3.0

2.5K 168 17
                                    

Halsey- Gasoline

Evet arkadaşlar, uzun süreli gözlemlerimin ardından dünyada yaşayan uzaylılar olduğuna karar verdim.

Şhhh gizli bilgi bu!

"Tamam anladım ben," diye konuştum saklandığımız yerden ileri doğru bakarken. "Bu adam uzaylı, zaten anlamıştım ben canım."

Yusuf gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken hâlâ ileri doğru bakıyordu. Neredeyse on dakikadır okulun demir kapısının önünde bekleyen, Burak Özçivit çakması Nâzım müdürün ordan gitmesini bekliyorduk. Hayır yani adam on dakikadır kıpırdamadan aynı şekilde duruyordu. Ve benim teorim, onun bir uzaylı olduğu yönündeydi. Kesin dünyamıza indikten sonra liseli ergenlerin düştüğü bir tipe bürünmüş, gerçek kel ve göbekli müdürümüzü öldürerek onun yerine geçmişti. Ah, canım kel müdür!

"Yahu adam senin çişin de mi gelmiyor?" diye homurdanırken anlık olarak Yusuf'la yan yana olduğumuzu unutmuştum. Bakışlarımız kesişince kendime esaslı bir küfür savurdum.

Mantıklı yanım orta parmağını kaldırmış sallıyordu.

"Ne? Sonuçta doğal bir ihtiyaç." diyerek daha fazla saçmalamaya başladığımda, bir an önce bir ufonun üzerime düşerek beni buraya gömmesini istedim.

Yusuf dişlerini göstererek sırıttığında, elimle ağzını kapatıp evladım yapma şöle şeyler diyesim gelmişti ama Allah'tan bu sefer mantıklı yanım orta parmak sallamayı bırakıp o elimi tutmuştu.

Yusuf tekrar ileri baktı, bir süre daha öyle durduk ve ben yine tam isyan edecekken "Buldum!" diyerek bana döndü Yusuf.

"Neyi? Ay tuvaletin yerini falan hatırladıysan söyle şu adama gidip ihtiyacını gidersin."

Yusuf düz düz gözlerimin içine bakarak kaşlarını kaldırınca bu sefer arkada duran elimle kendime orta parmak çektim.

"Tamam dinliyorum."

"Ben müdürün yanına gidip bir sohbet başlatacağım ve dikkatini dağıtacağım. Sen de o sıra koşarak kapıdan çıkacaksın, hemen peşinden de ben geleceğim."

Gözlerim parlarken "Zeki çocuk!" diyerek onu övdüm ama hemen sonrasında "Keşke bunu beyinlerimiz güneşte kızartma olmadan önce söyleseydin." diyerek yerdim.

Yusuf bana kibirli bakış atarak saklandığımız duvarın önünden çıktı ve gitmeden önce göz kırptı.

"En azından ben kızartma olan beynimi kullanabiliyorum."

O bana laf mı sokmuştu şimdi? Gözlerimi kıstım. Alaycıydı, kibirliydi, en önemlisi tavrı artist gibiydi.

Bu bana birini hatırlatmıştı.

Kaşlarımı daha fazla çatarak sorgulamaya geçtiğim sırada Yusuf çoktan müdür ile konuşmaya başlamıştı. Düşünceleri boş verdim. Ana odaklandım. Yusuf müdürü güneş bahanesiyle gölge olan ve kapıdan uzak bir yere çekerken müdürün sırtı olduğum yere dönmüştü. Kırmızı çantamın kulplarına asıldım ve olduğum yerden tekminli adımlarla çıkarak ilerlemeye başladım. Seri bir şekilde kapının önüne kadar gittim ve Yusuf göz ucuyla bana baktığında elimle okey işareti yapıp çabucak çıktım kapıdan.

Koşarak bir konteynerin arkasına gizlenip yere çöktüm ve heyecandan olsa gerek nefes nefese bir şekilde başımı ileri doğru uzatarak Yusuf geliyormu diye baktım. Çok beklemedi, o da benim peşimden çıkarak etrafına bakındı, ama beni göremeyince ellerini beline koyup kaşlarını çattı.

Kıkırdadım.

"Pişt!"

Yusuf'un bakışları anında arkasına sakladığım konteynera dönerken ona elimle gel gibisinden işaret yaptım ve geri çekilip ayağa kalkarak oradan uzaklaştım. Yusuf yanıma geldiğinde bir anda kendimi tutamadım ve gülerek boynuna sarıldım.

"Ya Yusuf çok teşekkür ederim!"

Tabi anlık yaptığım şeyin farkına varınca gözlerimi irileştirerek çabucak geri çekildim. Yusuf hafif donuk bir şekilde bana bakarken afallamış gibiydi. Eh, haksız da sayılmazdı. Bir saniyede sarılmış, bir saniye öylece durmuş ve üçüncü bir saniyede geri çekilmiştim. Yani kısaca her şey çok hızlı gerçekleşmişti.

"Eee?" dedi Yusuf ve gözlerime istekle baktı. "Şimdi ne yapıyoruz?"

Hımmm.

Düşünüyormuş gibi yaptım ve elimi yukarı kaldırarak "Ev?" dedim.

Yüzü düştü. "Tamam."

Kız ama ben kıyamam ki şindik.

"Ya da dur," dediğimde Yusuf'un etrafta gezinen gözleri hızla beni buldu. "Aslında aklıma bir yer geldi, oraya gidebiliriz."

"Nereye?" dediğinde sırıttım.

"Sen sadece bana güven."

Ah canım kankam Şeyda, şimdi burda olacaktı ve ben bu cümleyi kurduktan sonra bana el hareketi çekecekti. Ay duygulandım.

Yusuf'u peşime takıp yakınlarda olan yere doğru ilerlerken yüzümde gizli bir piç smile vardı. Hey, merak etmeyin kötü bir şey yapmıyorum.

Ama herkes sürprizleri sever değil mi?

🌚

Sürpriz! :)

GÖKKUŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin