'Telefonum nerde?' Yastığın altında, örtülerin arasında sonunda telefonu bulduğumda, elime aldığım anda çalmaya başladı. 'Mert Güney.' Açarak telefonu kulağıma götürdüm.
'Azra açıklayabilirim, düşündüğün gibi değil.' Artık bütün bunlardan çok sıkılmıştım. Umarım Anıl şirket hakkında söylediklerinde haklıdır. Çünkü Mert'i fazla sinirlendirmek üzereydim.
'Umrumda değil Mert. Bitti.' Telefonu suratına kapattıktan sonra tekrar rehbere girdim. Bu işin arkasında Emilio'nun olduğuna adım kadar emindim. Numarasını tuşlayarak telefonu kulağıma götürdüm.
'Haberleri görmüşsün.' Keyifli bir şekilde telefonu açtı. 'Neden yaptın bunu?'
'Sana benimle inatlaşmamanı söylemiştim amore.' Inanamıyordum, dediğini resmen yapmıştı.
'Sana bir iyilik yaptım, o adam sana göre biri değil.' Gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım. Sanki ben onu çok sevdiğim için birlikteydim. Ona tekrar cevap vermediğimde devam etti. 'Hadi kendini toparla, şirkette görüşürüz.' Evet şirkette görüşecektik, onu buraya geldiğine pişman edecektim. Telefonu kapattıktan sonra kendimi duşa atıp, üzerimi giyindim.
Koltuğun üzerine oturarak, pakketen çıkardığım sigaramı yaktım. 'Nihan, Mert piçinin yaptığına üzülmüyorsun değil mi?' Hafifce gülümsedim. 'Ona sadece, Emilio üsteleyerek ayrılmamı istediği için geri döndüm.' Henüz Anıl'ın şirketini tehdit ettiğini bilmesini istemiyordum.
'Nasıl yani?' Sıgaramı dudaklarıma götürerek dumanını içime çektim. 'Anıl da o da bana ne yapacağımı söyleyemezler.'
'Sırf inadından döndün yani, şimdi basına düştüğü için istesen de yanında olamayacaksın, vay be akıllıca oymamış.'
Boş olan elim ile ıslak olan saçlarımı çekiştirdim. 'Bu adam ile aranda bir şey yok değil mi?'
'Saçmalama, Yeşim ne olabilir onunla aramda?' Hafifce omuzlarını silkti. 'Yani, nebilim yoksa neden taksın sana, ya da Mert ile olan ilişkine?'
'Bilmiyorum, öğreneceğim ama.' Biten sıgarayı, kül tablasında söndürerek tekrar geriye yaslandım. 'Benim derse yetişmem gerekiyor, sen de sakın delice bir şey yapma.'
Bir cevap vermeden kapıdan çıkmasını dinledim. Ne yapacaktım şimdi? Bir sonrakı adımım ne olacak?
Telefonum çalmaya başladığında ekrana baktım. Tanımadığım bir numaraydı. Açarak kulağıma götürdüm.
'Âlo Nihan?' İşte bu çok uzun süredir duymadığım bir sesti. 'Arya sen misin?' Bütün kanın yüzümden çekildiğine emindim.
'Benim, şey görüşmemiz gerekiyor.' Hassiktir. Arya döndüyse kesin bir bokluk vardır. 'Yalnız mısın?' Yalnız olması için dua ediyordum. 'Evet, burda olduğumdan haberi yok. Olmayacak da.' Rahatlamış bir şekilde nefesimi dışarıya üfledim. 'Adresi atıyorum.'
Konum attıktan tam bir saat sonra kapı çaldı. Kapıyı açar açmaz Arya üzerime atlamıştı. Kollarını sıkıca etrafıma sararak nefes almamı zorlaştırıyordu. 'Çok özledim seni.' Gülümseyerek ona geri sarıldım.
Geriye çekildiğinde kapının eşiğinden çekilerek içeri girmesine izin verdim. Ardından kapıyı kapatarak salona geçtim. 'Görüşmeyeli baya değişmiş hayatın. Kaç yıl oldu? Beş yıl olmuştur değil mi?' Başımı salladım.
'Tam beş yıl oldu.' Arya iyice etrafına baktıktan sonra koltuğun üzerine oturdu. 'Seni arayıp bulmayı çok istedim, ama o'nun beni takip etmesinden korktum. Seni bulmasından korktum.' Bu sırrımı yıllarca saklayarak beni korumuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elysium | 18
Action'Sana benden uzak durmanı söylemiştim.' Dibime kadar girdiğinde geriye gidemeyip, sadece elimi göğüsüne koyabilmiştim. 'Karşıma çıkan sensin ama, üstelik bu hâlde.' Burnuma kokusu dolarken kelimeleri kafamda düzenlemeye çalışıyordum. 'Buna bir anlam...