22♡💫

322 14 0
                                    

Yemeğimizi yedikten sonra masayı toplamak için ayağa kalkınca Ernesto ellerimden tutarak "bırak kalsın" diyince mecburen toplayamadım. Ernesto uçağın içindeki tvden romantik bir müzik açarak yanıma gelip "güzel bayan bana bu dansı lütfetmez misiniz?" diyince gülümseyerek elimi uzatıp "tabiki beyefendi" diyerek ayağa kalktım. Ve dans, beni o kadar nazik bir şekilde tutuyordu ki ellerini hissetmiyordum bile. Öyle sakin bir danstı ki sarhoş etti beni. Kafamı göğsüme dayayarak dansa devam ettik. Şarkının sonlarına doğru kafamı kaldırarak yanağına bir buse kondurdum . "iyi ki varsın"

O da saçlarımın üzerine başını koyup alnımı öperek "Bana her yer seninle güzel"iyi ki seni tanıyıp aşık olmuşum" "birisine böyle delicesine bağlanmak" hayatımda bu duyguyu ilk seninle yaşıyorum sevgilim " diyince gözlerim doldu.
Ona sıkıca sarılarak
"I Love You " dedim. Ernesto ellerimi alarak dudağına götürüp öpünce kalbim yerinden çıkacak gibi oldu.
"Benim uykum geldi" diyince şaşırarak yüzüme baktı. Gerçekten göz kapaklarımı taşıyamıyordum.
"

tamam güzelim, sen uyu ben seni İtalya'ya gelince uyandırırım "
Ben kenardaki yatağa geçerek uykuya daldım.

...

Yanağıma kondurulan öpücükle bir an irkilerek uyandım. "meleğim uyan artık" Ernesto'nun sesi kulaklarımda çınlandı resmen. Usulca yerimden doğrularak karşımdaki adama baktım. Gözlerimi ovuşturarak "günaydın prensim" diyip lavaboya doğru gittim. Hemen işlerimi halledip Ernesto'nun yanına geldim. Elimden tutup beni aşağı indirdi. Koskocaman bir havalanına gelmişiz.
Kocaman bir levhada "aeroporto dı milano linate" yazıyordu.
Aman Allahım Milano havalimanı. Artık İtalya'ya gelmiş bulunmaktayız.
Ernesto "evet aşkım nasıl buldun İtalya'yı?"
Bu soruyu hemen cevaplayamazdım.
"Canım şimdilik bir şey söyleyemem" diyip dirsek atıp güldüm.
Ernesto elimden tutarak beni park halindeki lüx arabaya doğru götürdü.

Araba gerçekten çok güzeldi. Eşyalarımızıda bir görevli yanımıza getirince bagaja yerleştirdik. Ernesto kapıyı açarak binmemi bekledi. Bende gülerek "çok naziksiniz Ernesto bey" dedim. O da "tabii gönlümüzün sultanına" diyip kapıyı kapattı. Kendisi sürecekti. Yola koyulduk. Nereye gittiğimizi sorunca "merkeze gidiyoruz" diyip "" seni çok beğeneceğin bir yere götüreceğim " bu sözler beni heyecanladırmıştı. Ernesto bir müzik açarak söylemeye başladı.
Şarkının ismi" yo contıgo"ymuş. Hiç duymamıştım.

