0.8

2.8K 195 20
                                    

Ne?

NE?

Bir saniye... Bak şimdi ilginç bir hâl almıştı bu iş.

Elvan: Katılacağın etütün bizim okuldaki olduğunu nerden biliyorsun?

Mavi: Biliyorum işte

Mavi: Hatta bugün sana söyleyecektim okulundaki etütlere katılacağımı

Mavi: Gelince o müdürün alnından öpeceğim.

Yüzümü buruşturdum.

Elvan: Aman al senin olsun müdür

Elvan: Hem sen onu bunu boşver de söyle bakalım çıkacak mısın karşıma?

Elvan: Klişe bir anonim hikâyesi olmasın dedin, umarım beni aylarca bekletmek gibi bir düşünce yoktur kafanda

Elvan: Çünkü ben

Mavi: Biliyorum o kadar beklemezsin

Mavi: Sabırsız olduğunu biliyorum Siyah, ama benimde kendime göre planlarım var

Elvan: ?

Mavi: Saklambaç oynayacağız:)

Bir süre duraksayıp düşündüm. Saklambaç derken? Mavi Beyin beni telepati yöntemiyle duyamayacağına karar verdiğimde tam yazacaktım ki Şeyda gürültüyle yanıma oturdu.

"Şansıma tüküreyim ben!" Göz ucuyla yandan bana baktı. "Hatta ikimizin şansına tüküreyim!"

Kaşlarımı kaldırdım. "Neden kanka?"

"Ders Matematik."

"Hassiktir..." diye fısıldadım kısık sesle. Elimdeki telefonu çabucak sıranın üstüne koyup "Şeyda ciddi olamazsın?" dedim ağlamaklı bir şekilde. Dün Suna Hocanın hali pekte hal değildi, hemen o olayın üzerine karşılaşmamız hiç iyi olmamıştı.

"Elvan sence şu an şaka yapacak modda mıyım?"

"Of!" diyerek ellerimle yüzümü kapadım ve ayaklarımı yere vurarak tepindim.

"Kızlar?"

Ellerimi, dişlerimi sıkarak yüzümden indirdim ve ön sıramıza ters bir şekilde oturup bize bakan Aysel'e baktım. "Matematik sözlüsü var, çalıştınız mı?"

"Sene sonu geldi, neyin sözlüsü bu?" diye çıkışınca Şeyda, omuz silkti Aysel.

"Hoca dün sınıf grubuna yazdı, siz galiba görmediniz."

"Bir yerine soksun o sözlüyü." diye kısık sesle honurdandığımda "Elvan sen yine düz geçiyorsun herhalde?" dedi Aysel.

Allah'ım şu an şeytan öyle bir dürtüyor ki, hayır yani dişlerini söküp götüne monte edeceğim birazdan.

"He, düz geçiyorum. Bir sorun mu var?"

Kendisi ineğin önde gideni olduğu için gelmiş burda hava basıyordu kendince.

"Yok canım bana ne," deyip "O zaman size geçmiş olsun." diyerek ayağa kalkıp sırasına gitti.

Şeyda arkasından bakıp homurdandı. "Az daha kırıtsa kalça kemiği yerinden çıkacak."

Güldüm. "Vallaha ya."

Çok geçmeden Suna Hoca sınıfa girdi. Herkes ayağa kalkarken, tek ümidim arkada oturduğumuz için çok gözüne batmadan şu iki dersi atlatmaktı.

GÖKKUŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin