0.1

8.9K 296 101
                                    

15.11.2018

GÖKKUŞAĞI

Senden önce başıboş bir renk paletinden ibarettim.
Gelişinle renkleri kullanmayı öğrendim.
Sonra... Gökyüzü'nü boyamama izin verdin.
Ve şimdi bak; biraz ıslanmış olsakta,
Aynı gökkuşağının altındayız.

5 Seconds Of Summer- Ghost Of You

Mümkün olduğunca sessiz bir şekilde yürürken alt dudağımı dişlerimin arasına almış bir oyana bir buyana yuvarlıyordum. Bildiğim bir şey varsa, o da yakalanmamamız gerektiğiydi.

"Hayır yani," diye homurdandı arkamdan beni takip eden Şeyda. "Neden ben sana uyup böyle bir işe kalkışıyorum ki? Neden?!"

Kısaca arkamı dönüp sırıttım. "Çünkü ben senin best kankanım."

Gözlerini devirip, "Ne kanka ama!" diye söylendi.

Onu takmayıp gülerek önüme döndüm ve en son kırık demir parmaklıkların olduğu yerin önünde durdum. Şeyda da yanımda duraksadığında "Şuraya bak anasını satayım," dedim kaşlarımı çatarak. "Sanarsın ağır mahkûm ceza evi."

Şeyda bu dediğime kıkırdarken "Neyse hadi yapalım artık şunu," dedim. "Geç kalacağız."

Şeyda gülmeyi bırakıp tekrar ciddileşti ve bana baktı. "Annem bu sefer kesin kesecek beni haberin olsun."

"Muhtemelen benimki de beni," derken bir elimi kırık demirlere attım ve tutunarak duvarın üstüne çıktım. "Ama en sevdiğimiz sanatçının konserini kaçırmak istemeyiz değil mi?"

Şeyda hala huzursuz bir ifadeyle yüzüme baksa da peşimden geleceğine yüzde yüz emindim. Aslında bunuda sayarsak bu ikinci okuldan kaçışımız olacaktı. Diğerinde müdür beyden ve ailelerimizden ağır bir azar işitsekte zaten Mayıs ayının sonlarındaydık ve okulların kapanmasına çok az kalmıştı. Hepsi bir yana en sevdiğimiz sanatçı olan Edis Görgülü'nün sahilde olacak konserini kaçıracak değildik. Aslında işler biraz tuhaftı, öğrenci milletiydik ve konser paramız elbette yoktu. Ama bir hafta önce bizim binanın kapısının önünde bulduğum bir iple sarılmış iki Edis konser bileti çıldırmama neden olmuştu. Eminim birisi unutmuş veya düşürmüştü yoksa hiçbir insanoğlu bu kadar pahalı bir konser biletini alıp hayrına kapılara bırakacak değildi. Şansımın balı bir değil iki tane bilet vardı, Şeyda pisliği de böylece bu durumdan faydalanmıştı.

Ve bu yüzden yine okuldan kaçmaya karar vermiştik. Daha doğrusu Şeyda'yı gelmesi için ben ikna etmiştim, gerçi tehdit etmiş de olabilirdim. Neyse. Şimdiyse arka bahçenin kırık parmaklıklarından herhangi bir nöbetçi öğretmene yakalanmadan tüymeliydik. Üçüncü derse girecektik birazdan ve emin olun lise üçüncü sınıf dersleri aşırı sıkıcı oluyordu.

Duvarın üstünden elimi Şeyda'ya uzattığım da bir kaç saniye tereddütle beklese de en sonunda elimden tuttu. Çekerek ona destek olduğum da kendisi de çabalayarak benim yanıma ulaştı. Heyecanla sırtımızdaki çantaları çıkardık ve onları aşağıdaki yola attık.

Çokta yüksek değildi atlayacağımız yer ama yine de dikkatli olmalıydık.

"Üç deyince atlıyoruz tamam mı?" deyip Şeyda'ya baktım.

Tam saymaya başlayacağım sırada duyduğumuz ses ikimizin de dehşete düşmesine neden oldu.

"Hey! Ne yapıyorsunuz siz orda?"

GÖKKUŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin