devirerek oturduğum yerden kalktım. 'Ne istiyorsun Allah'ın belası.' Diğer taraftan dilini şaklattığını duydum. 'Olmadı ama, senin de hoşuna gidecek bir yere gidecektik.' Merakıma kolayca yenik düşen biri değildim aslında. Ama önemli bir şey olmasa beni asla aramazdı. 'Nereye gidiyoruz?'
'Continental.' Gece kulübü, genelde tercih etmeyeceğim türlerden. İstanbul yüksek sosyetenin tercih ettiği bir yerdi. 'Ne işimiz var orada?' Bana henüz bir şey söylemeyeceğini biliyordum. 'Bana gel,' telefonu kapatmak istediğimde tekrar sesi geldi. 'Bu arada, Continental'a gidiyoruz diye fazla abartma.' Cevap vermeden telefonu kapattım. Emri olurdu.
Yatak odasına geçip kıyafet dolabımı açtım. Bir an önce ne giyeceğime karar vermeliydim. Elim siyah pantoluma kayarken onu geri çektim. Böyle içeriye giremezdim.
Siyah mini bir elbise çıkardıktan sonra üzerimi değiştirdim. Hızlıca saçımı ve makyajımı da bitirdikten sonra çantamı alıp, dışarıya çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elysium | 18
Action'Sana benden uzak durmanı söylemiştim.' Dibime kadar girdiğinde geriye gidemeyip, sadece elimi göğüsüne koyabilmiştim. 'Karşıma çıkan sensin ama, üstelik bu hâlde.' Burnuma kokusu dolarken kelimeleri kafamda düzenlemeye çalışıyordum. 'Buna bir anlam...