Arya bir kaç gündür bizde kalıyordu, eski konuları fazla deşmeden birlikte vakit geçirdik. Bugün son günüydü, Kartal burda olduğunu öğrenmeden Moskova'ya geri dönmesi gerekiyordu.
'Hadi Nihan ya lütfen, eski günlerdeki gibi, sadece bu gecelik.' Son iki saattir aralıksız bir şekilde dışarıya çıkmamız için yalvarıyordu neredeyse. 'Arya, olmaz.'
'Ya lütfen bak, sabah gideceğim zaten nolur kırma beni. Eskiden ne güzel eğlenirdik, sabahlara kadar dans ederdik hatırlasana?' Eski hayatımı hatırlamak istemiyordum. Bütün acımı unutmak için kendimi alkole verirdim. Gerçi o konuda pek bir şey değişmemişti, galiba eski alışkanlıklar kolay unutulmuyordu.
'Susmayacaksın değil mi?' Yüzüne baktığımda sırıtmaya başladı. 'Çok güzel bi mekan biliyorum, yani duydum. Yeni açılmış.' Gözlerimi devirdiğimde kolumu çekiştirmeye başladı. 'Hadi kalk, hazırlanalım!'
Ne gösterdiysem beğenmedi, her denediğime burun kıvırdı. Neymiş efendim, gideceğimiz mekan için yeterince seksi değilmiş. En sonunda kendi girdi dolabımın içine yaklaşık yarım saat sonra ise elinde derin sırt dekolteli, asimetrik mini bir elbise çıkardı. 'Bunu giyiyorsun.' Daha fazla uzatmasını istemediğim için giydim. Ayakabı ile aksesuarlarımı bile seçtikten sonra kendi üzerini giyindi.
"Delirium" mekan'ın üzerinde koca led ışıkları ile yazıyordu. Önünde ise inanılmaz uzun bir sıra vardı. Arya beni çekiştirerek en öne götürdü. Koruman'ın kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra ise adam kenara çekildi. 'Hoşgeldiniz Azra hanım.' Arya'ya baktığımda sırıtarak onu takip etmemi işaret etti. 'O kadar ünvanın var keyfini çıkaralım değil mi?'
'Çıkar bakalım.' Masa aramak ile zaman bile kaybetmeden bara geçmiştik. İlk içki, ikinci içki derken tıpkı eskiden olduğu gibi gülüp eğleniyorduk.
'Buraya böyle kös kös oturmak için gelmedik değil mi?' İçtiklerimin sayesinde gerginliğimden eser kalmamıştı. Arya haklıydı rahatlamam gerekiyordu. Bütün dans edenlerin arasında yerimizi aldığımızda, müziğin ritminde hareket ettim. Tam şu anda başka hiç bir şey düşünmüyordum. Müzik ve alkol vardı çünkü.
'Müsade var mı?' Kulağıma dolan sese doğru döndüğümde karşımda orta boylarda sarışın bir adam duruyordu. Hafif terlemiş olmasına rağmen, parfümünün kokusu çok güzeldi. Arya'ya baktığımda gördüğünü beğenmişcesine gülümsedi.
Adama başımı salladığımda, elleri belimde yerlerini bulmuştu. Beni yavaşca kendine doğru çektiğinde onunla dans ettim.
'Seni bir yerden tanıyor olabilir miyim?' Müziğin sesinden dolayı, eğilerek kulağıma fısıldadı. Normaldi tabi daha bir kaç gün önce her yerde boy boy fotoğraflarım çıkmıştı. 'Sanmıyorum.' Üzerime gelmedi daha fazla, sadece dans ettik. Uzun bir süre dans ettik.
'Ben içecek bir şeyler almaya gidiyorum, sen de ister misin?' Bu sefer başımı olumsuz şekilde salladım. 'İyiyim böyle, teşekkürler.'
'Geliyorum hemen, bir yere ayrılma.' Bana göz kırptıktan sonra, arkasını döndü.
Adam kalabalıkta kaybolurken ben yalnız kalmıştım. Arya çoktan kendine birini bularak kaybolmuştu bile. Hep böyle olurdu zaten. Kendi başıma müziğin ritminde sallanırken, tekrar adamın ellerini hissettim belimde. Beni kendine doğru çektiğinde, sırtımı ona yasladım. İlk önce kulağımın arkasına bir öpücük kondurduktan sonra aşağıya doğru indi. Dilini hissettiğimde başımı omuzuna yaslayarak, devam etmesi için ona boynumu açtım.'Bir başkasının kollarında bu kadar rahatlayabilmen beni üzdü amore.' Kulağıma dolan tanıdık ses ile gözlerime açarak doğruldum. 'Sen.' Resmen bu durumdan faydalanmıştı adi piç!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elysium | 18
Action'Sana benden uzak durmanı söylemiştim.' Dibime kadar girdiğinde geriye gidemeyip, sadece elimi göğüsüne koyabilmiştim. 'Karşıma çıkan sensin ama, üstelik bu hâlde.' Burnuma kokusu dolarken kelimeleri kafamda düzenlemeye çalışıyordum. 'Buna bir anlam...