Ağzım açık bir şekilde Kaya'nın sırıtarak odadan çıkmasını izledim. Sinirden etrafımı dağıtmak üzereyken, derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştım. Aynanın önüne geçerek elbisemi inceledim. 'Alacağın olsun Kaya!' Bu hâlde aşağıya hayatta inemezdim, elbisem paramparçaydı. Bu yaptığının akıllıca olduğunu itiraf etmeliydim, ama kesinlikle yanına kalmayacaktı.
'Hadi Nihan düşün.' Elbiseye nerden bakarsam bakayım, kurtarılacak bir tarafı yoktu. Nefesimi dışarıya üfleyerek, yatağın üzerine oturmuştum. Gerçekten kazanmış mıydı?
Gözlerimi Kaya'nın kıyafet dolabına diktiğimde aklıma bir fikir gelmişti. Bu oyun henüz bitmemişti. Dolabın kapısını açarak içini karıştırdım. Düz bir tişört giyemezdim, o yüzden beyaz gömleklerinden birini çıkardım.
Elbisemi üzerimden çıkartarak, gömleğini giydim. Düğmelerini ilikledikten sonra aynaya baktım. Böyle olmazdı, direkt olarak yatağından çıkmış gibiydim. Düğmelerini tekrar açarak, gömleğin iki ucunu çapraz bir şekilde orta deliklerden geçirdim. İçerden düğüm attıktan sonra yakasını da açtım.
Tamam kısalığının farkındaydım, üstelik altında iç çamaşırlarım bile yoktu ama sadece dikkat etmem gerekecekti. Üstelik bu Kaya'yı iyice delirtecekti ve bu işin bir artısıydı.
Üzerimi son bir kez kontrol ettikten sonra yatak odasından çıktım. Merdivenlerden inerken, bütün gözlerin üzerimde olduğunu fark etmiştim. Merdivenin ucuna doğru gelen Damian kocaman gülümsüyordu. 'Üzerini değiştirmişsin bella.' Bana elini uzattığında, tutarak son basamakları indim. 'Ufak bir kaza geçirdim de, neyse ki Emilio'nun kocaman dolabı var.' Gülerek başını salladı. 'Ondan daha iyi taşıdığın gayet ortada.' Birlikte masalardan birine geçtiğimizde tekrar elimi bıraktı. 'Sana hemen içecek bir şeyler bulmaya gidiyorum, ihtiyacın var galiba.' Olumlu şekilde başımı salladım. 'Teşekkür ederim.'Damian'ın yanımdan ayrılması ile Kaya geldi. Gözleri ateş fışkırıyordu, tıpkı istediğim gibi. 'İlla delirteceğim diyosun.' Kolumu Kaya'nın omuzuna koyarak gülümsedim. 'Bana başka bir çare bırakmadın ki.'
'Nihan kendimi dizginlemekte zorlanıyorum.' Ayak uçlarıma basarak, kulağına uzandım. 'Eğer yardımcı olacaksa küçük bir sır paylaşayım seninle. Şu anda üzerimdeki tek şey, senin gömleğin.' Yangına körükle gidiyordum evet, ama hak etmişti. Kaya henüz cevap veremeden, Damien elinde iki bardakla geri dönmüştü. 'Bella.' Bana bardağımı uzattığında gülümsedim. 'Grazie.' Kaya'nın kararmış gözlerini üzerimden alması biraz sürmüştü ama sonunda toparlayabilmişti kendisini.
'Arkadaşın salondaki herkesin dikkatini çekmeyi başardı galiba Emilio.' Damian'ın söylediğine hafifce gülümserken, Kaya iyice gerilmeye başlıyordu.
Yanıma başka kimsenin gelmemesinin sebebinin Kaya olduğuna emindim. Nedense bir tek Damien'ın umrunda değil gibiydi.
'Az önce muhabbetimiz yarıda kesildi Azra, bana biraz kendinden bahsetsene.' Başımı Kaya'ya döndüğümde elindeki bardağından kocaman bir yudum aldı. 'Emilio, senin misafirlerinle ilgilenmen gerekmiyor mu? Azra emin ellerde, merak etme.' Emilio'yu yanımızdan kovduğunda tekrar bana döndü. 'Kuzenimle nasıl tanıştınız mesela?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elysium | 18
Acción'Sana benden uzak durmanı söylemiştim.' Dibime kadar girdiğinde geriye gidemeyip, sadece elimi göğüsüne koyabilmiştim. 'Karşıma çıkan sensin ama, üstelik bu hâlde.' Burnuma kokusu dolarken kelimeleri kafamda düzenlemeye çalışıyordum. 'Buna bir anlam...