Bu adam çok çılgın. Ama onu çok seviyorum. Büyük mağazalar ve insanların olduğu yere gelince Ernesto siyah şapka ve gözlük çıkarıp takınca ne olduğunu anlamadım. Sonra düşününce tabii ya bu adam ünlü biri. Tabi bana hava hoş ben kimse tarafından bilinmeyen biriyim .
Arabadan inip benim olduğum tarafa gelip kapımı açtı. Bu adam bu kadar kibar olmak zorunda mı?
Onunda yardımıyla hemen arabadan indim.
Ellerimden sıkıca tutarak beni bir mağazaya doğru götürdü. Çok büyük bir mağaza. Çeşitli renkli göze hitap eden o kadar çok elbise var ki hangisine bakacağını şaşırdım. Ernesto yanıma gelerek "hayatım sana bir elbise seçelim.". Bende kafamı olumlu anlamda sallayarak cevap verdim. Karış karış bütün mağazayı gezdik. Ama gözüm bir elbiseye takılı kalmıştı. Bordo bir elbise. O kadar şık duruyordu ki anlatamam. Hemen gidip bunu denemek istiyorum diye Ernestoya gösterdim. Deneme kabinine gidip hemen üzerime geçirdim. Çok güzel Aman Allahım çok hoşuma gitti. Hemen kalbinden dışarı çıkıp Ernesto'nun yanına gittim. Bana öyle güzel bakıyordu ki "cennet gibisin" "Tanrıya ne kadar şükretsem az."
İçim ısınmıştı sözleriyle. Hemen kabine giderek elbiseyi çıkardım. Ernestoya dönerek bunu alalım mı dedim. O da " tabiki başka alacağın bir şey varsa al güzelim" diyince bende önümdeki şapka reyonuna giderek bir şapka beğendim. Milano yazılıydı üzerinde. Alışveriş bittikten sonra arabaya geçtik. Bir çok tarihi ve göz alıcı sokaklardan geçerek şehrin dışına doğru yol aldık. Ernesto bana dönerek "şimdi seni evime götüreceğim" "Evde kimse yok annemler tatile londraya gittiler." yani onlarla tanışmam bir süre gecikecekti.
Birden üzerime bir ağırlık çöktü. Esnemeye başlamıştım. Ernesto "güzelim sen istersen uyu ben seni uyandırırım" diyince hemen gözlerimi kapattım. Zaten saat gece 12ye geliyordu. Ama uyuyamıyordum aklıma yaşadıklarım geliyordu. Gözlerimi azıcık aralayınca Ernesto'nun beni izlediğini farketmiştim. Bu beni utandırmıştı. Kesin kıpkırmızı oldum. Ernesto bunu farkedip "güzelim neden uyumuyorsun" diyince hemen "tamam şimdi uyuyacağım" diyip gözlerimi kapadım.
Saat kaçtı bilmiyorum birisi başıma geçip İtalyanca " hadi uyan sevgilim" demesiyle uyandım. Gözlerimi açtığımda karşımda okyanus gözlerinde kaybolduğum adam duruyordu. Kurban olduğum... Hemencecik kalkarak boynuna sarılıp günaydın prensim diyerek etrafı izlemeye başladım. Ben bu odaya nasıl geldim. En son arabadaydım. "Ernesto anlamış olacak ki" uyuyup kaldın kaldırmayada kıyamadım " diyince anlamış oldum. Oda o kadar güzeldi ki ağzım açık kaldı. Ernesto bana banyonun yolunu gösterip odadan ayrıldı. Hemen bavulumdan kıyafetlerimi alıp duşa girdim. Güzel bir duştan sonra odadan dışarı çıktım. Ev çok büyüktü. Ve özenle tasarlanmış gibiydi. Bizimkinler bile ev mi. Burası villa sanırsam. Aşağıdan kokular geliyordu. Büyük ihtimalle mutfaktan. Mutfak olduğunu tahmin ettiğim yere girince Ernesto'ya görünce direk beline sarılıp yanağına öpücük kondurdum. Bize masa hazırlamıştı. Çok güzel bir kahvaltı masası. Bir kuş sütü eksik. Beni tutup masaya oturtarak elime bir kırmızı gül tutuşturarak yanağıma öpücük kondurdu. Gözleri her gün aşkını ilan eder gibi bakıyordu.
O yeşil okyanus gözlerine tutulup kalıyordum. Bir insanın bir insana bu kadar içi gitmemeli...

Güzel bir kahvaltıdan sonra elimden tutarak evi gezdirmeye başladı pardon villa. Çok büyük ve ihtişamlı.

