#Bea Miller- Like That
Heyecan içinde hızla koşarak kapının yanına gittim ve pembe tişörtlünün kolundan tuttuğum gibi kendime çevirdim. Hadi bakalım Bismillah! Umarım yakışıklı bir şey çıkardı.
Kolunda tuttuğum kişi yüzünü bana çevirince gülümsemem soldu ve bir iki adım geriledim.
"Ayaz?"
Yok lan. Tövbe Estağfirullah. Mavi Ayaz değildi. Hayır olamazdı.
Kızım bir susta ana odaklan...
İç sesimi dinleyip tekrar "Ayaz?" dediğimde "Bir sorun mu var Elvan? Ne oldu?" dedi Ayaz anlamamış bir ifadeyle.
"Ha-yır." Üzerindeki pembe tişörte bir bakış attım.
"Neden pembe giyindin ki?"
Zil çaldığından insanların içeri geçebilmesi biraz kenar kaydık. Ayaz "Ah!" diyerek tişörtün eteklerinden tuttu ve çekti. "Berbat bir şey değil mi? Az eğlence olsun diye Basketbol Kulübüne yazılmıştım ve kulübün formaları pembeymiş. Bugün maçımız vardı, direk etütlere geldiğimden de değiştiremedim."
"Ha, anladım." derken içimden Mavi Beye saydırıyordum. Tabiki de direk pembe giyinip kendini ele vermeyecekti. O da mı kulüpteydi acaba?
"Sen niye sordun ki bunu?"
"Ya aslında önce birine benzettim. Sonra pembe giydiğini görünce, tercih etmeyeceğin bir renk olduğu için merak ettim."
Yüzünü buruşturup "Anladım, ve haklısın pembe sevmem." deyince gülmeden edemedim.
O sıra yanımıza "Ayaz!" diyerek bir çocuk geldi. "Gitmiyor muyuz?"
O da pembe forma giymişti. Muhtemelen aynı kulüptelerdi. Çocuğun bakışları kısa bir an bana kaydı, hemen ardından tekrar Ayaz'a baktı.
"Gidelim," dedi Ayaz ve bana dönüp "Sonra görüşürüz Elvan." diyerek yanımdan ayrıldılar.
Sıkıntıyla nefes alarak elimi alnıma attım. Bu iş sandığımdan ciddiydi. Gözlerimi kıstım. Pis Mavi Bey, benimle oynuyordu.
Hırsla telefonu elime alıp yazdım.
Elvan: Demek basketbol kulübündensin.
Mavi: Bu da bir sonraki ip ucun olsun o zaman :)
Elvan: Hayır
Elvan: Bu bilgiyi ben kendim edindim
Elvan: Bana başka bir şey söyleyeceksin yarın
Mavi: Galiba Pazartesi demek istedin
Mavi: Bugün Cuma
Elimi alnıma çarptım.
Elvan: Seni bulacağım Mavi.
Elvan: İşte o zaman tüm bu artistliklerinin hesabını vereceksin
Mavi: Sanırım Pembe öfkelenmiş
Mavi: Ha bu arada bağcığın açılmış
Mavi: Dikkat et de düşme
Gözlerimi irileştirerek ayaklarıma baktığımda sol bağcığımın açıldığını gördüm. Telefonu kapatıp hırsla boşalmış behçenin ortasına geçip okulun camlarına doğru baktım.
"Seni bulacağım Mavi!" dedim tekrar ama bu sefer bağırarak. "İşte o zaman bağcıklarını birbirine bağlayıp düşmeni sağlayacağım!"
Okulun içindeydi ve beni görüyordu, emindim. Hırsla ve gözlerimi kısarak pencerelerde bakışlarımı gezdirdim ama Mavi'ye uygun profil bulamadım. Cama çıkanlar 'ne yapıyor bu mal' bakışı atıyordu.
Rezil olmak umrumda değildi.
Kimse Elvan Karaca'yı bir oyunda yenemezdi.
Bildirim sesiyle dikkatim dağıldı.
Mavi: Sandığımdan daha hırslı ve güzelsin.
Mavi: Ama ben seni, senin sandığından daha iyi tanıyorum ve ben istemekdikçe sen beni bulamazsın.
Mavi: Çünkü bir sonraki adımını hep biliyorum.
Telefona sırıtarak bakıp başımı kaldırdım, ardından bir elimi havaya kaldırıp orta parmağımı gösterdim.
Mavi: Ben de seni seviyorum :)
🌈
Orta parmaklar aşkına neler oluyordu? lwfowofowkdkw
![](https://img.wattpad.com/cover/168264572-288-k640522.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKKUŞAĞI
Short StoryElvan: Seni bulacağım Mavi. Elvan: İşte o zaman tüm bu artistliklerinin hesabını vereceksin Mavi: Sanırım Pembe öfkelenmiş Mavi: Ha bu arada bağcığın açılmış Mavi: Dikkat et de düşme Gözlerimi irileştirerek ayaklarıma baktığımda sol bağcığımın açıld...