"Hayallerim vardı yarım kaldı...
Hayal kurarsın gerçekleşmesi zaman alır yeter ki sen o hayalin elinden tutmayı bırakma ;yetim kalmasın ! "Hayalim olan tercümanlık bölümünden mezun olalı tam iki yıl olmuştu . Kısa dönem bir çok işe girip çıkmıştım . Deneyim olmuştu benim için . Bu kadar deneyimden sonra bir boşluğa düşmüştüm. Bu sanırım hayatın bana oynadığı kötü bir oyundu bu bile neyse ilk olanı hayatımı değiştirdi ;
beni dünyaya getirmek için canından olan melek annemi kaybetmemdi. Anne gibi yâr olmazmış.Babamın anlattıklarına göre annem doğum esnasında hayatını kaybetmişti. Kokusunu bile duyamadığım koruyucu meleğim. Bir yerlerde beni izlediğine eminim. Hep güçlü kalmak için hayatla savaştım. Hayâllerime uzanan yol kolay değildi benim için.Dikenli yollar geçidiydi. Hâlâ bir düzen tutturamamıştım. Benim isteğim başarılı bir futbol kulübünde çalışmaktı. Bu iş cesaret ve özgüven istiyordu .
Futbol çevirmenliği yapmak için birden fazla dil bilmek gerekiyor.
Ben zaten bir çok dil biliyordum. Faydasını daima göreceğim dil kurslarına katılmıştım. Biraz maliyetliydi . Tabiki bu yeterli değil. Biraz yükselip kendimi göstermem lazımdı. Bu yüzden hayalim olan futbol çevirmenliğine ara vermem gerekti .
Zaten ülkemizde de kadın çevirmen yok denilecek kadar az.İlk önce şansımı denemek için bir otele başvurdum. Ne yazık ki otele ben gelmeden önce biri alınmış. Otelden de umutsuzca ayrılarak eve doğru yol aldım.Yolda resmen sallanarak yürüyordum. Yavaştan yağmur çiselemeye başlamıştı. En sevdiğim. Son günlerde büte kalmış öğrenciler gibi deprasyondaydım. Bağışıklığım düştüğünden dudaklarım uçuk içinde kalmıştı . Ne zormuş işsiz işsiz gezmek. Göz yaşlarım bile yerinden firar ediyordu. İlerde gelen taksiye el kaldırıp durdurdum. Yok ki şöyle elimden tutan. Gün doğmadan neler doğarmış .
Eve ulaştığımda beni karşılayan üvey anneme öpücük kondurarak içeri girdim. Üvey olmasına rağmen bana hiç hissettirmemişti. Sağolsun.
Annem :
"Kızım neredeydin ?"
demesiyle bir az umutsuz ve kırgın bir şekilde
" Bugün bir otel müdürüyle görüştüm.Ama yine olmadı "
dedim. Dudaklarımı kemiriyordum.
Annem beni teselli etmeye çalıştı. Ama ben yine kendime söz geçiremeyerek, hayallerimi düşündüm. Ve bu durum üzmüştü beni.Bir kadın olarak kendi ayaklarının üzerinde durmak her şeyden önemli.Her zaman bunu aklıma kazımıştım. Ben ekonomik özgürlük kadar önemli bir şey düşünemiyorum. Hatta bir keresinde mahallede bulunan şiddet gören, sürekli kötü muameleye boyun eğen bir kadının dertlerini dinlemiştim . O sohbet benim düşüncelerimi değiştirdi. Onun bile bana ilk tavsiyesi buydu.Bende artık belli bir yaşa ulaştım. Aileme daha fazla yük olmak istemiyordum.Bir an önce iş bulmam lazımdı. Akşam eve gelen küçük kız kardeşim Mira gelir gelmez bana sarıldı ve ben ona sarılınca çiçek kokusu burnuma doldu.Bir ablaya sahip olmak sanırım dünyanın en güzel şeyiydi. Bende isterdim bir ablamın olmasını , bana destek vermesini,yanlışlarımı düzeltmesini,bir dağ gibi arkamda durmasını ...
Bunları düşünüyorken üvey annemin :
"kızlar hadi mutfağa gelin bana yardım edin . Şimdi babanız gelir sofra hazır olsun ."
demesiyle irkilerek kardeşime bir öpücük kondurarak mutfağa yöneldim. Mirayı ise üzerini değiştirsin diye odasına gönderdim. Mutfağa geçip masaya koyacacaklarımı ayarlamaya başladım .Çok geçmeden kapı çaldı. Bu gelen babam olmalıydı. Hızlıca kapıya yöneldim . Kapıyı açınca karşımdaki manzara beni şaşırttı. Karşımda bir polis duruyordu. Polisi görünce aklıma kötü şeyler geldi .Ama kendimi motive ettim böyle şeyler düşünmemek için. Polis :
"Hakan Aydemir'in evi burası mı?"
diye sorunca gözlerim fal taşı gibi açıldı bu kişi benim babam .Ben şaşkınlığımı ve merakımı yenerek :
"Evet, burası Hakan Aydemir'in evi o benim babam "
demekle yetindim. Polisin bana dönerek :
"Babanız şuan hastaneye kaldırıldı"
demesiyle resmen başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü.Birden gözlerimden yaşlar boşaldı. Çünkü o benim hayatımı anlamlandıran adam . Onu da kaybetmeyi acıyla harmanlanmış küçük yüreğim kaldıramaz. Zaten hayat beni ilk başta çok büyük bir sınava sokmuştu. Bunu düşünürken polisin bana babamın hangi hastaneye kaldırıldığını söylerken bir an düşüncelerimden sıyrılarak sebebin ne olduğunu sordum. Polis bir kaç forma bakarak şunları söyledi :
"babanız bir araba çarpması sonucu hastaneye kaldırıldı ".
Aniden kapıya üvey annem ve Mira gelmişti. Onlara anlatırken bile kendimi zor tutuyordum. Eğer babama bir şey olursa halimiz ne olurdu.O evimizin direği, bizim tek karşılıksız koruyucumuzdu.Bunları düşünürken üvey annem ve Mira hazırlanmış ,taksi çağırıyorlardı.Ben de kırılmış parçalanmış bir kemik yığını gibi ilerliyordum. Taksi gelir gelmez hızlı adımlarla ilerleyerek hemen bindik. Neler oluyordu böyle .Koruyucu meleğimin yanına doğru yol alıyorduk.Onu kaybetme düşüncesi bile beni yıpratmaya yetmişti.
Hem yolu izliyor hem ağlıyordum .
Taksi hastanenin önüne gelince ücreti ödeyerek indik . Hastaneye bakınca kendimi tutamayarak yine ağlamaya başlamıştım. Ama bunu yapmamalıydım .Kardeşime ve anneme destek olmam lazımdı. Bunları düşünürken annemin çağırmasıyla düşüncelerimden bir anlığına sıyrılarak hastanenin acil kapısına doğru ilerledim.Acaba babamı ne halde görecektim. Dua ederek içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Dil Tanımaz
Romance"Sanki onu ilk gördüğümde dilim tutulmuştu.Bir daha konuşamayacağım diye çok korkmuştum."❤ Eftelya Aydemir "Güneş misin sen fazla yaklaşınca yanıyorsun ;çok uzaklaşınca donuyorsun! " ❤ Ernesto Valentini