Dışarı çıkıp gezmeye başladık. Etraf o güzel ki her yer rengarenk çiçeklerle dolu. Tam çiçeklerin yanına yaklaşırken birden yağmur başladı. Gökgürültüsüyle birlikte. Ben yağmuru çok seven biriyim. Kollarımı iki yana açarak kafamı yukarı kaldırdım. Yağmur o kadar güzel yağıyordu ki insan uzun süre etkisinden çıkamıyordu.
Belime dolanan kollarla birlikte kendime geldim. Ernesto kulağıma "ıslandığım ilk yağmurumsun" diyip öpmeye başlayınca kulağına "seni seviyorum sevgilim" diyip boynuna sarıldım. Üşüteceğimi söyleyerek beni kucaklayıp eve götürürken "sen kilo mu aldın" diyince bir çimdik attım. Canının yanmasıyla bağıran Ernestonun çimdik attığım kolunu öptüm. "sevgilim çok özür dilerim canını çok mu yaktım" diyince bana dönerek "sinek ısırığı gibi güzelim" şaka mı yaptın sen diyerek tekrar çimdik attım. Gülüşmeler arasında eve girdik.
Hemen odaya geçerek üzerimi değiştirdim.
Salona inerek tabloları ve duvardaki resimleri incelemeye başladım. Ailesi olduğunu düşündüğüm resme bakarak iç çektim. Çok mutlulardı . Ve bir o kadar asil ve güzel aile. Hepsi sarışın. Evdeki diğer eşyaları incelerken Ernesto yanıma gelerek bir öpücük kondurdu. Bana tüm resimlerdeki kişileri tanıtarak " bir gün bizimde burada resmimiz olacak sevgilim" der demez bir heyecan bastı beni. Onunla evlenmek, bunu ima ediyordu.
Kalbim hızlı atmaya başladı. Sanki yerinden çıkacak gibi. Birden telefon çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Arayan Efsun'du. Biraz hal hatırdan sonra" Allah'a emanet ol kardeşim benim " diyerek konuşmayı sonlandırdık. Ernesto'ya sarılarak" beni asla bırakma " dedim. Gözlerim dolmuştu. Beni tek arayan Efsun'du. Bir o var hayatımda ailem diyebileceğim.
Gözlerimden düşen damlaları silen Ernesto" seni asla mu asla bırakmayacağım meleğim ömrümün sonuna kadar " diyerek saçlarımı içine çekerek öpücük kondurdu. Ona sımsıkı sarıldım. Onunla bir hayata yelken açmak. Hayat tarzımız, kimliğimiz her şeyimiz farklı." Tek aynı olan kalp atışımız ve aşkımız "

Ernesto" bu akşam seni arkadaşlarımla tanıştıracağım ve yemek yiyeceğiz "dedi. Şimdi daha çok heyecanlandım. Acaba beni seveceklermiydi. Veya Ernesto'ya uygun göreceklermiydi.
Başımı sallayarak" tabiki sevgilim bende onlarla tanışmayı çok isterim "diyerek koltuğa oturdum. Ne giyecektim ben! İyi ki mağazaya uğrayıp aldığım bir elbise vardı.
Yanıma yaklaşıp" ben şimdi stadyuma gidiyorum sevgilim sen istersen film aç izle ben gelene kadar "
bunu duyar duymaz hemen" kaç gibi geleceksin? " diye sordum." 17.30""zaten yemeğe 19.00 gibi gideceğiz" dedi. Saat daha 11.00 dı. Ne yapacaktım ben burada o kadar saat. Ernestoyu uğurlayıp bir film açtım.

Filmin bitmesiyle saate bakıp "13.30" olduğunu gördüm daha 4 saat vardı. Biraz uyursam belki zaman geçer diyerek odama çıktım. Bir çok kabuslar gördüm. Annem gelmişti rüyamda beni ziyarete. Melek annem. Öyle bir kalkmışım ki terler içinde kalmışım. Başımda Ernestoyu görünce sakinleştim " Meleğim sakin ol buradayım" tabi ben bir şeyler sayıkladım ama Ernesto bunu anlamamış. Nerden anlasın ki o Türkçe bilmiyor. Beni sakinleştirip su içirdi. Kendime yavaş yavaş geldim. Yerimden kalkarak elimi yüzümü yıkadım. Saate bakıp 17.30 olduğunu görünce " o kadar uyudum mu ben" diyerek söylendim. Ernesto hadi yavaş yavaş hazırlan diyerek odadan ayrılınca hemen giyinmeye başladım . Bu bordo elbise bana çok yakıştı. Allahım ilk defa kendimi beğendim. Bordo ruj ve sadec bir makyaj ile hazırdım. Harika görünüyordum. Ernesto kapıyı tıklayarak içeri girdi. Beni görür görmez "Tanrım ben böyle bir şeye ilk defa şahit oluyorum. Ne kadar da güzel olmuşsun sevgilim asil ve güzel. Kalbimi parçalayacaksın" diyince utanarak "teşekkür ederim sevgilim sen de çok yakışıklı olmuşsun her zamanki gibi" diyip yakasını düzelttim. Koluna girerek aşağı indik. Arabaya binerek yola koyulduk. Umarım bugünü sorunsuz bir şekilde atlatabiliriz.
Umarım her şey çok güzel olur umduğum gibi..

Aşk Dil Tanımaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin