Kimseye hiç bir şey diyemeden dönmüştüm tekrar Moskovaya. Kartal beni direkt olarak kendi yaşadığı kata çıkarmıştı. Saatlerce susup oturmuştum. Bir taraftan da Arya'yı deli gibi merak ediyordum. Kartal'a bir şey çaktıramazdım ama. Onun bildiği kadarıyla, Arya beni ölü biliyordu.Meraktan deliye dönmek üzereydim ama. Eğer Kartal'ı biraz olsun tanıyorsam, şu anda Arya'nın ne hâlde olduğunu düşünmek bile istemiyordum. Boğazımı temizleyerek Kartal'a baktım. 'Arya burda mı?'
Gülerek başını salladı. 'İşbirlikçini mi soruyorsun?' Hafifce kaşımı kaldırdım. 'Neyden bahsediyorsun?'
'Hadi ama Nihan, aptal değilim ben.'
'Tıpkı sen ve burda bıraktığım herkes gibi Arya da bilmiyor yaşadığımı Kartal. Sakın bana ona bir şey yaptığını söyleme.' Yüz ifadesine bakılırsa, Arya'nın nerede olduğunu tahmin etmek zor değildi.
Yerimden kalkarak dış kapıya doğru ilerledim. 'Nereye?' Geriye bile dönmeden cevap vermiştim. 'Merak etme, kaçmıyorum.'
Asansöre binerek en alt kata indiğimde kapıda izbandut gibi bir adamla karşılaştım. 'Giremezsin buraya.'
'Aç şurayı, sahibine de söyle, istediğim yere girerim.' Cebinden çıkardığı telefon ile Kartal'ı aradığına emindim. Ardından ise istediğim gibi kapıyı açtı.
'Arya nerde?' Adam hücreler arasında ilerleyerek birisinin önünde durdu. Kapıyı açtığında ise düşünmeden içeriye daldım.
'Arya?' Bitik bir hâlde yatağın üzerinde oturuyordu. Yüzü bakılmayacak hâldeydi neredeyse.
'Nihan? Sen misin gerçekten?' Yanına ilerleyerek kollarımı etrafına sardım. 'Benim, burdayım. Hadi çıkalım burdan bir an önce.' Arya ağlayarak başını iki yana salladı. 'Öldürür beni.'
'Siktirtmesin belasını, kalk hadi.' Arya'ya destek olarak, hücreden çıkardım. Az önceki adam karşımda dikilip, olmaz çıkartamazsın dediğinde bile es geçtim.
Sonunda Arya'nın kaldığı odaya vardığımızda ise ardımdan kapıyı kapattım. 'İyi misin sen? Bunu sana Kartal mı yaptı?' Benimki de soruydu, başka kim yapmış olabilirdi ki. Kızın her tarafı mosmordu.
'Kimden duydu bilmiyorum Nihan. Yemin ederim ben bir şey demedim.'
'Biliyorum, biliyorum. Sen bunları düşünme şimdi, hadi üstünü değiştirip yatıralım seni.'
Arya'nın üzerindekileri çıkardıktan sonra, banyoya geçti. Çıktıktan sonra tekrar giyinmesine yardım ederek onu yatağına yatırıp, uyuyana kadar yanında bekledim.
Sonunda Arya uykuya daldığında ise Kartal'ın yanına geri döndüm.
'Sen bunu ona nasıl yaparsın?!' Kartal'ın üzerine yürüyerek, onu geriye ittim. 'Ne suçu vardın kızın, ne hâle getirmişsin orospu çocuğu!'
Onu tekrar geriye itmek istediğimde beni tuttu. 'Bu atarların, sana gelen özgüvenin ne kadar hoşuma gitse de artık biraz kendini dizginlesen mi?'
'Beni buraya getiren sensin Kartal. Dizgenlemiyorum kendimi ne yapacaksın? Artık burda kurduğun şu boktan düzenine boyun eğmiyorum.' Ne kadar bağırsam da, karşımda sadece durup sırıtıyordu. 'Buraya ilk geldiğinde de bu kadar asi davranıyordun kisa, unutma o zaman da direncini kıran bendim.'
Kendimi engelleyemeden elimi kaldırarak suratına tokat atmıştım. 'Tekrar hatırlattığın iyi oldu, sana karşı olan nefretimi besliyorsun.'
'Olsun, nefret ile aşk arasında duran çizgi çok incedir. Sen de bana aşık olacaksın kisa, buraya bunun için gelmedin mi?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elysium | 18
Acción'Sana benden uzak durmanı söylemiştim.' Dibime kadar girdiğinde geriye gidemeyip, sadece elimi göğüsüne koyabilmiştim. 'Karşıma çıkan sensin ama, üstelik bu hâlde.' Burnuma kokusu dolarken kelimeleri kafamda düzenlemeye çalışıyordum. 'Buna bir anlam...